#1
|
|||
|
|||
Pir Sultan Abdal'ın Hayatı
Pir Sultan Abdal'ın hayatı
A ) HAYATI : Yazılı kaynaklarda Pir Sultan Abdal'ın hayatı üzerine bilgi yoktur. Onun hayatı ile ilgili bilgiler ya kendi şiirlerinden, ya başkalarının şiirlerinden, bir de halk arasında anlatılagelen menkıbelerden ve söylentilerden öğrenilebilmektedir. 1 ) Doğduğu Yer : Gerek eldeki şiirlere gerekse halk arasındaki söylentilere göre, Pir Sultan Abdal, Sivas'ın Yıldızeli ilçesinin Çırçır bucağına bağlı olan Yıldız dağı eteklerinde bulunan Banaz köyündendir. 2 ) Evi : Bugün, banaz köyünde, Pir Sultan'ın olduğu söylenen bir ev, evin önünde o zamanlardan kaldığına inanılan bir söğüt ağacı, ağacın altında da Pir Sultan'ın asasının ucuna takarak Horasan'dan getirdiğine inanılan büyük bir taş vardır. Bunların her üçüde köylülerce ziyaret yeri sayılmaktdır. 3 ) Asıl Adı ve Soyu Sopu : Asıl adı şiirlerden öğrendiğimize göre, Haydar'dır. Şiirlerinde peygamberin soyundan geldiğini söylemektedir. Alevi-Kızılbaş'lar arasındaki söylentiye göre Hz. Ali torunlarından İmam Zeynel Abidin soyundan ve Can baba kolundandır. Ancak o çağlarda, övünmek yada sözünü geçirmek isteyen bir çok kimse kendisinin seyyid olduğunu ileri sürmüştür. Horasan'ın soyu olarak belirmesi hem manevi bir bağlantısı olabileceği gibi, soyunun sopunun oradan Anadolu'ya geldiği düşünülebilir. 4 ) Tapşırması (mahlası) : Şiirlerinde Pir Sultan Abdal tapşırmasını kullanmaktadır. Tarikatta ileri gelenler ''Pir'' denir. Ayrıca tarikatın önde gelenlerine ''Sultan '' da denmektedir. ''Abdal'' sözü ise bir tasavvuf terimidir. Sofilerin inancına göre, insanları tanrı buyruklarına göre yöneten, fakat göze görünmeyen ve ''görünmeyen mevki sahipleri'' diye adlandırılan dört üyeli tanrısal örgütün kutsal üyelerinden birisinin adı ABDAL'dır. Ortaçağ'da Abdallar adını alan bir dervişler topluluğu ortaya çıkmıştır. Bazı sofi ve dervişler Abdal sanını almıştır 5 ) Vücut Yapısı : Kızının söylediği ağıtta geçen bir dizeye göre uzun boylu ve mütenasip (orantılı ve uygun) bir vücuda sahip olduğu anlaşılıyor. 6 ) Öğrenimi : Pir Sultan Abdal okuma yazma bilmekle beraber tarikat kuralları, peygamber ve evliyaların menkibe ve hayatlarını iyi bildiği anlaşılmaktadır. 7 ) Tarikatı : Pir Sultan Abdal ''Şiilik'' mezhebinin aşırı bir kolu olan Oniki İmam'a inanan, Türkiye'de ise ''alevi'' ve ''kızılbaş'' diye adlandırılan tarikata bağlıdır. On iki İmam : Ali, Hasan, Hüseyin, Zeynel Abidin, Muhammed Bakir,Cafer-i sadık, Musa Kazım, Ali Rıza, Muhammed Taki, Ali Nahyi, Hasan Askeri, Muhammed Mehdi. 8 ) Yaşadığı devir : İran tahtını ele geçiren Safeviler Alevi-kızılbaşlar tarafından meşru hükümdar olarak görülmeye başlandı. tahtta bulunan Şah İsmail kendini ''seyyid'' olarak tanıttı.Şah İsmailin oğlu olan Şah Masb Anadolu'da bazı yerleri ele geçirdi ve Şah Tasmasb'ın Mehdi olduğuna inanıldı. Bir takım ayaklanmalar çıktı. TAHMASB(1524-1576) Pir Sultan Abdal 'da bu ayaklanmalara katılmış hatta birine başkanlık etmiştir. Sivas'ta bu ayaklanmayı Hızır Paşa bastırmış ve Şairi yakalatarak Sivas'ta astırmıştır. Bu devirde bazı kaynaklara göre Kanuni Sultan Süleyman devrine rastlar.