Seversintabi.com Türkiye'nin En Büyük Forumu Bence Seversin Tabi
 

Go Back   Seversintabi.com Türkiye'nin En Büyük Forumu Bence Seversin Tabi > Yaşamın İçinden > Bunları biliyor muydunuz ?
Yardım Topluluk Takvim Bugünki Mesajlar Arama

gaziantep escort gaziantep escort
youtube beğeni hilesi
Cevapla

 

LinkBack Seçenekler Stil
  #1  
Alt 3 January 2009, 12:03
Banned
 
Kayıt Tarihi: 29 July 2008
Mesajlar: 0
Konular:
Aldığı Beğeni: 0 xx
Beğendiği Mesajlar: 0 xx
Arrow internet hurafelarini biliyormuydunuz?





Hz. Ademin Dev İskeleti Yalanı


Üstte, son aylarda internet sitelerinde "Hz. Adem'in iskeleti" mahreciyle dolaşan etkileyici fotoğraf, aşağıda ise bu montaj görüntünün bilgisayarda üretilmesini sağlayan gerçek fotoğraf görülüyor. Fotoğrafın kaynağı ise Cornell Üniversitesi arkeologlarının 2000 Yılında New York-Hyde Park'ta yaptıkları bir kazı…


------------------------------


Ceset resimleri sitemizin retoriğine aykırı olduğu için bahsedilen resmi yayınlayamıyoruz...

Kabir Azabı Gören Genç Yalanı

İşte kabir azabı sonucu tanınmaz hale gelen Ummanlı delikanlı yalanının gerçek yüzü:

Amerikalı maktul, "kabir azabı kurbanı"na nasıl dönüştü(rüldü)?


Fotoğrafların, anlatılan kişiler ve mekanlarla uzaktan yakından hiç bir ilişkisi yok. Propagandacının -ucuz korku filmlerini andıran- iddiasına kaynak teşkil eden ürkütücü fotoğraflara, bundan en az iki yıl kadar önce, dünyaca ünlü şiddet görüntüleri sitesi rastlamıştım. Olayın kahramanı durumundaki kişi ise ne aslen Ummanlı, ne Müslüman, ne de esmer olan biriydi. Kırsal bir bölgede cinayete kurban gitmiş olan sarışın ve orta yaşlı bir Amerikalıydı bu...

Birileri bu talihsiz adamı katletmiş, sonra cesedini yarı çıplak bir durumda yakınlardaki ormana atmış ve güvenlik güçleri de cesedi bir kaç hafta sonra bulmuşlardı. Açık hava koşullarında uzunca bir süre kaldığı için de doğal olarak cesette gözle görülür deformasyonlar ve renk değişimleri başlamıştı. Sarışın kişilerin saçlarına bu rengi veren pigmentler, bedenin ölümünden sonra sert güneş ışığı altında yavaş yavaş beyaza dönüşürler. O yüzden, fotoğrafları gördüğümde dikkatimi ilk çeken şey de kurbanın saçlarının sarıdan beyaza çalar bir görünüm alması olmuştu. Ve herşeyden daha önemlisi de, "Babası tarafından hastanede gusül abdesti aldırıldı, sonra da cenaze namazı kıldırılıp toprağa verildi" denilen bu kişi, böyle bir dinî ritüelden sonra herhalde "slip" tarzı bir iç çamaşırı ile gömülmüş olamazdı. Ama bizim Ummanlı Müslüman mevta, her nedense fotoğraflarında beyaz iç çamaşırıyla poz vermekteydi. Sanırım, bütün dikkatlerini "Nasıl daha korkutucu olabiliriz" konusuna verdikleri için, bu ayrıntı öyküyü hazırlayan kişinin gözlerinden kaçmış.

Meçhul propagandacı, uzun uzadıya aktardığı yalanlarına son noktayı ise bir "posta formu" ile koyuyor. Formun başına "Bu yazıyı ve fotoğrafları arkadaşına e-posta ile gönder" yazılmış. Ayrıca, sitenin adını da "God is one" (Allah birdir) koyarak, aklı sıra öyküye evrensel bir nitelik kazandıracak ve bunu uluslararası propagandada kullandıracak bu büyük tebliğ ustamız. Oysa ki fotoğrafların asılları, bu siteyi okuyacak kişi için topu topu bir tuşluk mesafede durmakta. Ama dünya cahillerin gözünde çok büyük ve kaçıp saklanması oldukça kolay bir yer olduğundan, bizim yalancı için de böyle ayrıntıların hiç bir önemi yok. Bir gün birilerinin aynı anda hem kendi sitesini hem de [Linkleri Görmek için lütfen. Üye Olunuz...] ilgili sayfaları ziyaret edebileceğini ihtimalden bile saymıyor.

