Seversintabi.com Türkiye'nin En Büyük Forumu Bence Seversin Tabi
 

Go Back   Seversintabi.com Türkiye'nin En Büyük Forumu Bence Seversin Tabi > Genel Kültür > İslam Dünyası > Dini Hikayeler
Yardım Topluluk Takvim Bugünki Mesajlar Arama

gaziantep escort gaziantep escort
youtube beğeni hilesi
Cevapla

 

LinkBack Seçenekler Stil
  #1  
Alt 31 March 2009, 08:03
Yorgun Yürek - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
♥ GüLerken AğLadığını,MutLu OLanLar BiLmez
 
Kayıt Tarihi: 3 March 2009
Mesajlar: 35,077
Konular:
Aldığı Beğeni: 0 xx
Beğendiği Mesajlar: 0 xx
Standart Hazret-i Musa İle Hızır

Saîd bin Cübeyr radıyallahu anh şöyle anlatıyor:

İbni Abbas radıyallahu anhe, Nevf Bekkâlî Hızır aleyhisselâm ile
arkadaşlık etmiş olan Musa'nın israil Oğullarına peygamber olarak
gönderilen Musa olmadığını söylüyor, dedim de

— İbni Âbbas radıyallahu anh: Yalan söylemiş, Allah'ın düşmanı! dedi
Zira Ubeyy bin Kâ'b radıyallahu anh bana Peygamber aleyhisselâmı şöyle
buyururken işittiğini anlatmıştır:

Musa aleyhisselâm israil Oğulları arasında hutbe irad etmeye çıktı.

Dinleyicilerden birisi kendisine:

— İnsanların en âlimi kimdir? diye sordu. Musa aleyhisselâm da:

— Ben! diye cevap verdi.

îlmi kendisine nisbet edip en âlim olanın Allah olduğunu söylememesi
sebebiyle Allahü Teâlâ kendisini kınayıp şöyle vahyetti:

— Benim iki denizin birleştiği noktada bir kulum vardır ki, o senden
daha âlimdir!

Musa aleyhisselâm:

— Ey Rabbim, bu senin daha bilgili olan kuluna nasıl ulaşırım? diye
sordu.

Allahü Teâlâ:

— Bir balık alıp zenbile koyar ve beraber yola çıkarsın. Balık nerede
zenbilden çıkıp kaybolursa, o kimseyle buluşacağın yer işte orasıdır,
buyurdu.

Musa aleyhisselâm zenbile bir balık koyup kendisine yardımcılık
etmekte bulunan Yuşa bin Nün ismindeki genç ile beraber yola çıktı. Bir
kayaya geldikleri zaman ikisi de o kayarın gölgesinde yatıp uyudular.
Zenbildeki balık canlanıp çıktı, denize daldı ve denizdeki bir deliğe
doğru yolunu tuttu. Allahü Teâlâ da suyun akıntısını durdurdu. Balık su
üzerine bina kemeri gibi olmuştu.

Bir rivayette ise: Kayanın dibinde «hayat» adı verilen bir pınar
vardır ki, bunun suyu her hangi cansız bir şeye dokunursa, o şey hemen
hayat bulur, canlanırdı, işte bu pınarın suyundan balığa isabet etmiş,
bunun neticesi olarak da balık canlanarak zenbilden çıkıp denize dalmıştı.


Musa aleyhîsselâm uykudan uyanınca arkadaşı genç, balığın denize
fırladığı , hadisesini kendisine bildirmeyi unutmuştu. Tekrar gündüz ve
gecelerin kalan kısmında yollarına devam ettiler. Ertesi gün kuşluk zamanı
olunca Musa aleyhisselâm hizmetçisi delikanlıya:

— Yemeğimizi getir de yiyelim. Zira bu yolculuğumuzdan dolayı çok
yorulduk, dedi.

Allahü Teâlâ'nın gitmelerini emrettiği yeri geçtikten sonra ancak
yorgunluk duymayısa başlamıştı.

