#1
|
|||
|
|||
Böcekleri Taklit Eden Bitkiler
Bitkiler nesillerinin devamını gerçekleştirmek için son derece ince taktikler kullanarak böcekleri kendilerine çekerler. Görecek gözleri, düşünecek akılları olmayan bitkiler bunu nasıl yaparlar? Kimi bitkiler kendi bedenlerinde ürettikleri sahte böceklerle kimileri ise özel olarak ürettikleri kimyasal maddeler ile...
Bitkilerin insanların bile uzun araştırmalar sonucunda elde edebildiği fiziksel ve kimyasal sonuçlara kolayca ulaşabildiklerini ve kendi nesillerinin devamını da bu sistem üzerine kurduklarını biliyor muydunuz? Bu yazının konusunu oluşturan ve bitkiler için hayati önem taşıyan bu özellikler alemlerin Rabbi Allah'ın üstün yaratış delillerinden sadece bir tanesidir. Bu bitkileri kısaca incelemek gerekirse: Örneğin; bir orkide türü (mirror orchid) arıları etkileyebilmek için dişi bir arının şekline ve rengine sahiptir. Hatta bu orkide türü erkek arıları daha kolay cezbedebilmek için uygun bir kimyasal uyarı yayıp, etkileyici bir feromon (özel bir salgı) da üretir. Kıbrıs Arı Orkidesi (Cyprus bee orchid) de döllenme işleminin gerçekleşmesi için arı taklidi yapan çiçeklerden başka bir tanesidir. Bu yöntemi kullanan orkidelerin sayısı oldukça fazladır ve izledikleri yöntemler de birbirlerinden farklıdır. Kimisi başı yukarı kalkık dişi bir arının taklidini yaparken, kimisinin de başı aşağı doğru eğiktir. Örneğin Sarı Arı Orkidesi ikinci yöntemi kullanır. Bunun nedeni döllenme şekillerindeki farklılıklardır. Dişi arı taklidi yapan bir diğer orkide türü de Korsan Arı Orkidesi'dir. Dişi arıların dış görünüşlerini o kadar mükemmel taklit ederler ki sadece erkek arılar bu orkidelerle ilgilenirler, dişi arılar hiç ilgilenmezler. Orkide familyasının bazı üyeleri ise verecek nektarları olmasa da arıları kendilerine çekmeyi başarırlar. Yine dişi arı taklidi yapıp çekici bir koku salgılayarak erkek yaban arısının çiçeğin alt bölümünde yer alan kısmına konmasını sağlarlar. Çiçeğe konan yaban arısı çiftleşmeye çalışır ve sonuçta da çiçeğin üzerindeki polenleri vücuduna bulaştırır. Bu kandırmaca sonucunda vücuduna yapışan polenleri aynı amaçla konduğu bir başka orkide çiçeğine taşır. Hayvanların dişilik özelliğini taklit eden bir başka bitki de Çekiç Orkidesidir. Güney Afrika'nın kuru otlaklarında yetişen bu orkidenin üreme mekanizması çok dikkat çekicidir. Kalp şeklinde tek bir yaprağa sahip olan Çekiç Orkideleri tıpatıp yaban arısı dişisine benzerlik gösterirler. Bu yaban arılarının sadece erkekleri uçarken, dişileri kanatsız olup zamanlarının büyük bir kısmını toprağın altında geçirirler. Dişi yaban arıları çiftleşme zamanı geldiği zaman, erkek arıların onlara kolay ulaşması için toprağın altından çıkarak Çekiç Orkidesine tırmanırlar. Orkideye çıktıklarında çiftleşmek için bir koku salgılar ve erkek arının gelmesini beklerler. Erkek yaban arılarının özelliği ise orkidelere dişi arılardan iki hafta önce zaten gelmiş olmalarıdır. Bu son derece ilginç bir durumdur. Çünkü ortada dişi yaban arıları yoktur ama dişi yaban arılarına tıpatıp benzeyen ve döllenmeyi bekleyen orkideler vardır. Ve erkek yaban arıları orkideye geldiklerinde, dişi arıların yaydığı kokunun benzeriyle karşılaşırlar. Çünkü orkide, dişi arıların kokusuna benzer bir koku yaymaktadır. Bu kokunun da etkisiyle birlikte erkek arılar orkidenin yaprağına konarlar. Orkide, yaprağının bir bölümünü hareket ettirerek arının kendi üreme organına düşmesini sağlar. Arı çiçekten kurtulmaya çalışırken bu sırada polen yüklü iki kesecik kafasının arkasına ve sırtına yapışır. Böylece arı başka orkidelere gittiğinde, sırtına yapışan polenler diğer orkidelerin döllenmesini sağlar. Görüldüğü gibi Çekiç Orkidesi ve arı arasında son derece uyumlu bir ilişki söz konusudur. Bu uyum bitkilerin üreyebilmesi için son derece önemlidir. Çünkü başarılı bir polenleşmenin sağlanamaması yani böcekten gelen polenlerin aynı türde bitkiye iletilmemesi durumunda döllenme gerçekleşmeyecektir. Çekiç Orkidesi ve yaban arıları arasındaki bu uyumun doğada pek çok örneği vardır. Çiçeklerin yapılarındaki farklılıklar bazen bu uyumlu ilişkinin sebebi olabilmektedir. Örneğin bazı çiçeklerin içine girebilmek bazı böcekler için son derece kolaydır, çünkü çiçeğin polenlerinin bulunduğu kısım açıktır, bu bölümden böcekler ve arılar kolaylıkla girip polenlere ulaşabilirler. Bazı bitkilerde ise sadece belirli hayvanların girebileceği büyüklükte bir nektar girişi vardır. Mesela arılar bazı durumlarda çiçekteki nektara ulaşmak için bu aralıklardan kendilerini içeri doğru iterler. Arıların kolaylıkla yaptıkları bu işlemi yapmak başka canlılar için çok zor, hatta imkansızdır. Normal çiçeklerden daha uzun çiçek tacı tüplerine sahip olan bitkilerdeyse ağız yapıları sebebiyle arılar ve bazı böcekler bu bitkileri dölleyemezler. Sadece gece kelebekleri ve güveler gibi uzun dilleri olan böcekler, uzun çiçek tacı tüplerine sahip olan bu çiçekleri dölleyebilirler. Bütün örneklerde de görüldüğü gibi bazı çiçeklerin yapılarına tıpatıp uygun bir vücut yapısına sahip olan böceklerle bu çiçekler arasında son derece kusursuz bir uyum vardır. Elbette bitki bu uyumu kendi başına gerçekleştirmiş değildir. Çünkü bir bitki döllenebilmek için ne tip yöntemlere ihtiyacı olduğunu kendisi belirleyemez, bunun için ebat ve şekil tespit edip buna uygun bir değişim geçiremez. Hiç tanımadığı bir hayvanı cezbetmesi gerektiğini düşünemeyen bir canlı, elbette, tüm bu yöntemleri kendisi uygulayamaz. Karşımıza çıkan tüm detaylar, bu mükemmel uyumun kendi başına gerçekleşemeyeceğini ancak üstün bir yaratılışla yaratıldığını ortaya koymaktadır. Bitkinin ne kendi varlığından, ne de gerçekleştirdiği bu mucizevi işlemlerden haberi bile yoktur. Çünkü o, sahip olduğu her özelliği planlayan, kainattaki herşey gibi kendisini de yaratmış olan ve her an yaratmaya devam eden Allah'ın kontrolündedir. Yüce Allah Kuran' da şu şekilde bildirmektedir: "Bitki ve ağaç (O'na) secde etmektedir." (Rahman Suresi, 6) |