Seversintabi.com Türkiye'nin En Büyük Forumu Bence Seversin Tabi
 

Go Back   Seversintabi.com Türkiye'nin En Büyük Forumu Bence Seversin Tabi > Yaşamın İçinden > Bunları biliyor muydunuz ?
Yardım Topluluk Takvim Bugünki Mesajlar Arama

gaziantep escort gaziantep escort
youtube beğeni hilesi
Cevapla

 

LinkBack Seçenekler Stil
  #1  
Alt 11 January 2009, 09:51
Banned
 
Kayıt Tarihi: 29 July 2008
Mesajlar: 0
Konular:
Aldığı Beğeni: 0 xx
Beğendiği Mesajlar: 0 xx
Arrow Yunuslar Nasıl Hızlı Yüzerler?

Yunuslar Nasıl Hızlı Yüzerler?

Yunuslar birçok özellikleri ile insanlarda hayranlık ve ilgi uyandırırlar. Bu özelliklerinden biri hızlarıdır. Bu hızı nasıl sağladıklarını merak eden bilim adamları çeşitli araştırmalar yapmışlar ve yunusların bedenlerinin çevresinde kusursuz bir su akışı olduğunu görmüşlerdir. Bu akışın gizi ise ancak yunusların derileri üzerinde yapılan araştırmalar sonucunda çözülmüştür. Bir yunusun derisi üç katmandan oluşur. Dıştaki katman ince ve çok esnektir; içteki katman kalındır ve plastik kıllı bir fırça görünümü veren ve yine esnek olan çubuklardan oluşur. Katmanların üçüncüsü olan ortadaki katman ise, süngerimsi bir maddeden yapılmıştır. Böylece, son hızla yüzen yunusa değen suda bir girdap oluşmaya başladığı zaman, dış deri, bu girdabın neden olduğu aşırı basıncı iç katmanlara iletir ve iç katmanlar bu aşırı basıncı söndürürler. Oluşan girdap, böylece büyümeye zaman bulamadan kaybolmuş olur. Bu nedenle girdapların yunusların hızını kesici bir etkileri olmaz. Görüldüğü gibi yunusların sadece derilerindeki yapı bile son derece özel bir tasarıma sahiptir. Bu özel tasarımı ve yunusların diğer özelliklerini, herşeyi kusursuzca var eden Yüce Allah yaratmıştır.

Tavuskuşu Tüyündeki Mükemmel Tasarım

Tavuskuşunun tüylerindeki desenler ve estetik insanlarda güzel bir etki uyandırır. Bilim adamları yaptıkları son araştırmalarda, tavuskuşunun tüylerinde bulunan ve ışığa göre renk değiştirerek yeşil, mavi, sarı ve kahverengi renkleri yansıtabilen küçük tüylerin olduğu hassas bir mekanizmayı ortaya çıkardılar. Araştırmalara göre, tüylerin parlak renkleri pigmentler tarafından değil, iki boyutlu olan ve kristale benzeyen küçük yapılar tarafından üretiliyor.

Mikroskop altında, tüyün ana gövdelerinden çıkan kılların üzerindeki daha da küçük tüycükler üzerinde, ızgara tasarımıyla karşılaşıldı. Bu ızgara, bir tür protein olan melaninden yapılmış çubukların, keratinle (bir başka protein türü) bağlanmasından meydana geliyordu. Araştırmacılar, her biri insan saçından yüzlerce kez daha ince olan bu 2 boyutlu küçük yapıların tüycükler üzerinde art arda sıralandığını gördüler. Bu ızgaradaki boşlukların boyutlarının ve şekillerinin, ışığın hafif farklı açılarda yansıtılmasına, böylece renkteki çeşitlenmeye yol açtığı ortaya çıkarılmış oldu.

Araştırmacılar, mekanizmadaki tasarımın çok kompleks bir yapısının olmamasına rağmen son derece kusursuz bir şekilde tasarlanmış olduğunu ifade ediyorlar.

Hiç şüphesiz tavuskuşunun tüylerinde kristal moleküllerini biraraya getirip düzenleyen ve onlardan harika desenler çıkaran Allah’tır. Allah, kusursuz yaratmasını bir Kuran ayetinde şöyle bildirir:

“O Allah ki, Yaratan'dır, (en güzel bir biçimde) kusursuzca var edendir, 'şekil ve suret' verendir. En güzel isimler O'nundur. Göklerde ve yerde olanların tümü O'nu tesbih etmektedir. O, Aziz, Hakimdir.” (Haşr Suresi, 24)

Hipopotamların Ürettikleri Sıvı, Güneş Kremi İşlevi Görüyor

Japon araştırmacılar hipopotamların derilerinin, onları güneşe ve bakterilere karşı koruyan kırmızımsı iki pigment salgıladıklarını keşfettiler.

Hipopotamlar aslında terlemezler. Ancak hipopotam suyun dışında olduğu zaman, derisindeki epidermik bezleri vücudunun ısısını kontrol etmeye, onu güneşe ve bakterilere karşı korumaya yarayan yapışkan bir tür sıvı salgılar. Araştırmacılar bu yapışkan sıvıyı incelediler ve onu oluşturan iki pigmenti ayrıştırdılar: Pigmentlerden biri kırmızı “hiposüdorik asit” ve diğeri portakal rengi “norhiposüdorik asit”ti.

