#1
|
||||
|
||||
Sen mürşid-i kamili ne sanırsın?
Sünbül Sinan hazretlerinin Muhammed Çelebi isminde bir talebesi anlattı: “Sünbülî tarîkatının şeyhi olan Sünbül Sinân hazretlerine talebe olmuştum. Dergâhında bulunuyor onun hizmetiyle şerefleniyordum. Bir gün kendisinden izin alarak Gelibolu'ya gitmiştim. Orada bir haram işleme durumu ile karşı karşıya kalmıştım nefsim harama meyletti. Tam onu işlemek üzere idim ki yanımda hocam Sünbül Sinân’ı gördüm. Onu görür görmez utancımdan kıpkırmızı oldum. Ne yapacağımı şaşırmış bir hâlde haramdan uzaklaştım. Bir gemiye binerek İstanbul’a geldim. Hemen dergâha koştum. Hocam Sünbül Sinân ile kapıda karşılaştım. Beni görünce; “Ey Çelebi! Sen mürşid-i kâmili ne zannedersin? O talebesini gözetmez ise şeytan ve nefs onu hevâsına uydurup helâk eder çabucak tövbe-i nasûh eyle. Bir daha da böyle işleri yapmaya kalkma." buyurdu. Bundan böyle nerede bir haram ile karşılaşsam hemen hocam hatırıma gelir onun himmeti bereketi ile haramlar gözüme çok kötü hâlde görünürdü.”
|