#1
|
|||
|
|||
Konvansiyonel Ürünlerin Zararları ve Organik Tarım Farkı
Son yıllarda gerek tarımsal ilaçların, gerekse gübrelerin bilinçsizce kullanımı bitkisel üretimde miktar artışının yanında kalitesiz ve insan sağlığını tehdit edecek ürünlerin ortaya çıkmasına neden olmuştur. Sanayileşmeden kaynaklanan çevre kirliliğinin de etkisiyle soframıza gelen sebze ve meyvelerin doğallığı, güvenilirliği neredeyse kalmamıştır. Ülkemizde kanser vakalarının artışında pestisit denilen tarım ilaçlarının “aşırı” ve “uygunsuz” kullanımının büyük payı olduğu açıklanmaktadır.
Çarşı ve pazardan alınan Sebze/meyve örneklerinde, üst sınırın üzerinde nitrit, nitrat, kurşun, pestisit miktarlarına rastlanmıştır. Bebekler ve çocuklar; erişkinlere göre, gıdalardaki kimyasallardan ve pestisit kalıntılarından dolayı gelişmekte olan sistem ve organlarına daha büyük yük bindiği için daha fazla risk altındadır. Alerji teşhisi konan bebeklerin beslenmelerine geriye dönüp bakıldığında, alerji sebebi olarak gıdanın kendisiyle değil, gıdalardaki pestisit (böcek ilacı), nitrit, nitrat kalıntıları ile karşılaşılmaktadır. Alerji riskini de artırdığı için, özellikle bebek ve çocukların organik ürünlerle beslenmesinin ileriki yaşlardaki yaşam kalitesi açısından önemi büyüktür. Son araştırmalara göre (Journal of Family Health Care Vol:13 No:1, 2003), pestisit ve kimyasallarla karşılaşan çocuklarda; hormonal bozuklukların, kavrama ve öğrenmede geriliğin ve kanser riskinin arttığı görülmektedir. Olgunlaşmadan toplanan meyve ve sebzelerdeki düşük vitamin ve besin oranlarının yanında organik ürünler doğal besin içeriği açısından da daha zengindir. Hammadde-üretim-son ürün aşamalarının tamamı kontrol altındadır ve sertifikalıdır. Organik tarımla üretim yapıldığı bağımsız yetkili kuruluşlar tarafından denetlenir ve sertifikalandırılır. Kontrol ve sertifikasyon, organik tarımın en önemli basamaklarından biridir. Sertifika sistemi, ürünün ekolojik standartlara göre üretildiğinin, işlendiğinin, paketlendiğinin garantisidir. İzlenebilir olmasından dolayı, raftaki üründen, hammadde ve üreticiye kadar her aşamasının güvenliği öğrenilebilir, izlenebilir. Küresel ısınmada gerçek suçlu, fosil yakıtlar ya da ekonomik görüşe yanlış hizmet veren bilim ve teknoloji değildir. Doğadaki bütünlük ve dengeyi kavrayamayan, kaynağı yerli yerinde kullanamayan yanlış insan yönetimleridir. Çözüm dünyaya ekonomik değil ekolojik bakabilmektir. Gerçek insan ihtiyaçlarını samimiyetle sorgulamak doğayı dinlemek gözlemek anlamak ve ders çıkarabilmektir. Bütünün içinde kendimizin önemini ve nereye koyacağımızı kavrayacak farkındalığı elde etmektir. Bunu ancak ekosistem yaklaşımı ile elde edebiliriz. İnsanoğlu doğal ekosistemlerden sistem fonksiyonlarını sürdürmesini ve tarımın karınlarını doyurmasını bekliyorsa sürdürülemeyen taleplerinden ve bunun getirdiği yanlış yönetimlerden vazgeçmelidir. alıntıdır |