#1
|
|||
|
|||
MeŞhur Nazli ÇİÇek Gerdanlik
İstanbul’un Süsü, Boğaziçi’nin Nazlısı…Bahar geldi ülkemin bozkırlarına, son karlarda erimeye başladı artık. Şehirli kentin yorgunluğunu çekerken, Anadolu insanı bu yılın mahsul tomurcuklarıyla uyanıyor her sabah. Memleketimin dört bir yanı kendine has güzelliklerine bürünmeye başladı…
Baharın gelmesiyle de ayrı bir güzelliğe büründü benim şehrim. Yıllarca boğaz içinde izlediğim sabah 7.15, akşam 6.20 vapurunda ismini dahi bilmediğim, hatta merak edip öğrenmediğim bu güzel süslü bir o kadarda nazlı ağacı, yaşımız yolun yarısı olduğundan mı nedir bugünlerde sevdalısı oldum. Onun aslen Akdenizli olduğunu söylerler. Ama o da benim gibi İstanbul da yaşar olmuş. Yüzyıllardır burada Bizanssın, Osmanlı’nın her dönemini yaşamış. Şimdide Cumhuriyeti yaşıyor. Onunda birçok hikâyesi var. Hz. İsa’nın gerildiği çarmığın, hatta renginin beyaz olduğu, utancından kızararak bu rengi aldığı söylenir. Baharın gelişiyle İstanbul'un her yanını pembe bir tabloya dönüştüren erguvanlar Şiirlere, şarkılara konu olan, minyatürleri, tabloları süsleyen erguvan ağacı, bahar aylarında İstanbul'un sembolü olmaya devam ediyor. Nisan ayının başından itibaren pembe çiçeklerini açarak, şehri siyah beyaz bir fotoğraf karesinden renkli bir tabloya dönüştüren erguvanlar bu günlerde yavaş yavaş ayrılıyor aramızdan burada olanlarla seneye görüşmek üzere dercesine. Erguvanlar; İstanbul’a çok yakışandır… Boğaziçini süsleyen pembe inciden gerdanlıktır… O İstanbul’la özdeşleşmiştir, İstanbul onunla… Boğaziçinde baharın gelişini müjdeleyen enheyecan verici semboldür... Baharda açan pembe çiçekleri ile Bizans’tan beri bu şehrin rengidir... İstanbul’a en çok yakışan ağaçtır… İstanbul’da neşenin, aşkın, coşkunun rengidir… Kısacık bir an görünüp sonra kaybolan utangaç süsüdür… Baharda Boğaz’ın o göz alıcı güzelliğini, esrarını Erguvanların açan çiçekleri süsler… Sabahın ilk ışıklarıyla birlikte insanlara gülümsemeye başlar… Ona bakan gözler-gönüller dinlenir… Boğaz’ın her iki yakasının. Beyazdan pembeye evrilen, ancak kendisiyle adlandırılabilen “erguvani” renkle baharın gelişini en önden duyuran habercidir.Günbatımında ufka doğru deniz ve gök erguvani bir renge bürünürken, İstanbul’da erguvanlar bu renk cümbüşünü tamamlar. İstanbul’un güzellikleriyle bütünleşmiş, hatta yılın küçük bir zaman diliminde bu güzelliklerin hakim unsuru haline gelmiştir. Her yer erguvan kokar erguvan mevsiminde. Erguvan çiçeklerinin renkleri o kadar gönül okşayıcı, o kadar göz alıcıdır ki erguvan mevsiminde başka her renk; yeşil, mavi, kırmızı, gözden düşer, sönük kalır. İstanbul erguvani bir haleyle sarılır. İstanbul’un süsü, Boğaziçi’nin gerdanlığı Erguvanları Beykoz’da, Hisar’da, Sarıyer’de, Bebek’te, Emirgan’da kısacası Asya’nın, Avrupa’yı selamladığı bu iki yakada, onların gölgesinde boğaziçini izlemek ayrı bir güzelliktir. Şimdilik güle güle istanbul’un rengi, boğaziçinin nazlı çiçeği…
__________________
SALAĞIN TEKİ |