Rotten, iki yılı aşkın süredir sitesinde tuttuğu 8 kareden oluşan bu polis fotoğrafları grubuna "Vücutta çürümenin erken aşamaları" başlığını koymuş. Uzmanlık alanı kan ve vahşet fotoğrafları olan bu sitede, savaş, cinayet ya da kaza sonucu öldürülmüş daha yüzlerce insanın görüntüsüyle karşılaşabilirsiniz. Ancak, doğrusu ya, oturup hepsine tek tek bakmanızı tavsiye etmeyeceğim. Siz en iyisi konumuzla ilgili olan karelerle yetinin.

İmanlar bu denli zayıf, Müslümanlar da bu denli donanımsız oldukça, kabul etmek gerekir ki ülkemizde ve İslâm dünyasındaki hurafeler de hiç bitmeyecektir.

Merak ediyorum; bu mesajı alan milyonlarca insandan bir teki olsun, mesaj sahibine "Yahu, dur bir dakika birader" dedi mi, "Allah'ın o nurlu melekleri Latin Amerika ülkelerinin polis karakollarından fırlamış görünümlü birer işkenceci midir? Biz, bize gönderilen kutsal metinlerden 'kabir azabi' denilen olgunun fiziksel bir gerçeklik olarak yaşanmayacağını biliyoruz. Elimizdeki bilgilerden, onun ruhsal düzlemde oluşacak, ama fiziksel acılarımız kadar gerçekçi biçimde hissedeceğimiz bir ceza olduğunu anlamaktayız. Eğer her mezara giren bu şekilde falakaya yatırılıyorsa, o halde bedenleri mumyalandığı için günümüze kadar mükemmel durumda kalmış onca eski Mısır firavunu, ayrıca yakın çağın mumyalama teknikleriyle korunma altına alınmış olan Lenin ve Mao gibi tanrıtanımaz liderlerin bedenleri bu yöntemle dayak faslından kurtulmuş mu oluyor? Bu dünyadan, öldüğünde yüzüne son derece huzurlu bir ifade sinen nice kötü kalpli insan ve öldüğünde bedenlerinden yarım kiloluk bir parça dahi kalmayan nice şehit gelip geçti. Bir insanın ölüm sonrasında Yaratıcı'dan ödül mü yoksa ceza mı gördüğünü, bedeninin genel geçer görünümünden mi çıkartırız, yoksa bizlere öte âleme ilişkin olarak verilen sağlam bilgilerden mi?"


-------------------------------




Mağaradaki Cin Resmi Yalanı

Üstte, Ünlü bir muhabir tarafından çekilmiş fotoğrafı bulunuyor türkler cin bu diyor amerikalılarsa yeni keşfedilen bir canlı türü...

Ama işin aslı böyle diğil bu bir maket ve maketin çekilen fotoğrafının üzerinde bilgisayar destkeli bi fotoshop oynaması yapılmış.fotoğrafın internette dolaşan versiyonunda cinin elindeki bıçak bilgisayar programı aracılığıyla silinmiş, inandırıcılığı azaltan bazı gövde ve yüz detayları da daha puslu hale getirilmiş. Elinde bıçak olmamasına karşın, internet fotoğrafındaki varlığın sağ elinin yumruk pozisyonunda kalmış olması ise dikkat çekici. Şakacılar bıçağı daha beter bir mantıksızlığı ortadan kaldırmak için silmiş olmalılar. Öyle ya, böylesine inanılmaz doğaüstü güçlere sahip olan bir varlık, neden kendini savunmak için bıçak kullansın ki?




