Seversintabi.com Türkiye'nin En Büyük Forumu Bence Seversin Tabi
 

Go Back   Seversintabi.com Türkiye'nin En Büyük Forumu Bence Seversin Tabi > Bayanların Dünyası > KADINCA > Dedikodu Kazanı
Yardım Topluluk Takvim Bugünki Mesajlar Arama

gaziantep escort gaziantep escort
youtube beğeni hilesi
Cevapla

 

LinkBack Seçenekler Stil
  #1  
Alt 14 November 2008, 17:34
salagın teki :)
 
Kayıt Tarihi: 29 September 2008
Mesajlar: 0
Konular:
Aldığı Beğeni: 0 xx
Beğendiği Mesajlar: 0 xx
Standart Kadin&erkek İlİŞkİlerİ

ERKEKKLER BUNLARI YAPMAYIN))


Erkekler, kadınların hiç sevmediği 7 davranışı yapıyorsanız onu kaybedersiniz. İşte yapmamanız gerekenler...

Onu küçük düşürmeyin!

Erkek arkadaşının / eşinin yanında hangi kadın küçük düşmek ister? Tabii ki hiç kimse! Mesela sakın ona kalabalık bir arkadaş grubu ile birlikte yemeğe çıktığınızda "bu aralar çok kilo aldın, tatlı yemesen daha iyi edersin" tarzı bir cümle kurmayın, belki o anda size "haklısın sevgilim" diyecektir, ancak eve gittiğinizde söyleyeceklerini duymak dahi istemeyecek ve kulağınızı kapatacaksınız.

Size önerimiz onu asla başkalarının yanında "giyimi, makyajı, kilosu, saçı ve söyledikleri" ile ilgili olarak eleştirmemeniz, belki kılıbıklık olacak ama yapmanız gereken "başkalarının yanında onu yüceltmeniz"...

Ona çok para harcıyorsun demeyin!

Her ne kadar artık kadınlar kendi kazandıkları paraları harcıyor olsalar da, erkekler "alışverişe çok para harcıyorsun hayatım" cümlesini kurmaktan kendilerini alıkoyamazlar... Eğer böyle bir cümle kurmayı cesaret ediyorsanız, peşinden gelecek aşağıdaki cümlelere de hazırlıklı olun:

"Dilediğim gibi harcarım paramı, senden çok kazanıyorum ne de olsa!", "Senin gibi pintilik yapıp senede bir alışveriş yapıp her gün aynı kıyafetle gezmektense çok para harcayıp alışveriş yapmayı tercih ederim", "Sanki senin paranı harcıyorum, sana ne oluyor ki!"

Onu kıskandıracak hareketlerden kaçının!

Yan masanızdaki kadın çok alımlı ve tatlı olabilir, bu sizin ona kaçamak bakışlar fırlatmanıza, hatta abartıp "ne hoş kadınmış" demenize bir bahane asla olamaz! Unutmayın, kadınlar kıskançtır ve kendilerinden güzel olan kadınlara tahammülleri yoktur. Eğer onun yanında başka bir kadına bakıyorsanız, bazı şeyleri göze almış olmalısınız...

Ona asla "kendine bak" demeyin!

Kadınlar her zaman bakımlı olacak diye bir kural olduğunu düşünüyorsanız yanılıyorsunuz! Kadınlar bazı günlerde, paspal gezmek isterler. Bırakın makyaj yapmayı, saçlarını taramayı dahi istemezler.

Böyle günlerde sakın ona "kendine bak biraz" demeyin, sizi hemen paralayabilir "sen beni beğenmiyor musun" diye... Unutmayın kadınlar her halleriyle güzel olduklarını duymak isterler!

Yanında oyun oynamayın!

Erkeklerin bilgisayar veya video oyunlarından ne kadar haz aldığı tartışmasız bir gerçek, ancak bir diğer gerçek de kadınların erkeklerin bu tutkusunu anlamamaları... Ona istediğiniz kadar "hayatım en heyecanlı yerinde" deyin, sizi anlamayacaktır ve oyunu kapatıp kendisiyle ilgilenmediğiniz için size fırça kayacaktır.

En iyisi o yanınızdayken oyun oynanamamanız, aksi takdirde "sen beni mi daha çok seviyorsun, yoksa oyun oynamayı mı" sorusuna cevap bulmak zorunda kalırsınız.

Onu hizmetçi gibi görmeyin

Anneniz her şeyinizi önünüze hazır olarak sunmuş olabilir, ev işleriyle uzaktan yakından ilginiz olmayabilir. Size hak veriyoruz bu konuda ama bu durum sevgilinizi / eşinizi hizmetçi gibi görmenize neden olmamalı, değil mi?

Ona sürekli iş vermeye kalkarsanız ve her şeyi ondan beklerseniz bir süre sonra "yeter artık" diyebilir ve şakayla kırıcı tepkiler verebilir...

Onunla tartışmaya girmeyin!

Ne kadar haklı olursanız olun, kadınlar her zaman üste çıkarlar ve tartışmalarda kendilerini haklı bulurlar!

Eğer onun tırnakları arasında parçalanmak ve laflarını yemek istemiyorsanız uysal bir şekilde "haklısın sevgilim" deyip tartışmayı uzatmamanızı öneririz. Kadınların olayları çabuk unutmadığını unutmayın....
Alıntı ile Cevapla
  #2  
Alt 14 November 2008, 17:35
Senior Member
 
Kayıt Tarihi: 6 November 2008
Mesajlar: 249
Konular:
Aldığı Beğeni: 0 xx
Beğendiği Mesajlar: 0 xx
Standart Cevap: Kadin&erkek İlİŞkİlerİ

Herkes eşit amac Paylaşmak :P
Alıntı ile Cevapla
  #3  
Alt 14 November 2008, 17:35
salagın teki :)
 
Kayıt Tarihi: 29 September 2008
Mesajlar: 0
Konular:
Aldığı Beğeni: 0 xx
Beğendiği Mesajlar: 0 xx
Standart Kadin&erkek İlİŞkİlerİ

SEVGİ ÜÇ TÜRLÜDÜR;;

bize verilecek sevgiye bu adı takmış yazar. Örnekler veriyor:

Eğer iyi olursan baban, annen seni sever. Eğer başarılı ve önemli
kişi olursan, seni severim. Eğer eş olarak benim beklentilerimi karşılarsan seni severim.