Musa aleyhisselâmın hizmetçini genç:

— Gördün mü, kayaya sığındığımızda ben balık hadisesini unuttum. Bunu
hatırlamayısı şeytandan başkası unutturmadı bana. Balık şaşılacak bir
şekilde denizde yol aldı. Girdap gibi bir yol meydana geldi, dedi

Bu balık için bir girdap, Musa ve genç için ise şaşılacak bir şey
olmuştu.

Musa aleyhisselâm balığın suya atladığını dinleyince, arkadaşı gence:

— İşte aradığım bu idi, dedi. Ve izleri hakkında anlatarak geldikleri
izi takip suretiyle geriye döndüler. Kayaya vardıkları zaman orada
elbisesine bürünerek yatan bir adamla karşılaştılar. Bu adam Hızır
aleyhisselâm idi. Musa aleyhisselâm kendisine selâm verdi.

Hızır:

— Memleketinden bana selâmla nereden? diye sordu. Musa aleyhisselâm:

— Ben Musa'yım, diye cevap verdi. Hızır aleyhisselâm:

— İsrail Oğullarının Musa'sı mı? diye sordu. Musa aleyhisselâm:

— Evet, sana doğru olarak bildirilmiş olan ilimlerden bir şeyler
öğretesin diye sana geldim, dedi. Hızır aleyhisselâm:

— Fakat senin asla benimle sabretmeye gücün yetmez, ey Musa! Bende
Allah'ın bana verip de senin bilmediğin bir ilim vardır. Sende de Allah'ın
sana öğretip benim bilmediğim bir ilim vardır, diye karşılıkta bulundu.

Musa aleyhisselâm:

— İnşallah beni sabredenlerden bulacaksın, sana hiç bir hususta
itaatsizlik etmeyeceğim, diye cevap verdi. Hızır aleyhisselâm:

— Eğer beni takip edeceksen, ben sana anlatıncaya kadar her hangi bir
şeyden sormayısacaksın, dedi.

Böylece ikisi deniz kenarında yürüyerek yola çıktılar ve bir gemiye
rastladılar. Gemiye binmek için gemidekilerle konuştular. Gemidekiler
Hızır aleyhisselâmı tanıyınca ücretsiz olarak kendilerini gemiye aldılar.
Gemiye bindikleri vakit, Musa aleyhisselâmın ilk karşılaştığı, şey, Hızır
aleyhisselâmın bir keserle geminin dibinden bir parçayı keserek delik
açması oldu.

Bunun üzerine Musa aleyhisselâm:

— Bu adamlar bizi ücretsiz olarak gemilerine aldılar. Sen ise
gemilerine insanlar boğulsun diye delik açtın, çok kötü bir iş yaptın,
dedi. Hızır aleyhisselâm:

— Ben sana, benimle sabredemezsin, demedim mi? diye karşılık verdi.

Musa aleyhisselam:

— Unuttum, beni suçlama ve seninle olan arkadaşlığımızda bana güçlük
gösterme! diyerek afv diledi

Musa aleyhisselâmın bu ilk itirazı hakikaten unutmaktan dolayı meydana
gelmişti.

Sonra bir serçe gelip geminin ucuna kondu ve gagası ile denizden bir
damla su aldı.

Bunun üzerine Hızır aleyhisselam, Musa aleyhisselâma:

— Allah'ın ilminde, benimle senin ilmin şu serçenin gagası ile
denizden alıp eksilttiği miktar gibidir, dedi.

Bir süre sonra ikisi de gemiden çıktılar. Sahilde yürürlerken Hızır
aleyhisselam arkadaşları ile oynamakta olan bir genç gördü ve hemen eli
ile onun başını koparıp genci öldürdü.

Musa aleyhisselam yine sabredemedi ve Hızır aleyhisselâma:

— Bir can karşılığı olmadan bir cana kıydın, çok kötü bir iş yaptın!
dedi. Hızır:

— Ben sana demedimmi ki, sen benimle sabredemezsin! Diye söyledi. Musa
aleyhisselâm:

— Artık bundan sonra bir itirazda bulunursam, beni arkadaşlıktan
uzaklaştır. Çünkü iki defa özrümü kabul etmiş oldun, dedi.

