#1
|
|||
|
|||
Bimini Adası'ndaki Gizem
Bimini Adası'ndaki Gizem Scott taşları Bimini Adası'nda bugünlerde sonuçları heyecânla beklenen arkeolojik araştırmalar sürdürülüyor. 1997''den bu yana yapılan araştırmalar ve Miami Ejiptoloji Derneği'nin Bimini'de yaptığı kazılarda bulunan yapıtlar, Atlantis''in ilk izleri belki de. 1998 yılında, Miami Ejiptoloji Derneği’nin yöneticisi ve basın sözcüsü Aaron Duval, bütün dünyada epey yankı yaratan bir basın duyurusu gönderdi Bu bildiride, Miami açıklarındaki Bimini Adası’nda bir süredir devam eden araştırmalarının sonunda Atlantis’in izleri olduğunu düşündükleri son derece şaşırtıcı ve çarpıcı kalıntılar, tabletler ve duvar parçaları bulunmuştu. Ancak güvenliği sağlanmadıkça, bulguların yerinin açıklanmayacağı vurgulanmıştı; çünkü bunun son derece sıra dışı bir keşif sayılması gerektiğini ve koruma altına alınmasının şart olduğunu söylemiş, izleyen dönemde medyanın ilgi odağı olmasına rağmen birkaç ciddi yayın organı hariç, röportaj vermeyi reddetti ve güvendiği arkeologlarla, bilim kurumlarıysa bağlantı kurmaya çalıştı. Akademik çevreler, 1968 yılında bulunan Bimini Yolu’nun da bir Atlantis göstergesi olmadığını düşündüklerinden, Duval’ın iddiasına ilgi göstermediler. Miami Ejiptoloji derneği, buldukları kalıntılar arasında Güneş sistemi takvimi olduğunu sandıkları kabartmalar; Yucatan bölgesinin üslubuna uygun olduğu kadar Mısır’daki bulgularla da paralellik gösterdiğini söyledikleri birtakım tarihsel kayıtlar da olduğundan söz ediyorlar ve metalin çok ilginç kullanımlarıyla yüz yüze geldiklerini vurguluyorlardı. Ekip Profesör Scott’un onuruna, bu bulguları "Scott taşları" olarak adlandırdılar ve güvenlik sağlanıncaya kadar yeni bir basın duyurusu yapmayacaklarını söylediler. Bugünkü durumda ise, Duval’e göre artık iyice çoğalan ve sınıflanmaya başlayan tablet, kabartma, hiyeroglif ve muhtelif çizimler, Platon’un Atlantis’i ile karşı karşıya olduğumuzu tartışılmaz biçimde ortaya koyuyordu ve yakında her şey açıklanacaktı. Ama, sitenin güvenliği hala sağlanmamıştı! Scott taşları, bugüne kadar çok ekibin ısrarla aradığı Platon’un Atlantis’inin kanıtları olabilir. Araştırma bölgesinin güvenliğinin sağlanması ve belli bir histeriyle bölgeye akın edebileceklerin kanıtlardan bir süre uzak tutulması şart. Birçok insan, bu konuda kendi teorisini oluşturmuş ve bir fikir ortaya atmış durumda. Böyle bir bulgunun, yıllardır savundukları teoriyi geçersiz kılmasından rahatsız olabilecekler var. Bu sanki bilim dünyasının en önemli eksiği zaten. Araştırma bölgesinde bugüne dek, antik takvimler, gökyüzü ve yeryüzü haritaları, astronomik belgeler, mühendislik planları, metal kaplı duvar parçaları, dünyada bugüne dek bulunmuş en eski toprak kaplar ve binlerce yıl öncesine yönelik tarihi kayıtlar bulunmuş durumda, Akademik çevreler hala üç maymunu oynamaya devam etseler de bu bir gerçek. Aaron Duval, 1997 başlarından bu yana Bimini’de sürdürdükleri çalışmalarda ellerine geçen bulguların sıradan bir arkeolojik kesif olmadığının farkında. Böylesi müthiş bir buluşa sahip çıkmak ya da onu gölgelemek isteyecek bir sürü insan olduğunu düşünüyor - dünyanın her yanından! Güvenlik talebi de bundan kaynaklanıyor. bulunduğu sanılan şey, dünyanın son 10 bin yılının efsanelerine yer etmiş bir olgu. Pek çok bilim adamının uğrunda saatlerini belki de ömrünü tükettiği bir olgu. Bir Sümer, Maya ya da Mısır'ın bulunması gibi tarihin bir dönemini temsil eden bir olguyu değil, belki de tarihimizi oluşturan, Sümer'in Maya'nın, Mısır'ın belki küçük parçalarına ulaşarak kendi medeniyetlerini oluşturmalarına neden olan bir olgu. Yakın bir gelecekte, sonuçlar ilan edildiğinde hep beraber göreceğiz. |