Toyotome en çok rastlanan sevgi türü budur diyor. Bir şarta bağlı
sevgi. Karşılık bekleyen sevgi. Sevenini, istediği bir şeyin sağlanması
karşılığı olarak vaat edilen bir sevgi türüdür bu diyor yazar.

Nedeni ve şekli bakımından bencildir. Amacı sevgi karşılığı bir şey kazanmaktır.

Yazara göre evliliklerin pek çoğu "Eğer" türü sevgi üzerine kurulduğu için çabuk yıkılıyor. Gençler birbirlerinin o anki gerçek hallerine değil, hayallerindeki abartılmış romantik görüntüsüne aşık oluyor ve beklentilere giriyorlar.

Beklentiler gerçekleşmediğinde, düş kırıklıkları başlıyor. Sevgi nefrete dönüşüyor. En saf olması gereken anne baba sevgisinde bile "Eğer" türüne rastlanıyor. Yazar bir örnek veriyor. Bir genç Tokyo Üniversitesi giriş sınavlarını kazanarak babasını mutlu etmek için çok çalışıyor. Okul dışında hazırlama kurslarına da gidiyor. Ama başarılı olamıyor.

Babasının yüzüne bakacak hali yok. Üzüntüsünü hafifletmek için bir haftalığına Hakone kaplıcalarına gidiyor. Eve döndüğünde babası öfkeyle "Sınavları kazanamadın, bir de utanmadan Hakone'ye gittin?" diye bağırıyor. Delikanlı "Ama baba vaktiyle sende bir ara kendini iyi hissetmediğinde Hakone kaplıcalarına gittiğini anlatmıştın diyor. Baba daha çok kızarak delikanlıyı tokatlıyor.

Çocuk da intihar ediyor. Gazeteler intiharın anlık bir sinir krizi sonucu
olduğunu söylediler, yanılıyorlardı diyor yazar. Delikanlı babasının
kendisine olan sevgisinin yüksek düzeydeki beklentilerine bağlı olduğunu anlamıştı. İnsanlar "Eğer" türü sevginin üstünde bir sevgi arayışı içindeler aslında. Bu sevginin varlığını ve nerede aranması gerektiğini bilmek bu genç adamın yaptığı gibi yaşamı sürdürmekle ondan vazgeçmek arasında bir tercih yapmakla karşı karşıya kaldığımızda önemli rol oynayabilir diyor Masumi
Toyotome.

İlginç değil mi?

İkinci türe geçiyoruz; "Çünkü" türü sevgi.
Toyotome bu tür sevgiyi şöyle tarif ediyor: Bu tür sevgide kişi bir şey
olduğu, bir şeye sahip olduğu ya da bir şey yaptığı için sevilir. Başka
birinin onu sevmesi, sahip olduğu bir niteliğe ya da koşula bağlıdır. Örnek mi?

Seni seviyorum. Çünkü çok güzelsin (Yakışıklısın). Seni seviyorum. Çünkü o kadar popüler, o kadar zengin, o kadar ünlüsün ki. Seni seviyorum. Çünkü bana o kadar güven veriyorsun ki. Seni seviyorum. Çünkü beni üstü açık arabanla, o kadar romantik yerlere götürüyorsun ki. Yazar, "Çünkü" türü sevginin "Eğer" türü sevgiye tercih edileceğini anlatıyor. Eğer türü sevgi bir beklenti koşuluna bağlı olduğundan büyük ve ağır bir yük haline gelebilir. Oysa zaten sahip olduğumuz bir nitelik yüzünden sevilmemiz hoş bir şeydir egomuzu okşar. Bu tür olduğumuz gibi sevilmektir. İnsanlar
oldukları gibi sevilmeyi tercih ederler. Bu tür sevgi onlara yük getirmediği için rahatlatıcıdır.

Ama derin düşünürseniz, bu türün "Eğer" türünden temelde pek farklı olmadığını görürsünüz. Kaldı ki bu tür sevgi de, yükler
getirir insana. İnsanlar hep daha çok insan tarafından sevilmek isterler.

Hayranlarına yenilerini eklemek için çabalarlar. Sevilecek niteliklere
onlardan biraz daha fazla sahip biri ortaya çıktığı zaman, sevenlerinin, artık ötekini sevmeye başlayacağından korkarlar. Böylece yaşama sonsuz sevgi kazanma gayretkeşliği ve rekabet girer. Ailenin en küçük kızı yeni doğan bebeğe içerler. Sınıfının en güzel kızı, yeni gelen kıza içerler. Üstü açık BMW'si ile hava atan delikanlı, Ferrari ile gelene içerler. Evli kadın kocasının genç ve güzel sekreterine içerler. O zaman bu tür sevgide güven
duygusu bulunabilir mi diye soruyor Toyotome.

"Çünkü" türü sevgi de, gerçek ve sağlam sevgi olamaz diyor.
Bu tür sevginin güven duygusu vermeyişinin iki ayrı nedeni daha var.

