#1
|
|||
|
|||
Robert De Niro ( 1943)
Robert De Niro ( 1943)
-------------------------------------------------------------------------------- (1943 New York - ) ABD'li sinema oyuncusu. Günümüzün en iyi kompozisyon oyuncusu. Her türlü karaktere rahatlıkla bürünen, sinemanın binbir yüzlü adamı. Rolünü oynamayı değil,onu yaşamayı benimseyen bir oyunculuk üstadı.Özellikle,kendi psikolojik sorunlarıyla boğuşan marjinal kişilikleri en iyi ve en etkili şekilde canlandıran bir virtüoz.Sadece oyunculuk gücüyle,sinema efsanesi olmayı başaran bir yıldız. 16 yaşından itibaren,çeşitli oyunculuk atölyelerine katıldı.Oyunculuktaki başarısı sayesinde Lee Strasberg'in ünlü "Actors' Studio"suna kabul edildi. "Off-Broadway" oyunlarında rol aldı. Sinemaya,Fransız yönetmen Jean-Pierre Melville'in New York'ta çektiği "Manhattan'da Üç Oda" filminde üstlendiği küçük bir rolle adım attı.(1965)Ama gerçek anlamda sinemaya başlaması,Brian de Palma'nın üç küçük bütçeli filmiyle oldu.(Greetings,The Wedding Party ve Hi Mom!) 1973 yılında kanser hastası bir beyzbol oyuncusunu oynadığı "Bang The Drum Slowly" filmindeki başarısıyla dikkat çekti.Martin Scorsese ile karşılaşması ise sinema tarihinin en başarılı oyuncu-yönetmen ilişkilerinden birinin başlangıcı olacaktı. Kendisi gibi 'Italo-American' kökenli bu yönetmenle beraber önemli filmlere imza atacaklardı.Bu birlikteliğin ilk ürünü,New York mafyasının alt düzeylerinde kendilerine yer bulmaya çalışan iki italyan asıllı sokak kabadayısının(De Niro ve Harvey Keitel) öykülerinin çarpıcı bir şekilde anlatıldığı "Mean Streets (Sokaklar)" filmi oldu.(1973) Bu filmdeki başarılı oyunculuğu sayesinde,Francis Coppola'nın "BABA-2" filminde,ilk filmde Marlon Brando'nun oynadığı mafya babası 'Don Carleone'in gençlik yıllarını, Brando'dan aşağı kalmayan bir performansla canlandırıp, 'en iyi yardımcı erkek oyuncu oscarı'nı kazanmayı başardı.(1974) 1976 yılında,Scorsese'nin unutulmaz filmi "Taksi Şoförü"nde,New York sokaklarında taksisiyle dolaşırken gördüğü ahlaksızlardan tiksinerek,çocuk yaştaki bir fahişeyi (Jodie Foster)bataktan çıkarabilmek için pezevengini(Harvey Keitel) ve müşterilerini öldüren,taksi şoförü rolündeki unutulmaz kompozisyonuyla,oscar adayı oluyor ve sinema yıldızı mertebesine yükseliyordu. Aynı yıl,Elia Kazan'ın "The Last Tycoon" ve Bertolucci'nin "1900" filmlerinde başrolü üstlendi. 1978 yılında Micheal Cimino filmi "The Deer Hunter(Avcı)"da,Vietnam'da savaşan Ukrayna asıllı çelik işçisi rolüyle bir oscar adaylığı daha kazanıyordu. En iyi erkek oyuncu oscarını,orta siklet boks şampiyonlarından Jake La Motta'nın fır- tınalı yaşam öyküsünün anlatıldığı,Scorsese'nin "Kızgın Boğa" filmiyle kazandı.(1980) De Niro,rolün hakkını verebilmek için yaklaşık otuz kilo almaktan çekinmemişti!Sine- mada daha önce görülmemiş bu olağanüstü performansıyla dünya çapında beğeni topladı.Aktör,oyunculuğun sınırlarını adetan baştan çiziyordu. 80'li yıllardaki başlıca filmleri olarak;Jerry Lewis'le oynadığı "King Of Comedy",bir gangsterin hayatının değişik dönemlerini oynadığı Sergio Leone'nin görkemli yapıtı "Bir Zamanlar Amerika'da",De Palma'nın "Dokunulmazlar"ı sayılabilir. 1990 yılında,Robin Williams'la birlikte rol aldığı ve yıllar sonra bitkisel uykusundan dönen bir hastayı canlandırdığı Penny Marshall filmi "Uyanışlar"daki performansıyla uzun bir ardan sonra tekrar oscar adayı oluyordu.Yine bu yıl,Scorsese ile beraber "Goodfellas(Sıkı Dostlar)" filminde acımasız bir gangster rolündeydi. Ertesi yıl Scorsese ile tekrar biraraya geldikleri "Korku Burnu" filmindeki sadist katil rolüyle üst üste ikinci kez oscar adaylığı kazanıyordu. 1993 yılında ilk ve şimdilik tek yönetmenlik denemesi olan "A Bronx Tale" filmini çevirdi. 90'lı yıllardaki başlıca filmleri;Frankenstein'ı oynadığı "Mary Shelley's Frankestein", Scorsese ile şimdilik son filmleri olan "Casino",Al Pacino ile ilk kez beraber oynadıkları ve bu yüzden büyük ilgi gören polisiye film "Heat(Büyük Hesaplaşma)",Brad Pitt ve Dustin Hoffman'la beraber oynadığı ve bir pederi canlandırdığı "Sleepers",Slyvester Stallone ile beraber rol aldığı "Cop Land",politik bir taşlama olan "Wag The Dog", kariyerindeki en pasif ama en etkili performanslarından biri olan,Quentin Tarantino filmi "Jackie Brown",beyazperdede canlandırdığı mafya tiplerinin bir paradosi olan ve Billy Crystal'le beraber komediyi denediği "Analyze This" oldu. Son olarak yine bir komedi filmi olan "Zor Baba" çalışmasıyla seyircilerin karşısına çıktı.Bu senede,aralarında Marlon Brando ve Edward Norton ile beraber rol aldığı "The Score" filminin de olduğu üç filmle filmografisini zenginleştirmeye devam ediyor
__________________
SALAĞIN TEKİ |