------------------------------






Lanetli Kız Yalanı

Lütfen artık bu tür ibretlik resimlere sitelerde yer vererek dine hizmet ettiğimiz saplantısından kurtulalım. Tam tersi zarar verilmekte. Allah'ın varlığına delil olarak evren ve Kuranıkerim yeterlidir. Dini doğru anlamak için çok okuyup araştırmak ve çok yönlü olmak gerekir. Din, hayat için vardır. Hayatı, sadece elimizdeki dini metinlerle anlamlandırmaya çalışır ve başka alanlardan habersiz kalırsak, dini anlamamız da bu gibi ibretlik resimlere inanmaktan öteye geçmez. Bu tür haberleri gördüğüm bir kaç azbuzcu üyenin sitesine yorum bıraktıktan sonra bu araştırma-haberi siteme almam artık farz oldu. Bu haberden sonra inşaallah her ibretlik resme balıklama atlamayız. Dindar olmak, bizleri hayatı algılamada kör etmemelidir. Halbuki din tam da bunun tersi için vardır.

Sanal âlemde dinsel konulara ilişkin olarak türetilen efsanelerin ardı arkası kesilmiyor. Samimi dindarları son derece rahatsız eden bu modanın en son örneği durumundaki "çarpılmış genç kız" hikâyesinin de kuyruklu bir yalan olduğu ortaya çıktı.

Türkiye kamuoyu da dahil olmak üzere İslâm dünyasını aylardır meşgûl eden bu olayın kahramanı heykeltraş Patricia Piccinini'ye ulaşan Yeni Şafak, çirkin bir yalana âlet olmanın şokunu yaşayan Avustralyalı sanatçıdan olayın iç yüzünü öğrendi.

Geçtiğimiz yıllarda İslâm ülkelerini ayağa kaldıran "Mağara cini fotoğrafı", "Hz. Âdem'in dev iskeleti", "cehennemde kaydedilen sesler"

Yaz ayları boyunca sayısız internet sitesini arşınlayarak özellikle İslâm ülkelerinde yaşayan milyonlarca kişinin tüylerini ürperten "lanetlenmiş kız" fotoğrafı ve heykeltraş Piccinini'nin sözkonusu heykeli de içinde barındıran
"Deri Peyzajı" adlı eseri…

Gibi kuyruklu yalanların ardından, internet ortamı dinsel inançlar üzerine oynanan sinsi bir oyunun daha arenasına dönüştü. Son birkaç aydır bütün İslâm ülkelerinde âdeta bir kitle histerisi şeklinde yayılan ve ürkütücü şöhreti kısa sürede ülkemize de ulaşan "Kur'an'a saygısızlık ettiği için hayvana dönüşen Ürdünlü genç kız" fotoğrafının, gerçekte Avustralyalı bir sanatçının silikondan yaptığı ilginç görünümlü bir heykele ait olduğu ortaya çıktı.

Bir dizi insan-hayvan karışımı canlıyı küçük bir erkek çocuğuyla birlikte tasvir eden bu heykel grubu, ünlü heykeltraş Patricia Piccinini tarafından 2003 yılında tasarlanıp hazırlandı. Halen Sydney'de yaşayan ve sıradışı yapıtlarıyla sık sık uluslararası sergilere davet alan Piccinini'nin anılan çalışmasına ait yakın plan bir fotoğrafı sanatçının internet sitesinden onun izni olmaksızın kopyalayan kimliği belirsiz "tebliğciler", sözkonusu fotoğrafa bir de "çarpılma hikâyesi" ekleyerek bunu sanal âlemde elden ele dolaştırmaya başladılar.

Konunun kısa süre içinde tartışma forumlarının sınırlarını aşıp paranormal olayların incelendiği "ciddi" sitelere sıçramasıyla birlikte olaydan Piccinini'nin de haberi oldu ve sanatçı kişisel sitesinde öfkeli bir açıklama yayımladı. Ancak, buna karşılık, "çarpılan kız" efsanesi, insanların bu tür dinsel hikâyelere inanmayı içtenlikle arzu etmeleri üzerine geçtiğimiz yaz ayları boyunca hız kesmeden yayılmayı sürdürdü.

İslâm'ın bu gibi yalanlara ihtiyacı mı var?