Birincisi acaba bizi seven kişinin düşündüğü kişi miyiz korkusu.
Tüm insanların iki yani vardır. Biri dışa gösterdikleri öteki
yalnızca kendilerinin bildiği. İnsanlar sandıkları kişi olmadığımızı anlar
ve bizi terk ederlerse korkusu buradan doğar. İkincisi de ya günün birinde değişirsem ve insanlar beni sevmezse endişesidir. Japonya'da bir temizleyicide çalışan dünya güzeli kızın, yüzü patlayan kazanla parçalanmış.

Yüzü fena halde çirkinleşince, nişanlısı nişanı bozup onu terk etmiş. Daha acısı aynı kentte oturan anne ve babası, hastaneye ziyarete bile gelmemişler, artık çirkin olan kızlarını. Sahip olduğu sevgi, sahip olduğu güzellik temeli üstüne bina edilmiş olduğundan bir günde yok olmuş.

Güzellik kalmayınca sevgi de kalmamış. Kız birkaç ay sonra kahrından ölmüş... Japon yazar; toplumlardaki sevgilerin çoğu "Çünkü" türünde olup bu tür sevgiler, kalıcılığı konusunda insanı hep kuşkuya düşürür diyor.

Peki o zaman, gerçek sevginin, güvenilebilecek sevginin özellikleri nedir? Ve işte sevgilerin en gerçeği.

Üçüncü tür sevgi benim "Rağmen" diye adlandırdığım türdür diyor yazar.
Bir koşula bağlı olmadığı için ve karşılığında bir şey beklenmediği
için? "Eğer" türü sevgiden farklı bu. Sevilen kişinin çekici bir niteliğine dayanıp böyle bir şeyin varlığını esas olarak almadığı için "Çünkü" türü sevgi de değil.

Bu üçüncü tür sevgide, insan bir şey beklediği için değil,
bir şeyler eksik olmasına rağmen sevilir. Esmeralda, Quasimodo'yu dünyanın en çirkin, en korkunç kamburu olmasına rağmen sever. Asil,yakışıklı, zengin delikanlı da Esmeralda'ya çingene olmasına rağmen aşıktır.

Kişi dünyanın en çirkin, en zavallı, en sefil insani olabilir. Bunlara rağmen sevilebilir. Tabii bu, sevgiyle karşılanması şartı ile. Burada insanın, iyi, çekici ya da zengin bir konum elde ederek sevgiyi kazanması gerekmiyor.

Kusurlarına, cahilliğine, kötü huylarına ya da kötü geçmişine rağmen olduğu gibi, o haliyle sevilebiliyor. Bütünüyle çok değersiz biri gibi görünebiliyor ama en değerli gibi sevilebiliyor. Japon yazar yüreklerin en çok susadığı sevgi budur diyor.

Farkında olsanız da, olmasanız da, bu tür sevgi sizin için
yiyecek, içecek, giysi, ev, aile, zenginlik, başarı yada senden daha
önemlidir. Bunun böyle olduğundan nasıl emin olacaksınız?

Hakli olduğunu kanıtlamak için sizi bir teste davet ediyor. "Şu soruma cevap verin" diyor. Kalbinizin derinliklerinde, dünyada kimsenin size aldırmadığını ve hiç kimsenin sizi sevmediğini düşünseydiniz, yiyecek, elbise, ev, aile, zenginlik, başarı ve üne olan ilginizi yitirmez miydiniz?

Kendi kendinize yaşamamın ne yararı var diye sormaz mıydınız? Devam ediyor Toyotome; şu anda en sevdiğiniz kişinin sizi sadece kendi çıkarı için sevdiğini anladığınızı bir düşünün. Dünya birden bire başınızın üstüne çökmez miydi. O an yaşam size anlamsız gelmez miydi? Diyelim sıradan bir yaşamınız var.

Günlük yaşıyorsunuz. Günün birinde gerçek, derin ve doyurucu bir sevgi bulacağınızdan umudunuz olmasa, kalan hayatınızı nasıl yaşardınız? diye soruyor ve yanıtlıyor; Öyleleri ya iyice umutsuzluğa kapılıp intihar ediyorlar, ya da kendilerini iyice dağıtıp yaşayan ölü haline geliyorlar.

Toyotome, hem de nasıl iddialı savunuyor, "Rağmen" türü sevgiyi. Bugün yaşamınızı sürdürebilmenizin nedeni "Rağmen" türü sevgiyi şu anda yaşamanız ya da bir gün bu sevgiyi bulacağınıza olan inancınızdır. Son sözlerinde biraz umutsuz, Toyotome.

Bugün yaşadığımız toplumda herkesi doyuracak bu sevgiyi bulmak zor. Çünkü herkesin sevgiye ihtiyacı var. Kimsede başkasına
verecek fazlası yok? diye açıklıyor. Anlatıyor; Yakınımızda olan birinin bu sevgiyi bize vermesini bekleriz. Ama o da ayni şeyi başkasından
beklemektedir. Peki bu dünyada sevgi ne kadar var. Yazara göre, açlığımızı biraz bastıracak kadar. Ve de yemek öncesi tadımlık gelen iştah açıcılar gibi.

Bu minnacık tadım, bizi daha müthiş bir sevgi açlığına tahrik ve
teşvik ediyor. Bu minnacık tadım sevgiye ne kadar muhtaç olduğumuzu anlatıyor. Büyük bir hırsla ana yemeğin gelmesini ve bizi doyurmasını bekliyoruz. Hani nerede? Hepsi o. Ve asıl çarpıcı cümle en sonda;

DÜNYADAKİ EN BÜYÜK KITLIK, RAĞMEN TÜRÜ SEVGİNİN YETERİNCE OLMAYIŞIDIR.
Alıntı ile Cevapla
  #4  
Alt 14 November 2008, 17:37
salagın teki :)
 
Kayıt Tarihi: 29 September 2008
Mesajlar: 0
Konular:
Aldığı Beğeni: 0 xx
Beğendiği Mesajlar: 0 xx
Standart Kadin&erkek İlİŞkİlerİ

ROMANTİZM KAÇ GÜNLÜKTÜR?
Romantizmin ömrü kaç yıl? Ve evlilikte romantizmin can çekiştiğinin belirtileri neler?