Kimyagerler bu pigmentlerin ultraviyole ışınları engellediklerini ve böylece hipopotamın derisini güneşten koruduklarını öğrendiler. Yaralanma halinde de pigmentler, canlıyı içinde yuvarlandıkları çamurdan gelen bakterilere ve mikroplara karşı koruyan bir antiseptik olarak da görev yapıyorlardı.

Hipopotamlar, pigmentler çoğalmadan ve sağlam yanıklar oluşmadan kırmızı renklerini koruyorlar. Ancak laboratuvardaki bileşkenlerin durağan olmaması araştırmacılara hayvandaki yapışkanın sabitleyici bir etkisi olduğunu da düşündürüyor.

Yüce Allah, hipopotamı da diğer tüm canlılar gibi yaşadığı ortamda ihtiyacı olan bütün özelliklerle birlikte kusursuzca yaratmıştır.

“Şüphesiz, göklerin ve yerin yaratılmasında, gece ile gündüzün ard arda gelişinde,insanlara yararlı şeyler ile denizde yüzen gemilerde, Allah’ın yağdırdığı ve kendisiyle yeryüzünü ölümünden sonra dirilttiği suda, her canlıyı orada üretip-yaymasında, rüzgarları estirmesinde, gökle yer arasında boyun eğdirilmiş bulutları evirip çevirmesinde düşünen bir topluluk için gerçekten ayetler vardır” (Bakara Suresi, 164)

Benzeri Üretilemeyen Bir Sıvı: Kan

Bilim adamları kanın benzeri olan bir sıvıyı üretmek için uzun süredir çabalamakta ancak başarılı olamamaktadırlar. Bunun en önemli sebebi, kanın içinde taşıdığı birbirinden özel moleküllerin ve bunların gerçekleştirdiği işlemlerin "sırrına" henüz tam olarak ulaşılamamış olunmasıdır. Ancak şu bir gerçektir ki, kanın nitelikleri tam olarak anlaşılsa bile, bu özelliklere sahip molekülleri üretmek ve onları birarada işlevsel kılmak, bilim adamları için yine büyük bir çıkmaz olacaktır. Kanı meydana getiren elemanları birer birer incelediğimizde bu gerçeği daha iyi anlarız. Her bir molekül belirli bir işlemi yapmak için özel olarak görevlendirilmiş, biçimlendirilmiştir. Bir başka deyişle, damarların içinde "özel bir tasarımın" var olduğu açıktır.

Kan, bir sıvıdan çok, vücudumuzdaki kemik veya kas dokuları gibi bir dokudur. Ancak kuşkusuz onlardan farklıdır, çünkü kemik veya kas dokularını oluşturan hücreler birbirlerine sıkıca kenetlenmiş durumdadırlar. Kan da bir doku olmasına rağmen böyle bir özelliğe sahip değildir. Kan sıvısı içindeki hücreler birbirlerinden bağımsız olarak, serbest halde dolaşırlar. Alyuvar, akyuvar ve trombosit gibi kan hücreleri, kan plazması içinde yüzer durumdadırlar.

Küçücük bir çizikten dolayı parmağınızdan sızan bir damla kan, aslında içinde yaklaşık 250 milyon alyuvar, 400 bin akyuvar ve milyonlarca trombosit barındırır. Ayrıca bu geniş topluluğun her üyesi son derece önemli görevlere sahiptir.

Her bedende 5-6 litre kan bulunur. Bu miktar ortalama vücut ağırlığının %7-8'ini oluşturur. Kanın yarısı, sıvı olan bölümden yani plazmadan meydana gelir. Diğer yarısı ise kanın içinde çeşitli görevler üstlenmiş olan hücreler veya moleküllerdir. Kandaki hücreler, vücuttaki kan miktarının yarısını oluşturmalarına rağmen, yan yana dizildikleri takdirde 96.500 km'lik bir çizgi oluşturabilecek kadar fazladırlar. Bu, dünyanın çevresini iki kez dolaşmaya yeterli bir uzunluktur. Dahası bu hücreler sürekli yenilenir. Vücutta günde 260-400 milyar kadar kan hücresi üretilir. Bu üretim gerçekten de hayranlık uyandırıcıdır. Kanı, her türlü özelliğiyle, insanın ihtiyacına en uygun şekilde yaratan Alemlerin Rabbi Yüce Allah’tır.

Alıntı ile Cevapla
Cevapla




Saat: 00:37


Telif Hakları vBulletin® v3.8.9 Copyright ©2000 - 2024, ve
Jelsoft Enterprises Ltd.'e Aittir.
gaziantep escort bayan gaziantep escort
antalya haber sex hikayeleri aresbet giriş vegasslotguncel.com herabetguncel.com ikili opsiyon bahis vegasslotyeniadresi.com vegasslotadresi.com vegasslotcanli.com getirbett.com getirbetgir.com
ankara escort ankara escort ankara escort bayan escort ankara ankara escort çankaya escort ankara otele gelen escort eryaman escort adana escort eryaman escort kızılay escort çankaya escort kızılay escort ankara eskort

Search Engine Friendly URLs by vBSEO 3.6.0 PL2