(1520-1566) Bazı kaynaklar ise bunun 1. Sultan Ahmet devrine rastladığını söylemektedir. 9 ) Asıldığı Yer : Söylentiye göre Sivasta ''Keçi-Bulan'' denen yerde asılmıştır. Onun asılmasından sonra oraya ''dar-ağaç'' adı verilmiştir. şimdi ''kepçeli'' denmektedir. 10 ) Mezarı : Mezarı tam olarak bilinmez 4 rivayet vardır; - Asıldığı yer - Erdebil - Bektaşı geleneğine göre Merzifon - Kemaliye (eğin) ile Divriği arasında Çiçek yaylası 11 ) Çocukları : Anlaşıldığına göre Pir Sultan Abdal'ın üç oğlu birde kızı vardır. Oğulları; Seyyid Ali, Pir Muhammed, Er Gayıb. kızı ise Sanem'dir. B ) SANATI : Pir Sultan Abdal'ın sanatı hakkında kesin birşey söylemek doğru olmaz. Çünkü yüzyıllardan beri, yüzlerce şair, elbirliği ile Pir Sultan Abdal şiiri geleneği yaratmıştır. Sözlü edebiyatta hiçbir şiir ilk söylendiği gibi sürüp gitmez. Ekleme ya da çıkarmalar olduğu göre Pir Sultan Abdal'ın da şiirlerinde ilk halini aramak boş bir çaba olur. Onun kişiliğine ve düşüncesine uygun düşeni onun saymak en çıkar yoldur. Eldeki örneklere göre, Pir Sultan Abdal'ın şiirlerinde, ölçek(vezin), uyak(kafiye), biçim, dil, söyleyiş, mecaz bakımlarından halk edebiyatı geleneklerinin bütün özellikleri yaşamaktadır. 1) Ölçek, Uyak ve Biçim : Bütün şiirlerinde hece ölçeğinin 11'li ve 8'li kalıplarıyla söyleyen ve tasavvuf geleneği dışına çıkarak aruz ölçeğini hiç kullanmayan Pir Sultan Abdal, nazım biçimi ve uyak konularında da halk edebiyatı geleneğine bağlı kalmış, şiirlerinin hepsini dörtlüklerle söylemiştir. Yarım uyak kullanmıştır. 2) Konu : Konu bakımından, bir yandan tarikat inançlarını ve bu inançlar uğruna giriştiği savaşları anlatırken diğer yandan da aşk, doğa gibi konular üzerine din dışı şiirler söylemiştir. Tarikatla ilgili şiirlerinde baştan aşağıya Ali'ye, Ali çocuklarına bağlılık temasını işleyerek, Aleviliğin tüm temalarını vurgulamıştır. Bazı şiirlerinde ise inançları ve düşünceleri uğrunda hayatını feda etmekten çekinmeyen bir destan kahramanı olarak karşımıza çıkar. Hümanist (insancı) düzen görüşü ile öne çıkar. Şiirlerinin bazılarında diğer Anadolu saz şairleri ile aynı temayı işlemiştir. Bazen köylü bir şair kimliği ile ortaya çıkmıştır. 3) Dil ve Söyleyiş : Pir Sultan Abdal genel olarak kendi çağının konuşma dilini kullanmıştır. İslam kültürünün etkisiyle dilimize giren bazı yabancı sözcüklerin halk ağzında bozularak Türkçeleşmiş biçimlerini yeğlemiştir. Ancak tam anlamıyla İslam kültürünün baskısından kurtulamamıştır. Kimi zaman aynı sözcüğün hem Türkçesini hem Arapçasını kullanmıştır. Pir Sultan Abdal şiirlerini, halk edebiyatı söyleyiş düzeni içinde kurmuş ; bütün saz şairleri gibi, mecazlı söyleyişe geniş yer vermiştir. Düşünce ve duygularını genel olarak rahat ve yapmacıksız olarak söylemiştir. Pir Sultan Abdal, halk edebiyatının kalıplaşmış söylenişini bıraktığı zaman Yunus Emre ve Karacoğlan gibi büyük bir söyleyiş ustalığına yakın bir ustalık göstermiştir. |