Yeni evliler üzerinde yapılan bir araştırma son yıllardaki evliliklerin neden süratle bitme noktasına gelebildiğini bir kez daha ortaya koydu.

Anneannelerimizin ya da annelerimizin fedakarlık ederek, saygı çerçevesinde belkide 50 ya da 60 sene korudukları tatlı romantizmi bakın biz yeni nesil ne kadar yaşatabiliyoruz?

İki yıl 6 ay 25 gün... aşkın ömrü 3 yıldır kitabının yazarı Frédéric Beigbeder’in iddiası birkez daha doğrulanmış oldu. Belki özensizlik, belki bencillik belki de hayattaki zorlukların neticesinde diyebiliriz fakat ne acıdır ki evlilikte romantizm artık sadece iki yıl 6 ay 25 gün yaşayabilen bir duygu.

Romantizm: Evliliğin ilk yıldönümünden sonra erkek zayıf kalmak için uğraşmaz ve en acilinden bir göbeğe sahip olur, kadınsa eşine güzel görünmek için harcaması gereken zamanı büyük ihtimalle ev işlerine ve geri kalan en değerli zamanı da kayınvalidesinin dedikodusuna harcar Ve böylece ilişkinin ilk günlerinde bir güvercin kadar kıpır kıpır olan romantizm duyguları bir anda yere serilir.

İngiltere'de beş bin çift üzerinde yapılan bir araştırmada evde kumandanın kontrolünden, dışarda el ele dolaşmaya kadar bir çok konuda kadın
ve erkeklerin aynı oranda haklı olduklarını iddia ettikleri görüldü. Yüzde 80’den fazlası kumanda bende olmalı derken, bir yıldan sonra erkeklerin bunu gereksiz görmeleri sonucunda el ele dolaşanların sayısı ise iki elin parmaklarını geçmiyor.

Ankete göre, bu süreden sonra erkeklerin yüzde 70’i üzerlerinden çıkardıkları pantolonlarını ve çoraplarını ortalıkta bırakmaya, yüzde 79’u da klozetin kapağını indirmemeye başlıyor.

Araştırmaya göre, seksi gecelikler bir yıldan sonra yerini mickey mouse’lu pijamalara bırakıyor. Cinsel ilişki sıklığı ise eğer çiftlerden birinin arzuları biraz daha güçlü değilse maalesef ilk seneye oranla ikinci yılda yüzde 50 azalabiliyor.

Araştırma şirketi "onepoll.com"un sözcüsü John Sewell, çiftlerin jest yapmaktan vazgeçmemeleri gerektiğini söylüyor. Sewell, bu jestlerden en romantiğinin mum ışığında bir akşam yemeği olduğunu unutmamaları gerektiğini belirterek çiftlerin ezici üstünlük sağlamak yerine konular üzerinde uzlaşma yoluna gitmelerini de öğütlüyor
Alıntı ile Cevapla
  #5  
Alt 14 November 2008, 17:38
Senior Member
 
Kayıt Tarihi: 6 November 2008
Mesajlar: 249
Konular:
Aldığı Beğeni: 0 xx
Beğendiği Mesajlar: 0 xx
Standart Cevap: Kadin&erkek İlİŞkİlerİ

Sevgi seven icin 1 Boyutta kalandır.. bence Nasil Seversen Öle kalmalıdır..
Alıntı ile Cevapla
  #6  
Alt 14 November 2008, 17:38
salagın teki :)
 
Kayıt Tarihi: 29 September 2008
Mesajlar: 0
Konular:
Aldığı Beğeni: 0 xx
Beğendiği Mesajlar: 0 xx
Standart Kadin&erkek İlİŞkİlerİ

SİZDEN HOŞLANDIĞINI GÖSTEREN 9 AYRINTI?

Masanıza doğru geliyor, kolunu masanıza koyuyor ve size doğru uzatıyor. Tesadüf mü? Hayır! Size aşık olduğunu belli etmenin yollarından biri bu sadece...

Antropolog Dr. David Givens'in yazdığı ''Aşk Sinyalleri (Love Signals)'' adlı kitap, Prestij Yayınları tarafından Türkiye'de yayımlandı. Şule Gülmen'in Türkçe'ye çevirdiği kitapta ilişkiyi 5 evreye ayıran David Givens, bunları "Dikkat çekmek", "Gözdeki pırıltı nasıl okunur?", "Kelime alışverişi", "Dokunmanın dili" ve "Sevişmek" olarak sıralıyor.

"Aşkın sözsüz dili" alt başlığıyla yayımlanan kitapta, tanışan iki insanın birbiriyle ilgilenmelerinin göstergeleri şöyle sıralanıyor:

Göz kırpma hızının artması: Göz kırpışının hızlanması, uyarıcı nöro-kimyasal dopaminin beyin tarafından salınmasıyla ortaya çıkan duygusal coşkunun yansımasıdır.

Bukalemun etkisi: Vücut hareketlerinin taklit edilmesi partnerinizin gerçekten de sizin dalga boyunuzda olduğunu gösterir.

Yüz kızarması: Kulakların üstlerinden, yüzün tamamına dek yüzdeki kızıl renk tonu, partnerinizin sempatik sinir sisteminin işe karıştığının göstergesidir.

Saçları düzeltmek: Kendine çeki düzen verme ile ilgili jestler, 'İlgileniyorum' manasına gelir.

Niyet işareti: Tesadüf eseri masanın üstünde size doğru uzatılan bir kol, dokunma isteğinin işaretidir.

Öne eğilme: İnsanlar her zaman en önemli buldukları şeye ya da kişiye doğru eğilirler; buna yönelme refleksi diyoruz.