Yine yollarına devam ettiler. Bir kasabaya gelince, halkından yemek
istediler. Kasaba halkı ise onları misafir olarak kabul etmek istemediler
ve bir ikramda bulunmadılar. Bu esnada kasaba içerisinde yıkılmayısa yüz
tutmuş bir duvar gördüler. Hızır aleyhisselam eli ile bu duvarı doğrulttu
ve tamir etti. Musa aleyhisselam yine dayanamadı ve:

— Bunlar öyle bir halk ki kendilerine gelip bizi misafir etmelerini ve
doyurmalarını istediğimiz halde bunu kabul etmediler. Sen ise onlara
yardım olsun diye yıkılmayısa yüz tutmuş duvarlarını düzelttin, isteseydin
bunun karşılığını alırdın, dedi.

Bunun üzerine Hızır aleyhisselam, Hazreti Musa'ya:

— Bu artık ayrılışımız demektir. Sabredemediğin hadiselerin hakikatini
sana anlatacağım, dedi.

Peygamber aleyhisselam bunu anlattıktan sonra buyurdu ki:

— Musa aleyhisselâmın sabretmesini arzu ederdik ki, Allahü Teala bize
aralarında geçecek olan diğer şeyleri de anlatsın.

Hızır aleyhisselâm Musa aleyhisselâma o hadiselerin hakikatini ise
şöyle anlattı:

— Evvelâ gemi denizde çalışan bir takım biçarelerin idi. Ben o gemiyi
ayıplandırmak ona bir kusur yapmak istedim ki, ötelerinde zalim bir
hükümdar vardı da, o, her sağlam gemiyi sahiplerinden gasbedip alıyordu.
Böylece onların gemisini bu gasbden kurtarmak için iki şerden ehven
olanını seçtim ve onlara bir nevi yardımda bulundum.

İkincisi, o oğlan masum görünüşüne rağmen azgın bir kâfir idi ve
ileride azgınlığını artırarak mümin olan anne ve babasını da küfre bürümek
tehdidi vardı. Böylece onu bu hale gelmeden öldürdük ki anne ve babasının
imanına zarar vermesin ve ona bedel olarak da Allahü Teala ikisine hayırlı
bir evladı bedel versin. Çünkü böyle bir hayırlı bedele kavuşmaları ancak
onun ölümüne bağlı idi.

Rivayete göre, o anne ve babaya bedel olarak Allahü Teala bir kız
çocuğu vermiş ve bu kız peygamber annesi olmuş ve o Peygamberin eliyle
ümmetlerden bir ümmet hidayete ermiştir.

Üçüncüsü, o şehirdeki yıkık duvar iki yetim oğlanın idi. Onun altında
onlar için saklanmış bir define vardı ve babaları da salih bir zât idi.
Onun için Rabbin irade buyurdu ki ikisi de olgunluk çağlarına ersinler ve
definelerini çıkarsınlar. Bunlar büyümeden duvar yıkılsa idi, o defineyi
başkaları bulacak ve zayi olacaktı.

Hep bunlar Rabbinden bir rahmet olarak yapılmıştır. Ben onu, o
yaptıklarımı kendi emrimden yapmadım. Bu bir vazifem idi. İşte senin sabra
dayanamadığın şeylerin hakikati budur.

(Buharî, Müslim, Tirmizî)
Alıntı ile Cevapla
Cevapla




Saat: 23:05


Telif Hakları vBulletin® v3.8.9 Copyright ©2000 - 2024, ve
Jelsoft Enterprises Ltd.'e Aittir.
gaziantep escort bayan gaziantep escort
antalya haber sex hikayeleri aresbet giriş vegasslotguncel.com herabetguncel.com ikili opsiyon bahis vegasslotyeniadresi.com vegasslotadresi.com vegasslotcanli.com getirbett.com getirbetgir.com
ankara escort ankara escort ankara escort bayan escort ankara ankara escort çankaya escort ankara otele gelen escort eryaman escort adana escort eryaman escort kızılay escort çankaya escort kızılay escort ankara eskort

Search Engine Friendly URLs by vBSEO 3.6.0 PL2