Her ortaya çıkışlarında geniş bir inanan kitlesi toplayan dinsel içerikli kent efsanelerinin, özellikle 2000'li yılların başlarından itibaren ciddi bir artış gösterdiği gözleniyor. İlk çıkış kaynağı genellikle belirlenemeyen ve faillerinin daha etkin bir uluslararası yayılım için interneti başarıyla kullandıkları bu tür paranormal hikâyeler, kimilerine göre "biraz abartılı ögeler (!) içermekle birlikte, insanları ilahî gerçeklere yaklaştıran bir tür tebliğ görevi" üstlenmekteler. Ancak, bu sakat düşünce tarzı istisnasız her seferinde olumsuz sonuçlar doğuruyor ve arka plandaki gerçeklerin ortaya çıkmasıyla birlikte, İslâm adına yola çıkanlar her seferinde İslâm'a izi kolay kolay silinemeyecek türden lekeler sürüyorlar. "Kur'an'a saygısızlık ettiği için çarpılan kızın dramı" gibi vak'alar zayıf olan imânları pekiştirmek adına doğru yöntem olarak kabul edildiği takdirde, benzeri bir başka durum yaşandığında, sözgelimi, "Filistin'de camileri basıp talan eden, Kur'an-ı Kerim nüshalarını yerlere atan İsrail askerlerinin neden olay ânında alev alıp yanmadığı" gibi bir sorunsal da bu kez aynı imânları zedeleyen bir anti-teze dönüşebiliyor. Bu açıdan bakıldığında, sözkonusu yalanları ortaya atan kişilerin samimi dindarlardan ziyade, farklı bir taktikle çalışan "din karşıtları" olma ihtimalleri daha yüksek...

Dinsel içerikli kent efsanelerine karşı öteden beri ödünsüz bir biçimde tavır alan Yeni Şafak Haber Merkezi, önceki yıllarda da "Birleşik Arap Emirlikleri'nde çekilen cin fotoğrafı", "Hz. Âdem'in Suudi Arabistan'da bulunan dev iskeleti", "Müslüman olan Alman fizikçisi Hans Aiberg", "cehennemde kaydedilen korkunç çığlıklar" ve "Astronot Neil Armstrong'un Ay'da ezan sesi duyup Müslüman olması" gibi başka bazı popüler yalanların da içyüzünü kanıtlarıyla birlikte açığa çıkararak Müslüman kamuoyunun dikkatine sunmuştu.

"Olay heykel"in tasarımcısı Patricia Piccinini:
'Fotoğrafı internet sitemden çalmışlar'


Avustralyalı heykeltraş Patricia Piccinini, sanat dünyasında sıradışı çalışmalarıyla tanınıyor. Yeni Şafak'ın, ülkesi Avustralya'dan bağlantı kurarak görüşlerine başvurduğu bayan heykeltraş Patricia Piccinini (40), yapıtı üzerine son aylarda internette ortaya çıkan spekülasyonlardan dolayı tek kelimeyle burnundan soluyor. Olaydan ilk kez geçen Ağustos ayında haberdar olduğunu belirten Piccinini, gazetemize şu açıklamayı yaptı:

"Doğrusu, bu yalan karşısında söyleyecek söz bulamıyorum. Ben bir sanatçıyım ve dünyadaki bütün dinlere karşı sonsuz saygım var. Ancak, önceki yıl gerçekleştirdiğim bu çalışmanın fotoğraflarının kişisel internet sitemden çalınarak böylesine abuk subuk bir hikâyeye alet edilmesi karşısında tahmin edemeyeceğiniz kadar çok yıprandım. Sahtekârların kullandıkları fotoğraf, son iki yıldır dünyadaki bazı önemli sergilere katılan "Leather Landscape" (Deri Peyzajı) adlı yapıtımdan alınma bir detaydır. Bu yapıtı, hayâl gücümün ürünü olan, ancak genetik mühendislerinin gelecekte üretmesi olası bazı insan-hayvan karışımı hibrit yaratıkların ve onları ilgiyle izleyen küçük bir oğlan çocuğunun silikondan yapılma heykelleriyle oluşturdum. Beyaz deriden hazırlanmış fütüristik bir dekorun üzerine yayılan sözkonusu heykeller, ilk kez 2003 yılında Venedik Bienali'nde görücüye çıktı ve bir hayli ilgi gördü. O tarihten bu yana da daha bir dizi ülkede sergilendi. Yapıtın hazırlanmasında silikon ve derinin yanısıra tahta, akrilik ve insan saçı kullanıldı."