Kocaman gözler: Partnerinizin merkezi sinir sistemi uyarıldığında göz kapaklarının istemsiz visseral kasları gözlerini normalden daha yuvarlak bir hale getirir.

Sarkmış çene: Bütün ilgiyi ele geçirdiğinizde, partnerinizin dudakları görünür bir şekilde aralanır. Sarkmış bir çene biraz daha yaklaşmanız için bir işarettir.

Bakışların kesişmesi: Partnerinizin sizin görüş alanınız içerisinde sürekli aşağı yukarı göz gezdirmesi göz teması kurmayı arzuladığını gösterir."

"Aşk Sinyalleri"nde tanınma devresindeki olumsuz ipuçları da şöyle anlatılıyor:

Tepki yok: Dikkat çekme davetleriniz tamamen görmezden gelinirse kur yapmanın en cesaret kırıcı işaretini almış olursunuz.

Donma: Durgun bir vücut tepkisiz gibi görünse de umursamazlık yerine utangaçlık sinyali veriyordur. Tüm yetişkin nüfusunun yüzde ellisini oluşturan utangaç kişilerin nazik vücut dili, kendilerini olduğundan daha az yaklaşılabilir gibi gösterir.

Soğuk muamele: Başka bir yöne doğru umursamazca dönmek, 'beni rahatsız etme' manasına gelir. Dudakların sıkıştırılması: Sıkıştırılmış dudaklar partnerinizin size kur yapacak bir ruh durumunda olmadığı izlenimi uyandırır."
Alıntı ile Cevapla
  #7  
Alt 14 November 2008, 17:40
salagın teki :)
 
Kayıt Tarihi: 29 September 2008
Mesajlar: 0
Konular:
Aldığı Beğeni: 0 xx
Beğendiği Mesajlar: 0 xx
Standart Kadin&erkek İlİŞkİlerİ

AŞKTA HATA KABUL ETMEZ?
Aşkı bulmak zor, kaybetmek ise çok kolay. Ufak hatalar yüzünden onu elinizden kaçırmak istemezsiniz, değil mi? Öyleyse uzmanların ortaya koyduğu bu 9 hatadan uzak durun!

Erkeğinizi konuşmaya zorlamayın

Mutlaka siz de böyle bir sahne yaşamışsınızdır. Sevgiliniz biraz suskun ve bunu bir sorun olarak algılıyorsunuz. Ne yaparsınız? Onu biraz rahat bırakmak yerine, sürekli üzerine gidip her şeyin yolunda olup olmadığını sorarsınız. Sevgiliniz iyi olduğunu söylemesine rağmen sorularınızın sonu bir türlü gelmez. Böyle davranarak aslında iyilik yapmıyorsunuz.

Kabul edin erkekler kadınlar kadar çok konuşmayı sevmez. Sizin için vakit geçirmek arkadaşlarınızla oturup sohbet etmek anlamına gelebilir belki; ama erkekler tek başlarına da çok mutlu olabiliyorlar. Erkeğiniz suskun mu? Suskunluğunun nedenini bir düşünün. Eğer daha yeni kavga etmişseniz ve erkeğiniz sizinle konuşmuyorsa, o başka. Üstünüze alınabilirsiniz. Kalbini kırmış olabilirsiniz ve kızgınlığını konuşmayarak ifade ediyor olabilir. Eğer ortada bir tartışma yokken suskun davranıyorsa, belki de onun da biraz yalnız kalmaya ihtiyacı vardır. Onu soru bombardımanına tutmak yerine suskunluğuna saygı gösterirseniz size daha minnettar olacaktır.

Parasız dışarı çıkmayın

Erkekler genellikle cömert davranmayı severler belki elinizi cebinize sokmanıza bile izin vermezler. Ama bırakın içlerinden gelerek bunu yapsınlar. Eğer her zaman hesap ödeme görevini ona bırakıyorsanız, kendilerini kullanılmış gibi hissederler. İlişkide eşitlik olmalı. Eğer sürekli sevgilinizin her şeyi ödemesini bekliyorsanız, kısa sürede asıl duygularınızdan şüphelenip, ondan faydalandığınızı düşünecektir. Durumu kurtarmak için ağlayıp sızlanmayın. Hiç fark ettiniz mi? Bir tartışma sonrasında erkekler hatalı olsalar da, ya hiçbir şey söylemiyorlar ya da çok doğal bir şekilde özür diliyorlar.

Kadınlara gelince ise durum değişiyor. Sizden taş gibi duygusuz olmanız beklenmiyor, yeter ki tartışmalar sırasında duygularınıza hakim olup bir yetişkin gibi konuşun. Erkekler gözyaşlarından etkilenir ve hiçbir erkek bir kadını ağlatmak istemez. Ne var ki, her şeye ağlarsanız sizinle doğru dürüst konuşamayacak ve söylemek istediklerini söyleyemeyecek. Daha da fazlası, size bir suçlama getirildiğinde ağlamaya başlarsanız, sevgiliniz suçunuzu örtmek istediğinizi düşünebilir.

Arkadaşlarınızla sevgilinizin arkasından konuşmayın

İlişkinizin sırlarını anlatmak kadar kötü bir şey yoktur. Bir düşünün: En şık kıyafetlerinizi giyip arkadaşlarınızla birlikte bir davete gidiyorsunuz. Ne var ki aranızdaki bir olayın tüm detaylarını anlatmışsınız onlara ve şimdi sevgilinize anlamlı bakışlar atmaktan kendilerini alamıyorlar. Bu yine bir derece idare edebilir; ama sevgilinizin hatalarını anlatmak çok büyük bir gaf olur.

