![]() |
![]() |
|
#1
|
|||
|
|||
![]()
Kusursuz bir tasarım:Gözenekler
Yaprakların üzerindeki bu mikroskobik delikler ısı ve su transferi sağlamak ve fotosentez için gerekli olan CO2'i atmosferden temin etmekle görevlidirler. Gözenek olarak adlandırılan bu delikler, gerektiğinde açılıp kapanabilecek bir yapıya sahiptirler. Gözenekler açıldığında yaprağın hücreleri arasında bulunan oksijen ve su buharı, fotosentez için gereken karbondioksit ile değiştirilir. Böylece üretim fazlalıkları dışarı atılırken, ihtiyaç duyulan maddeler değerlendirilmek üzere içeri alınmış olur. Gözeneklerin ilgi çekici yönlerinden biri, yaprakların çoğunlukla alt kısımlarında yer almalarıdır. Bu sayede, güneş ışığının olumsuz etkisinin en aza indirilmesi sağlanır. Bitkideki suyu dışarı atan gözenekler, eğer yaprakların üst kısımlarında yoğun olarak bulunsalardı, çok uzun süre güneş ışığına maruz kalmış olacaklardı. Bu durumda da bitkinin sıcaktan ölmemesi için gözenekler bünyelerindeki suyu sürekli olarak dışarı atacaklardı, böyle olunca da bitki aşırı su kaybından ölecekti. Gözeneklerin bu özel tasarımı sayesinde ise, bitkinin su kaybından zarar görmesi engellenmiş olur. ![]() Dıştan bakıldığında kimi zaman sadece yeşil bir cisim olarak düşünebilen yapraklardaki mikroskobik alanlarda, kusursuz bir tasarım söz konusudur. Bitkiler için son derece önemli yapılardan biri olan gözenekler de bu tasarımın çok önemli bir parçasıdırlar. Görevleri ısı ve su dönüşümünü sağlamak ve CO2'i atmosferden temin etmektedir. Yandaki yaprak kesitinde de görüldüğü gibi genellikle yaprağın alt kısımlarında yer alan gözenekler, bitkinin su ihtiyacına göre açılıp kapanabilir olma özelliğine sahiptirler. Dış ortamdaki değişiklikler gözeneklerin hareketlerini belirleyen etkenlerdir. Yaprakların üst deri dokusu üzerinde çifter çifter yerleşmiş bulunan gözeneklerin biçimleri fasulyeye benzer. Karşılıklı içbükey yapıları, yaprakla atmosfer arasındaki gaz alışverişini sağlayan gözeneklerin açıklığını ayarlar. Gözenek ağzı denilen bu açıklık, dış ortamın koşullarına (ışık, nem, sıcaklık, karbondioksit oranı) ve bitkinin özellikle su ile ilgili iç durumuna bağlı olarak değişir. Gözenek ağızlarının açıklığı ya da küçük oluşu ile bitkinin su ve gaz alışverişi düzenlenir. Dış ortamın tüm etkileri göz önüne alınarak düzenlenmiş olan gözeneklerin yapısında çok ince detaylar vardır. Bilindiği gibi dış ortam koşulları sürekli değişir. Nem oranı, sıcaklık derecesi, gazların oranı, havadaki kirlilik… Yapraklardaki gözenekler tüm bu değişken şartlara uyum gösterebilecek yapıdadırlar. İki kısımlı (dicot) ve tek kısımlı (monocot) bitkilerde gözeneklerin özellikleri değişir. Bu iki tip bitkide gözeneklerini koruyucu hücreleri farklıdır. Bir çok monocot koruyucu hücresinin merkezi dar, ucu kalın olmasına rağmen dicot koruyucu hücreleri fasulye şeklindedir. Her bir monocot koruyucu hücresi epidermis'teki özel bir hücre ile birleşmiştir. Gözeneklerin farklı koruyucu hücrelerinin sahip oldukları özellikler sayesinde her bir bitkiye gerekli karbondioksit sağlanır ve susuzluktan korunur. ![]() Fakat bu problem de çözülmüştür. Mısır ve şeker kamışı gibi sıcak bölgelerde yaşayan bitkiler, gözenekleri kapalı da olsa, yapraklarına karbondioksidi alabilmek için kimyasal pompalar kullanmaktadırlar.1 Bu kimyasal pompaların bir süre yokluğu durumunda CO2 temin edilemediği için bitki besin üretemeyecek ve ölecektir. Bu da yapraklardaki bu kompleks pompaların zaman içinde ortaya çıkan raslantılarla oluşmasının imkansız olduğunun bir göstergesidir. Bitkilerdeki bu sistem de diğerleri gibi ancak bütün parçaları eksiksiz olduğunda fonksiyonlarını yerine getirebilmektedir. Dolayısıyla, bitkilerdeki gözeneklerin de tesadüfler sonucu evrimleşerek ortaya çıkmış olmaları ihtimal dışıdır. Son derece özel bir yapısı olan gözenekler de görevlerini en hassas biçimde yerine getirecek şekilde özel olarak tasarlanmışlar, yani yaratılmışlardır. |
#2
|
|||
|
|||
![]()
Yaprakların evrimi senaryosu