Olayın gerçek yüzünü kişisel internet sitesinde de açıkladığını belirten Piccinini, buna karşılık internetin yalanları yayma konusundaki hızına yetişmenin imkânsız olduğunu vurgulayarak, "Hiçbir dinin, varolmak için bu tür komik hikâyelere ihtiyacı yok. Bence bu tür kent efsaneleri ilk anda kitleleri bir ölçüde heyecanlandırsa da inançlı topluluklar arasında sonradan büyük bir hayâl kırıklığı ve öfkeye yol açıyorlar. O nedenle, yapılanın iyi niyetli bir dinsel misyonerlik çabası olduğundan son derece kuşkuluyum" şeklinde konuştu.

'Belge-fotoğraf'a (!) eşlik eden ürkünç hikâye


Patricia Piccinini'ye ait olan hibrit yaratık heykelinin fotoğrafını internet üzerinden kısa sürede bütün dünyaya yayarak özellikle İslâm coğrafyasında heyecan verici bir efsaneye dönüştüren sahtekârlar, görenlerin tüylerini ürperten bu "belge"ye (!) şöyle bir de arka plan hikâyesi eklemişlerdi:

Ürdünlü yaşlı bir kadın evinde Kur'an-ı Kerim okumaktadır. O sırada, yan odada yüksek volümde müzik dinleyen kızını teybin sesini kısması için uyarır. Ancak genç kız inançsız biridir; annesini bu uyarısından dolayı azarlar ve elindeki Kur'an-ı Kerim'e saygısızca vurur. Fakat, bunu yapar yapmaz bir anda bütün vücudu alevlerle kaplanır ve odanın ortasında cayır cayır yanmaya başlar. Dehşet içindeki anne hemen yakınlardaki bir battaniyeyi kapar ve kızını saran alevleri söndürebilmek amacıyla onu sıkıca sarıp sarmalar. Biraz sonra battaniyeyi açtığında ise fotoğrafta görülen insan-köpek karışımı korkunç yaratıkla karşılaşır. Kız, biraz önceki çirkin hareketi nedeniyle "çarpılmıştır".

Evde yaşananlar kısa sürede Ürdünlü resmî yetkililerin kulağına gider ve genç kız bilimsel olarak incelenmek üzere Hollanda'daki bir askerî hastaneye nakledilir. İnternette dolaşan görüntü de kızın incelemeler sırasında çekilen gizli fotoğraflarından biridir. Olay, "Kur'an'ın mistik gücü ve yüceliği uluslararası kamuoyu tarafından kabul görmesin" diye aylardır bütün dünyadan saklanmaktadır. Ancak, bu muhteşem "kanıt", nasıl olduğu anlaşılamayan bir yolla Hollandalı yetkililerden kaçırılarak bizim aşırı ateşli tebliğcilerimizin eline geçmiştir.

Tabiî, bütün bu hengâmede kaş yapılacak derken bir kez daha göz çıkartılır ve tıpkı daha öncekilerde olduğu gibi bu olayın balonunun da patlamasıyla birlikte İslâm'ın uluslararası alandaki itibarına bilerek ya da bilmeyerek müthiş zararlar verilir. Olayın aydınlığa kavuşmasıyla birlikte, bugünlerde Batı kaynaklı birçok internet sitesinin sözkonusu hikâye nedeniyle Müslümanları makaraya alan yorumlar yayımladığı dikkati çekiyor.


-----------------------




Pakistan'dan Çıkan Deccal Yalanı

Pakistan'ın Lahur Köyü'nde fakir bir dul kadının oğlu olan, babası kabileler arasında olan bir çatışmada ölmüş, çocuk tek gözlü doğmuş. İki kaşın arasında anasi bunu dogurduktan sonra bunu saklamis kimseye göstermemis korkunc sekli yüzünden ta ki her disari cikisinda kadin elbisesi ile yüzünü örterek disari cikartiyordu.

cocuk büyüdü ismi masum cocuktaki zeka fark edilince onu bir büyücü alip büyüttü sonra cin ve seytanlarla olan ilim ile ugrasti o kadar nami yükseldi ki tüm pakistanda ismi yayildi.
bir cok iyilesmeyen hastaliklari iyilestirdi cok harikulade olaylar yapiyor

egtimini bitirdikten sonra yüzünü acti tek gözle milletin karsina cikti, millet korkmaya basladi. bir cok harikulade seyler yapiyor bunlardan: elini atese atip yanmiyor, tas ve cam yiyor, deniz suyundan iciyor, elini her cansiza isaret ettyse yanina geliyor o cansiz hareket ediyor cagirmasina icabet ediyor, topraktan altin yapiyor ve korumasini ise bir kedi üstlenmis.