Uzmanlara göre arkadaşlarınıza anlattığınız şeyler konusunda çok dikkatli olmanız gerekiyor. Siz unutabilirsiniz veya affedebilirsiniz ama arkadaşlarınız size yapılan haksızlıkları kolay unutmazlar. Anlattıklarınız olumsuz olmasa da, sevgilinizle ilgili olan bütün sırlarınızı ortaya dökmekten kaçınmalısınız. Bazı olaylar yanlız sizin aranızda kalmalı.

Kalabalık yerlerde sevgilinize fazla asılmayın

Erkek arkadaşınıza sevginizi göstermek güzel bir şey, ama unutulmaması gereken bir nokta var: Yatak odanızda yapacağınız hareketleri herkesin gözünün önünde yapmamalısınız. Erkekler, duygularını kadınlar kadar kolay gösteremezler, yabancıların önünde ise hiç gösteremezler. Her erkeğin kendine özgü bir davranışı vardır.

Fazla ileri gidip gitmediğinizi anlamak için önce bir deneyin. Elini tutun veya omuzuna elinizi koyun ve nasıl bir tepki vereceğini görün. Eğer fazla yakınlıktan rahatsızlık duymuyorsa, sorun yok. Ama hareketlerinize karşı çekingen davranıyorsa, onu fazla zorlamayın.

'Bir dahaki sefere' sözünü sürekli kullanmayın

Bu üç kelimenin neden bu kadar can sıkıcı olduğunu biliyor musunuz? Hatırlayın: Küçükken anneniz de sizi böyle azarlardı.

Fazla üstüne düşmeyin

Bazı kadınlar var ki sevgililerini günde en az 10 kez ararlar. Tabii erkeğinizi düşünmek güzel bir şey ama onunda bir iş ve sorumluluk sahibi olduğunu unutmayın. Herkes çalışırken onun oturup sizinle sohbet etmesi profesyonel bir davranış sayılmaz.

Saat başı sevgilinizi arayıp onu kontrol etmeniz onu oldukça sıkabilir. Eğer aramadan duramıyorsanız en azından vakti olup olmadığını sorun. Yine de aramalarınızı en aza indirmenizde fayda var. Sürekli sesinizi duymaktan sıkılabilir, ama eğer onu nadir arıyorsanız sesinizi duymak için can atacaktır.

Arkadaşlarına bütün sırlarını vermeyin

Onun sevgilisi olduğunuz için hayatının birçok detayını biliyorsunuz. Bu bir ayrıcalıktır ve aynı zamanda sorumluluk ister. Size 5 yaşına kadar yatağını ıslattığını anlatmış olabilir; ama bunu herkese anlatırsanız rahatsız olabilir. Söylenecek ve söylenmeyecek şeyler var. Kaldı ki size anlattığı bütün sırları başkaları ile paylaşırsanız sizin ne ayrıcalığınız kalır? Oturun ve düşünün: Siz onun yerinde olsaydınız sizin her şeyinizi anlatmasını ister miydiniz?

Selülit kreminizden tutun, göğüslerinizi büyük gösteren sutyenlerinize kadar her şeyinizi ortaya dökmesini ister miydiniz? Tabii ki hayır. Aynı şekilde onun da başkalarının bilmesini istemediği şeyler vardır. Kesinlikle anlatmamanız gereken bir şey daha var: Yatak odası davranışlarınız. Çıkardığı sesler ve gizli zevkleri hakkında asla konuşmayın.

Geleceği planlamak

Erkekler içlerinden geldiği gibi davranmayı severler, sürprizlerle dolu bir yaşam isterler. Siz cumartesi akşamlarının programını 3 hafta önceden yaparsanız, çok sevdikleri sürprizleri yaşayamazlar. Fazla üstlerine düşerseniz, hareketlerinin kısıtlandığını düşünürler. Uzun zamandır biriyle birlikte olan bir erkek bile özgürlüğünden kolay kolay vazgeçmez. Eğer siz de planlama huyundan vazgeçemiyorsanız, en azından havayı yumuşatın. Ona öneri yapın emir vermeyin. Böylece kendine de söz hakkı verdiğinizi düşünür ve rahatsız olmaz.

Biz kelimesini çok erken kullanmayın

Her ilişki sen ve ben olarak başlar ve bunların "biz"e dönüşüp dönüşmeyeceği kesin değildir. Bunun olmasını beklemekte acele etmeyin. Erkekler aceleci kadınlardan hiç hoşlanmazlar. Erkeklere her şeyden bahsedin sadece evlilikten bahsetmeyin. Evlilik kelimesini duyar duymaz bekarlık zamanlarının özlemini duymaya başlar. Gelecekle ilgili çeşitli fantezileriniz varsa onlardan fazla söz etmeyin, yoksa onu nikah masasına oturtmayı planladığınızı düşünüp sizden uzaklaşabilir.
Alıntı ile Cevapla
  #8  
Alt 14 November 2008, 17:41
salagın teki :)
 
Kayıt Tarihi: 29 September 2008
Mesajlar: 0
Konular:
Aldığı Beğeni: 0 xx
Beğendiği Mesajlar: 0 xx
Standart Kadin&erkek İlİŞkİlerİ

İLK GÖRÜŞTE AŞK?

görüşteki beğeni aşk mıdır?Yoksa sadece beğeninin heyecanı mıdır?


İlk görüşte aşka inananlardan mısınız yoksa aşka zaman mı verirsiniz? Aşk bir mantık işi midir ? Yoksa aklın başında olmama hali midir? Aşkın ilk zamanlarında duyulan heyecan, kalp çarpıntıları neden daha sonra rafa kalkar? Peki nasıl olur da hiç tanımadığınız bir insana vücudunuzun en önemli organını bağışlarsınız?