Görüldüğü gibi küçük yeşil bir cisme son derece kusursuz bir şekilde sığdırılmış kompleks yapılar vardır. Yapraklardaki bu kompleks sistem milyonlarca yıldır kusursuzlukla işlemektedir. Peki bu sistemler nasıl olup da bu kadar küçük bir alana sığdırılmışlardır? Yapraklardaki kompleks tasarım nasıl oluşmuştur? Bu kadar mükemmel ve örneksiz bir tasarımın kendi kendine oluşması mümkün müdür? Bu sorular evrim teorisini savunanlara sorulacak olursa alınacak cevaplar her zamankilerden farklı olmayacaktır. Hiçbir mantığı olmayan, kendi içinde sürekli çelişen açıklamalarla çeşitli varsayımlar ortaya atacaklardır. Kurdukları hayali evrim senaryolarıyla sayısız çeşitlilikteki bitkinin, ağacın, çiçeğin, deniz bitkilerinin, otların, mantarların "nasıl ortaya çıktıkları" sorusuna cevap vermeye çalışacaklar, fakat başaramayacaklardır. "Sizin için gökten su indiren O'dur; içecek ondan, ağaç ondandır (ki) hayvanlarınızı onda otlatmaktasınız. Onunla sizin için ekin, zeytin hurmalıklar, üzümler ve meyvelerin her türlüsünden bitirir. Şühesiz bunda, düşünebilen bir topluluk için ayetler vardır. " (Nahl Suresi, 10-11) ![]() ![]() ![]() - Bu dallar niçin birleşme ve yassılaşma gereği duymuşlardır? - Bu birleşme ve yassılaşma nasıl bir süreç sonucunda gerçekleşmiştir? -Dallar ne tür tesadüfler sonucunda yapı ve tasarım olarak tamamen farklı yapıdaki yapraklara dönüşmüşlerdir? -İlkel damarlı bitkilerden nasıl olup da binlerce, milyonlarca çeşitteki bitkiler, ağaçlar, çiçekler, otlar ortaya çıkmıştır? Evrimcilerin bu soruların hiçbirisi hakkında mantıklı ve bilimsel bir cevapları yoktur. Evrimciler her konuda olduğu gibi bitkilerin varoluşu konusunda da bütünüyle hayal gücüne dayalı senaryolardan başka bir açıklama üretemezler. Bu konudaki başka bir teori olan "Enation Teorisi"ne göreyse yapraklar, bitki saplarının tomurcukları ile oluşmuştur.2Bu iddialarını da yine sorular sorarak inceleyelim: Nasıl olup da gövdenin belirli yerlerinde bir yaprak oluşturmak üzere tomurcuk gibi bir yapı oluşmuştur? Daha sonra tomurcuklar nasıl yapraklara dönüşmüşlerdir? Üstelik de sayısız çeşide sahip kusursuz bir yapı olan yapraklara… Biraz daha geriye gidelim. Tomurcukların çıktığı dallar nasıl oluşmuştur? Tomurcukların bazı cinslerde yapraklara, bazılarındaysa çiçeğe ve zamanla meyveye dönüşmesini sağlayan kompleks mekanizmalar rastlantılarla nasıl oluşmuştur? Bunlara benzer soruların da evrimcilerce verilmiş hiçbir bilimsel cevapları yoktur. Gerçekte her iki teorinin de özetle anlatmak istediği şudur: Bitkiler evrimcilere göre tesadüfen gelişen olaylar sonucunda ortaya çıkmışlardır. Tesadüfen tomurcuklar, dallar oluşmuş, bir başka tesadüf olmuş klorofil kloroplastın içinde var olmuş, başka tesadüflerle yapraktaki tabakalar oluşmuş, tesadüfler tesadüfleri kovalamış ve sonunda kusursuz ve son derece özel yapısıyla yapraklar ortaya çıkmıştır. Bu arada yaprakta tesadüfen oluştuğu iddia edilen bu yapıların hepsinin aynı anda ortaya çıkması gerektiği de göz ardı edilmemesi gereken bir gerçektir. Evrimcilere göre yapraktaki mekanizmaların tümü kendi kendilerine gelişen tesadüflerle ama aynı anda ortaya çıkmışlardır. Yine aynı evrimci mantığın devamı, kullanılmayan organların ya da sistemlerin kaybolmasını öngörmektedir. Yapraktaki düzeneklerin hepsi birbirine bağlı olduğundan, bir tanesinin tesadüfler sonucu ortaya çıkmış olması bir anlam ifade etmeyecektir. Çünkü evrimci mantığın ikinci aşamasına göre bu düzenek, işe yaramadığından dolayı ortadan kalkacaktır. Bu yüzden bitkinin yaşamını sürdürebilmesi için kökündeki, dallarındaki ve yapraklarındaki kompleks sistemlerin hepsinin aynı anda var olması gerekmektedir. Yeryüzündeki her canlıda olduğu gibi bitkilerde de tam anlamıyla kusursuz sistemler kurulmuştur ve ilk yaratıldıkları andan itibaren özelliklerinde hiçbir değişiklik olmadan günümüze kadar gelmişlerdir. Yapraklarını dökmelerinden, kendilerini güneşe çevirmelerine, yeşil renklerinden, gövdelerindeki odunsu yapıya, köklerinin varlığından meyvelerinin oluşmasına kadar olan tüm yapıları örneksizdir. Daha iyi sistemlerin oluşturulması hatta benzerlerinin oluşturulması (mesela fotosentez işlemi) günümüz teknolojisiyle mümkün bile değildir. Bu komplekslik de yaprakların tesadüfen oluşamayacağının delillerinden biridir. Yapraklar özel olarak bitkilerin besin üretmesi, solunum yapmaları gibi ihtiyaçlar için tasarlanmış yapılara sahiptirler. Özel bir tasarımın varlığı, bir tasarlayıcının varlığını kanıtlar. Tasarımdaki detaylar ve kusursuzluk da tasarımcının aklını, bilgisini ve sanatının gücünü bize tanıtır. Yaprakları en mükemmel tasarımlarıyla yaratan hiç kuşkusuz ki tüm alemlerin Rabbi olan Allah'tır. |
![]() |
Seçenekler | |
Stil | |
|
|