nami yayildiginda devlet bunu yakaliyor ve hapise atiyor ama onu yakaladiktan sonra acayip olaylar oluyor hapishanedeki bütün polisler korkudan ne yapacaklarini bilmiyorlar.
cünkü her ne kadar kapilari üzerine kitledilerse kapilar kendilerinden aciliyor en sonunda devlet caresizlikten bunu sali veriyor ve serbest birakiyor.

bu arada devlet din adamlari ve alimlerden yardim istiyor ama hic kimse buna karsi bir sey yapamiyor. en sonunda devlet bunu öldürmeye karar veriyor ama hic bir silah ona islemiyor.
devlet alimlerden yardim isteyince bir alim hadislere dayanarak bunun deccal oldugunu acikliyor ve bir ara sonra kayip olacagi ve horasana gidip ordan cikacagini acikliyor.

ama diger alimler ise bu deccal degilde büyük bir büyücü oldugunu söylüyorlar gidip yakalandiktan sonra onun sihrini iptal edeceklerini söylüyorlar, ertesi gün bunun evine baski yapiyorlar aynen olan oluyor masum kayiplara karisiyor ve nereye gittigini kimse bilmiyor ....
acaba bu deccal midir alimlerin dedigi gibi ?

alimler ise onun deccel oldugunu acikliyorlar ve bütün pakistan gazeteleri resmini yayiyor
buda yayinlanan resmi ve yazilan gazete :

sunuda acikliyayim pakistandaki alimler onun deccal olabilecegini söylüyorlar kayip olmus horasanda cikacak simdiki son cikisi degildir yinede yüce allah bilir

Hz. Huzeyfe radıyallahu anh anlatıyor: Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki:

Deccal çıktığı vakit beraberinde su ve ateş vardır. Ancak halkın ateş olarak gördüğü tatlı sudur; halkın su olarak gördüğü ise yakıcı bir ateştir. Sizden kim o güne ererse, halkın ateş olarak gördüğüne düş(meyi kabul et)sin. Çünkü o, tatlı soğuk sudur.

Buhari, Fiten 26, Enbiya 50; Müslim, Fiten 105, (2935); Ebu Davud, Melâhim 14, (4315),

Allahın gönderdiği her peygamber, ümmetini onunla inzar etti. Nuh aleyhisselam ümmetini onunla inzar etti, ondan sonra gelen peygamberler de. O, sizin aranızda çıkacak. Onun hali sizden gizli kalmayacak. Rabbinizin tek gözlü olmadığı size kapalı değildir. O ise sağ gözü kör birisidir. Onun gözü, sanki (salkımdan) dışa fırlamış bir üzüm dânesi gibidir. (İki gözünün arasında ke-fe-re yani kâfir yazılmış olacaktır. Bunu her müslüman okuyacaktır).

Buhari, Fiten 27; Müslim, Fiten 100-103, (169)-(2933).

Allah’u Teala mü’minlere Deccal’i tanıma imkanı sağlayacak ve onun oyunlarına karşı bir firaset ihsan edecektir. Enes (R.A.)’den rivayetle Efendimiz buyurur: “Deccal’in iki gözü arasında kalın bir hatla belli olan (her mü’mine aşikâr) kâfirun(yazısı) vardır. Sonra onu heceledi:Ke-fe-re.
Alıntı ile Cevapla
Cevapla




Saat: 23:54


Telif Hakları vBulletin® v3.8.9 Copyright ©2000 - 2024, ve
Jelsoft Enterprises Ltd.'e Aittir.
gaziantep escort bayan gaziantep escort
antalya haber sex hikayeleri Antalya Seo tesbih aresbet giriş vegasslotguncel.com herabetguncel.com ikili opsiyon bahis vegasslotyeniadresi.com vegasslotadresi.com vegasslotcanli.com getirbett.com getirbetgir.com
ankara escort ankara escort ankara escort bayan escort ankara ankara escort çankaya escort ankara otele gelen escort eryaman escort eryaman escort eryaman escort kızılay escort çankaya escort kızılay escort ankara eskort
mecidiyeköy escort

Search Engine Friendly URLs by vBSEO 3.6.0 PL2