İlk tanışmada gözlerinden ya da manalı bakışlarından etkilendiğiniz kişi, aşkın gizemi kaybolduğunda belki de hiç bakmak istemediğiniz birine dönüşebiliyor. Güzel fiziği ve yüzüyle heyecanınıza heyecan katan kişi aşkın bitiminde en sevimsiz yüz haline gelebiliyor. İyi giyimiyle,etkileyici sesiyle,özgün duruşuyla nefesinizi kesen kişi ilk izlenimler geçip gerçek bir tanışma ortamı sağlandığında belki alışkanlığın olağanlığıyla belki de aranılan özelliklere muvaffak olunamamasından heyecanınızı kaybetmenize vesile olabiliyor.


Aslında gerçek aşk ilk bakışta kalplerde yaşanan heyecan,gözlerdeki karşılıklı elektriklenme,aranılan fiziksel özelliklere sahip olunma gibi gözükse de bu özellikleri yaşanmışlıklar da kaybetmeme haliyle gerçek bir aşka dönüşüyor. Değil ise bu sadece bir kıvılcımın iç yangınına dönüşüp daha sonra hemen o yangını söndürüp yeni bir aşk arama hali olamaz. Yani ilk görüşteki heyecanın adı aşk olamaz. Ben en çok seni ve sana dair her şeyi sevdim diyebileceğiniz aşklar ümidiyle... Aslında gerçek aşkı Ümit Yaşar Oğuzcan en güzel şekliyle yazmış...





Ben Senin En Çok

Ben senin en çok sesini sevdim
Buğulu çoğu zaman, taze bir ekmek gibi
Önce aşka çağıran,sonra dinlendiren
Bana her zaman dost, her zaman sevgili
Ben senin en çok ellerini sevdim
Bir pınar serinliğinde, küçücük ve ak pak
Nice güzellikler gördüm yeryüzünde
En güzeli bir sabah ellerinle uyanmak
Ben senin en çok gözlerini sevdim
Kâh çocukça mavi, kâh inadına yeşil
Aydınlıklar, esenlikler, mutluluklar
Hiç biri gözlerin kadar anlamlı değil
Ben senin en çok gülüşünü sevdim
Sevindiren, içimde umut çiçekleri açtıran
Unutturur bana birden acıları, güçlükleri
Dünyam aydınlanır sen güldüğün zaman
Ben senin en çok davranışlarını sevdim
Güçsüze merhametini, zalime direnişini
Haksızlıklar, zorbalıklar karşısında
Vahşi ve mağrur bir dişi kaplan kesilişini
Ben senin en çok sevgi dolu yüreğini sevdim
Tüm çocuklara kanat geren anneliğini
Nice sevgilerin bir pula satıldığı bir dünyada
Sensin, her şeyin üstünde tutan sevdiğini
Ben senin en çok bana yansımanı sevdim
Bende yeniden var olmanı, benimle bütünleşmeni
Mertliğini, yalansızlığını, dupduruluğunu sevdim
Ben seni sevdim, ben seni sevdim, ben seni...
Alıntı ile Cevapla
  #9  
Alt 14 November 2008, 17:43
salagın teki :)
 
Kayıt Tarihi: 29 September 2008
Mesajlar: 0
Konular:
Aldığı Beğeni: 0 xx
Beğendiği Mesajlar: 0 xx
Standart Kadin&erkek İlİŞkİlerİ

NASIL BİR SEVGİLSİİNİZ?

Kimi sevdiği adamın karşısında tam bir köleye dönüşüyor, tüm yaşamını ona adıyor. Kimi sadece kur yapmaktan hoşlanıyor. Bazıları ise prensiplerinden asla taviz vermediği için karşısındaki erkeği kurallar kıskacına alıyor. İşte 6 farklı kadın, 6 farklı "sevgili" tiplemesi; Peki, siz nasıl bir sevgilisiniz, bilmek ister misiniz?

Herkes aşkı farklı farklı yaşar. Uzmanlara göre birçok "sevgili" tipi var ve nasıl bir sevgili olduğunuzu kişiliğiniz kadar yaşadığınız ilişkiler de belirliyor. Ayrıca sürüp giden bir ilişki de zaman içinde bu sevgili figürü de değişebiliyor. Eğer nasıl bir sevgili olduğunuzu bilirseniz, ilişkinizi daha objektif değerlendirebilir, gelecekte yaşanacak olası problemlere karşı önleminizi alabilirsiniz. Ayrıca ilişkinizle ilgili beklentilerinizde daha gerçekçi olur. Peki nasıl bir sevgili olduğunuzu düşündünüz mü hiç? Aşağıdaki 6 kadın tiplemesinden size uygun olanı seçin ve ilişkinizi daha sağlıklı ve mutlu kılmanın ipuçlarını öğrenin.

Romantik

Aşık olmayı seviyorsunuz. Tüm o ritüellere, hediye alıp vermelere, mum ışığında yenen yemeklere bayılıyorsunuz. Ancak "biraz" şekilcisiniz. Onun fiziksel özellikleri sizi her şeyden fazla etkiliyor. Saçları, kaşları, boyu, gözlerinin rengi; sevdiğiniz erkeğin fiziksel özellikleri sizin için bu kadar ön planda olunca, zamanla değişmesi sizi hayal kırıklığına öğretebiliyor.

Sağlıklı bir ilişki için; Gerçek aşkın onun saçlarını kaybetmesiyle bitmeyeceğini unutmayın. İlişki olgunlaştıkça romansın yerini sıkıcı bir birlikteliğin almasını da gerekmiyor. Hafta sonu kaçamakları, baş başa gidebileceğiniz uzun tatiller organize edin. Bu tip önlemler ilişkinize heyecan katabilir ve sizi tekrar birbirinize yakınlaştırabilir.

