#1
|
|||
|
|||
Kabak Yetiştiriciligi
KABAK YETİŞTİRİCİLİĞİ
Toprak İsteği: Çok ağır ve kumlu topraklar haricinde tüm topraklarda yetiştiriciliği yapılabilir. Derin, geçirgen, su tutma kabiliyeti çok iyi, organik ve mineral maddelerce zengin tınlı topraklarda en iyi ürün alınır. Kumlu topraklarda çiftlik gübresi ve ticari gübre kullanılır kabak yetiştiriciliği yapılabilir. Bu topraklarda erkencilik sağlanır. Toprak pH’sı 6-7 civarında olmalıdır. Toprak Hazırlığı, Ekim-Dikim: Ekim ve dikimden önce bir veya iki defa toprak işlenir, tırmık geçirmek suretiyle tarla tesviye edilir. Toprak sıcaklığı 10-12 °C bulduğunda ekim ve dikim yapılır. Yetiştirme kaplarına birer tohum ekilir. Dikimden bir gün önce fidelerin topraklı olarak dikilebilmeleri için yetiştirme kapları sulanmalıdır. 4-5 yapraklı oldukları dönemde esas yerlerine dikilir. Kol atmayan ve toplu halde büyüyen kabak fideleri, sıra arası 60-80 cm, sıra üzeri 50-60 cm aralık mesafeyle dikim yapılır. Kışlık bal ve kestane kabakları çok dallanan, fazla boy atan çeşitler oldukları için sıra arası 240-300 cm, sıra üzeri 60-140 cm olacak şekilde dikilmelidir. Kabak ışıktan hoşlanan bir bitkidir.Gölgeli ve ağaç altlarında kabak yetiştiriciliği yapılmaz. Gölgeli yerlerde bitki hem narin bir yapı kazanır,hemde bitki üzerinde dişi çiçek oluşturma ve meyve bağlama oranı azalır,verim düşer. Kabaklarda vegatasyon süresi yazlık çeşitlerde yaklaşık 100, kışlık çeşitlerde ise 180-200 gündür. Tohum ekimden 4-8 gün sonra çimlenme olur. Bitkiler büyümeye başlayınca, özellikle dallanan kışlık çeşitlerde ilk sürgünün 5-6 yapraklı olduğu dönemde sürgün ucu kesilerek dallanma teşvik edilir. Bakım İşleri: Yabancı ot durumuna göre ilk çapa yapılır. İlk çapadan itibaren 2-3 hafta aralar ile 3-4 çapa tekerrür edilir. Çapa işleri hem yabancı ot temizliği hem de toprağın havalandırılması ve bitkilerin boğaz doldurması amacı ile yapılır. İlk döller görülünceye kadar sulamadan kaçınılır. Bu dönem kurak geçilirse aşırıya kaçmamak üzere su verilebilir. İlk meyveler görüldükten sonra sulama işi büyük önem taşır. Kabak meyveleri çok hızlı büyüdüğü için sulamayı oldukça sık aralarla ve mümkünse 3-4 gün aralarla yapmak bitkinin gelişmesi ve verim bakımından çok faydalıdır. Kabaklarda susuzluk sabah ve akşam saatlerinde yapraklarının anormal olarak pörsüyüp aşağıya doğru sarkmalarıyla kolayca anlaşılır. Bitkilerde bu belirtiler görülmeden, zamanında sulama yapılmalıdır. Gübreleme: Kabaklar toprakta organik besin maddelerinin fazla olmasından hoşlanır. Dekara 3-4 ton arasında iyice yanmış çiftlik gübresi sonbaharda ya da ekim ve dikimden bir ay önce toprağa verilmelidir. Ticari gübre olarak 25-30 kg/da %33 A.Nitrat ,20-25 kg/da TSP veya DAP, 20 kg potasyum sülfat ve gerekirse CAN gübresi (çiçek burun çürüklüğü görüldüğü zamanlarda). Mücadelesi; yabancı otlarla mücadele en önemli konudur. Çapa işleri ile hem yabancı ot temizliği hem de toprağın havalandırılması ve bitkilerin boğaz doldurulması yapılır. Uzun süreli kuraklık ve aşırı nem mantari hastalıkların yayılmasına neden olur. Kabaklarda görülen en önemli hastalıklar külleme, mildiyö, kabak mozaik virüsü, fusariumdur. Zararlılar ise; nematod, kırmızı örümcek, trips ve afitlerdir. Mücadele yöntemleri aynen hıyarda olduğu gibi aksatılmadan düzenli bir şekilde yapılmalıdır. Hasat: Yazlık kabaklarda hasat iriliği 15-20 cm uzunluğundadır. Hasat günlük yapılmalıdır. Sabah veya akşam saatlerinde yapmaya dikkat edilmelidir. Hasat süresini uzatmak istiyorsak yaşlı yapraklar çıkartılarak normal bakım işlemlerine devam edilmelidir. Bitki başına 2-4 kg ,dekardan da 5-8 ton ürün alınabilir. Hasat olgunluğuna gelmiş kışlık bal ve kestane kabakları bitki üzerinde yapraklar kuruyup sararıncaya kadar bekletilir. Mevsim sonunda sonbaharın ilk donları başlamadan ve meyve üzerine kırağı düşmeden hasat edilir. Verim yazlık kabaklara göre daha yüksektir. Dekardan 6-10 ton arasında değişen kabak ürünü hasat edilir. Nefis yaz sebzelerinden biri olan Kabağı veren, Kabakgillerin örnek bitkisidir. Anayurdunun Kuzey Amerika olduğu sanılmakta ve Amerikan İngilizcesindeki kabak sözcüğünün Kızılderililerin dilinden alındığı savunulmaktadır. Ülkemizin hemen her yerinde yetiştirilen otsu kabak bitkisinin, boyu birkaç metre uzayabilen köşe kesitli sürüngen bir gövdesi vardır. Bu gövdenin üzerinde, diken gibi sert tüyler ile bitkinin tutunmasına yarayan sülükleri bulunur. Bitkinin yaprakları iri, kaba ve diken gibi tüylerle kaplıdır. Tekevcikli sarı renkli çiçeklerinde, çanak ve taç yapraklarının dibi bitişiktir. Bitkinin kabak adı verilen meyvesi etli ve suludur. İçinde kabak çekirdeği denilen tohumları yer alır. Taze sebze olarak çeşitli sadeyağlı, zeytinyağlı ve etli yemekleri yapılan bu meyvenin iyice olgunlaşmış olan tohumları çıkarılıp kavrularak çerez olarak tüketilir. Ayrıca bazı yörelerde kabağın erkek çiçekleri toplanıp dolma yapımında asma yaprağı gibi kullanılır. window.google_render_ad(); |