#1
|
|||
|
|||
Neyzen Tevfik
Neyzen Tevfik ya da tam adıyla Tevfik Kolaylı (d. 14 Haziran 1879, Bodrum - ö. 28 Ocak 1953, İstanbul), neyzen, şair. Taşlama türünün en önemli temsilcilerinden biri. Taşlama kitaplarının yanısıra çeşitli taksimler ve nihavent saz semaisi ile şehnazbuselik saz semailerinin de bestecisi.
Tam adı Tevfik Kolaylı'dır. 14 Haziran 1879 tarihinde Bodrum'da doğdu, 28 Ocak 1953 tarihinde İstanbul'da öldü. İlköğrenimini Bodrum'da gördü. İzmir İdadisi'ni bitirmeden ayrıldı. Kendi kendini yetiştirdi; Farsça öğrendi, İzmir Mevlevihanesi'ne, İstanbul'da Galata ve Kasımpaşa Mevlevihanelerine gitti. Fatih Medresesi'nde dört yıl okudu. Bektaşi tarikatına girerek Sütlüce Tekkesi şeyhi Münir Baba'ya bağlandı. Bir süre Mısır'da yaşadı. Eşref'ın çıkardığı Deccal dergisindeki II.Abdülhamit'i yeren bir şiiri nedeniyle gıyabında idama mahkum edildi. İkinci Meşrutiyet'in ilanıyla İstanbul'a döndü. Ney çalmadaki ve şiir okumada ustalığı ile sözünü esirgemezliği haklı ve yaygın bir ün kazandırdı. Toplumsal kural ve baskıları takmayarak ilginç yaşantısını her dönemde sürdürdü. Sürekli içki içtiği için, zaman zaman akıl hastanesinde bağımlılık sağaltımı gördü. Nef'i ve Eşref'ten sonra Türk Edebiyatında taşlama türünün üçüncü önemli temsilcisi kabul edilir.söylev ve anılarından bazıları neyzen gece meyhaneden cikmis evine donerken, dar bir sokakta karsilastigi bir baska sarhos ile aralarinda gecen diyalog : - ben senin gibi cigeri bes para etmez herife yol vermem! neyzen geri cekilir, yolu acar; -ben veririm.. muhabir-- ne kadar içki içersiniz. neyzen-- birinci dünya harbi boyunca 18 bin okka rakı, içtim muhabir-- hehehe yok canım neyzen-- gülmesene kardeşim hesap yaptık hesap turk milleti gariptir her lafi kaldirmaz ibbne dersin kizar da sikersin aldirmaz tanrıya da kadeh kaldırmış ve "ey bana kendini büyük tanıtan halime bak da davarlığından utan" demiştir bana yar olmayan devr-i devranın, izzet-i ikramını sikeyim. yansın ibneler alayı, su veren itfaiyenin hortumunu sikeyim. su-i tedbirimle yahu, öyle boklaştı işim. ağzıma sıçtı felek, hem de sikti geçmişim bana yoktur luzumu gulşeninin, şer-i tarik u ruz-ı ruşeninin, ne gulammanın, ne de zenninin, hepsinin ta mezarını sikeyim. "hayat içi su dolu bir fıçıya benzer.bu suyu birden içsende biter,yavaş yavaş içsende biter." yürü güzelim endamını göreyim sensiz geçen gecelerin ecdadını sikeyim ben mecnun muyum bir ** için çöllere düşeyim leylanın da mecnunun da anasını sikeyim feleğin uğradımsa vartasına sıçayım ağzının ta ortasına bunu yazsın cihan da hartasına kıtaat u biharını sikeyim! neyzen tevfik neyzen bir gun gene cigirindan cikmis adanalilari yolda birakacak sekilde allah kitap kufur ediyor.bir arkadasi geliyor yanina. -bre neyzen ayiptir gunahtir nasil kufurdur bunlar neyzen adama bakar -hocam,biz buyuk kapinin kopeklerindeniz;biz havlayip hirlamasak kapinin buyuk oldugunu kim anlar. örnek alma çiçek çiçek gezen arıyı sonra pilin biter sikemezsin karıyı olmuşu varken yeme meyvenin hamını helali varken sikme namahremin **ını güvenme her dostunun yoğurduna sütüne sonra sokarlar kazığı ta götünün dibine ihtiyarlik ile gençlik diyerek, su hayati ikiye böldürme! ey büyükten de büyük allahim, benden evvel sikimi öldürme! moralinin bozuk oldugu bir gün,hoslanmadigi bir adam masasina çöker ve münasebetsiz laflarla neyzeni kizdirir.adam bir ara; --üstad,bugüne kadar hiçbir yerde neden görev almadiniz acaba ? diye sorunca,dayanamaz --senin gibi himbillarin yerine geçmemek için der. atatürk neyzen'in ününü duymuş olacak ki, çağırtmış köşküne sohbet etmişler, uzun uzun aşkla üflemiş neyzen.. ardından sormuş atatürk.. - senin çok fazla içki içtiğini söylüyorlar, benim kadar içer misin ? neyzen düşünüyor, içkinin hududu olmaz. - ne kadar içersiniz ? - iki tane kiloluk rakı içerim. ata kelimelere basa basa şu sözleri söylemiştir, neyzen'in gözünü korkutmak istemiştir. - nasıl içersiniz ? - canım ne isterse; susuz, mezesiz. neyzen: - ben de iki kiloluk içerim ama, öyle içmem. neyzen'in arzusu ile ortaya kocaman bir emaye kase geliyor, iki kiloluk rakıyı neyzen kaseye boşaltıyor. başını sokup lıkır lıkır içecek zannediyorlar. fakat neyzen'in isteği daha bitmemiştir, bir somun ekmek ve irice bir kaşık geliyor. neyzen ekmeği lokma lokma koparıp kasedeki rakının içine bastırıyo. lokmalar rakıyı iyice çektikten sonra çalakaşık yanaşıyor. yine anlatılanlara göre, ata: - pes, pes, diye bağırarak ayağa fırlamış ve elleriyle yüzünü kapamış, ayrılırken de saygılarını sunmuştur. yine rivayete göre ata öldükten sonra neyzen, evinden haftalarca çıkmamış.. |