Kuralcı

Tamam, biliyoruz; sizin prensipleriniz, kriterlerinize çok önemli ve bunlardan vazgeçmeye niyetiniz yok! Eşinizi yada sevgilinizi uzayıp giden kurallar listesizle sıkıyor, onu sizin standartlarınıza uymaya zorluyorsunuz. Ayrıca çok da detaycısınız. Özellikle ev yaşamında bu küçük detaylardan bir hapishane kuruyorsunuz karşı tarafa. Onun başka bir kişilik olduğunu, başka başka alışkanlıkları olduğunu, sizinle birlikte oluncaya kadar farklı bir evde farklı bir hayat sürdüğünü unutuyorsunuz.

Sağlıklı bir ilişki için; Kurallar listesini bir kenara bırakın! Eğer "olmazsa olmaz" listenize bu kadar sıkı sıkıya sarılır ve uzlaşmaz bir tutum takınırsanız işin sonunda ya ilişkiniz yıpranacak yada yalnız kalacaksınız. Sonuçta birlikteliğiniz ve paylaştığınız sevgi her şeyden daha önemli. Ayrıca her ilişki mutlaka her ilki taraf için biraz "ödün vermek" anlamına gelir bunu unutmayın.

Takıntılı

Her dakikanızı partnerinizle beraber geçirmek istiyorsunuz. Ve uzun yıllardır onunla birlikte olsanız da hiçbir zaman tam bir güven duygusu yaşayamıyor,ilişkinizle ilgili her zaman bir takım endişeler taşıyorsunuz. Bu haliniz, sizin karşı tarafın omuzlarında yük halinde dönüşmenize yol açabiliyor, duygusal iniş çıkışlarınız onu çıldırtabiliyor.

Sağlıklı bir ilişki için; Partnerinizi sıkmayın. İlginiz pozitif gibi görünse de aşırıya kaçtığınızda ınu bunaltırsınız. Siz kovalarsınız o da kendini kaçmak zorunda hissedebilir. Hissettiğiniz "güvensizlik" ise belki daha da ciddi bir sorun. Eğer kendi başınıza sorunun üstesinden gelemiyorsanız bir uzmana danışabilirsiniz. Alacağınız profesyonel yardım ile yaşadığınız ruh halinin nedenlerini analiz edebilir daha sağlıklı hale getirmenin yollarını bulabilirsiniz.

Oyuncu

Kur yapmaya bayılıyorsunuz. İlgi duyduğunuz kişiyi minik oyunlarla etkilemek, flört etmek ve nihayetinde onu baştan çıkarmak size büyük haz veriyor. Ancak ilişki aşamasında kolaylıkla sıkılabiliyorsunuz. Sonrasında ise gözleriniz yeni bir av için parlıyor.

Sağlıklı bir ilişki için; Eğer ilişkinizi sürdürmek ve bu limanda demir atmak istiyorsanız öncelikle kapıları "kaçamaklara" açacak durumlardan uzak durmaya çalışın. Mesela o pek yakışıklı iş arkadaşlarınızla bir şeyler içmeye çıkmayıverin. Arkadaşınızın doğum günü partisinde tanıştığınız o hoş adama telefonunuzu vermeyin. Heyecanı, erkek arkadaşınız dışında birinde arayacağınıza onunla birlikte yaptığınız şeylere heyecan katın. Beraber dans dersine gidin örneğin; oyuncu yönünüzü seks hayatınızı canlandıracak şekilde kullanın.

Köle

Her zaman aldığınızdan çok daha fazlasını vermeye hazırsınız. Sürekli onun istekleri, ihtiyaçları ve mutluluğu; bu arada kendinizi ihmal ediyor , kendi ihtiyaçlarınızı göz ardı ediyorsunuz. Kendinizin ne istediğini düşünmüyorsunuz bile;

Sağlıklı bir ilişki için; İlişkiniz yada evliliğiniz dışında bir hayatınızın olması çok önemli. Hobiler edinin, kendinize yeni ilgi alanları bulun. Yeni arkadaşlıklar kurun, ya da arkadaşlarınıza daha fazla zaman ayırın. Partneriniz olmadan da yalnız başınıza zaman geçirebilecek olanaklar yaratın. Yoksa bir gün, "senin için saçımı süpürge ettim" diye başlayan o meşhur cümleyi kurup, kendinizi mutsuz, işe yaramaz ve bomboş hissedebilirsiniz;

En iyi arkadaş

Aşk sizin için sadece içi boş tumturaklı bir laf. Romantizm sizi güldürüyor. İlişkilerinizde sanki onun sevgilisi, aşığı değil de yakın arkadaşı gibi davranıyorsunuz. Uzun vadede ilişkileriniz belki çok sessiz, sakin ama sağlam.

Sağlıklı bir ilişki için; Sizin de, onun da biraz romantizme ihtiyacı var. Onu seksi ve çekici bulduğunuzu göstermelisiniz. Arkadaşlık tabiî ki çok önemli, ancak sağlıklı bir ilişki daha fazlasına ihtiyaç duyuyor. Arada bir baş başa olabileceğiniz özel bir akşam yemeği planlamak ya da onu tutkulu bir şekilde öpmek iyi bir başlangıç olabilir.
Alıntı ile Cevapla
Cevapla




Saat: 23:53


Telif Hakları vBulletin® v3.8.9 Copyright ©2000 - 2024, ve
Jelsoft Enterprises Ltd.'e Aittir.
gaziantep escort bayan gaziantep escort
antalya haber sex hikayeleri aresbet giriş vegasslotguncel.com herabetguncel.com ikili opsiyon bahis vegasslotyeniadresi.com vegasslotadresi.com vegasslotcanli.com getirbett.com getirbetgir.com
ankara escort ankara escort ankara escort bayan escort ankara ankara escort çankaya escort ankara otele gelen escort eryaman escort adana escort eryaman escort kızılay escort çankaya escort kızılay escort ankara eskort

Search Engine Friendly URLs by vBSEO 3.6.0 PL2