#1
|
||||
|
||||
Müminlerin Mutluluğu indir
Boyut : 349 Kb
Dil: Türkçe Lisans: Ücretsiz (Freeware) Platform: Windows (Tümü) Süre: Üretici Firma: [Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] Sürüm: Tanıtım: Üreticinin Açıklaması: Bu kitapta gerçek mutluluğun kaynağının ne olduğunu, nerede, hangi koşullarda gerçekten mutlu ve huzurlu olunabileceğini Kuran ayetleri ışığında anlatacağız. İman etmeyen insanlar inkarlarına bir dayanak bulabilmek için, `sadece bu dünya hayatı vardır ahiret yoktur` şeklinde yanlış bir mantık öne sürerler ve bu düşünceleri ile dünyada istedikleri herşeyi yapabileceklerini iddia ederler.. Oysa Allah ahiret gününde tüm insanları dünya hayatında yapıp ettiklerinden sorguya çekeceğini bildirmiştir: Onlar dediler ki: “Bu dünya hayatımızdan başkası yoktur. Ve bizler diriltilecek değiliz.” Rablerinin karşısında durdurulduklarında onları bir görsen: (Allah “Bu, gerçek değil mi?” dedi. Onlar: “Evet, Rabbimiz hakkı için” dediler. (Allah “Öyleyse inkâr edegeldikleriniz nedeniyle azabı tadın” dedi. (Enam Suresi, 29-30) İnkar edenler yukarıda da belirttiğimiz gibi Allah`ın bildirdiği bu gerçeği göz ardı ederler ve hayatlarını sadece dünya hayatını elde edebilme amacı üzerine kurarlar. Bu dünya da daima güçlü olanların kazanacağına inandıklarından, mutlu ve huzurlu bir hayat için mutlaka maddi açıdan güçlü olmaları gerektiğine inanırlar. Bu maddi gücü elde ettiklerinde istedikleri herşeye ulaşabileceklerini sanırlar. Oysa Allah dünya hayatını insanlar için bir imtihan yeri olarak yaratmıştır. Bu nedenle Allah`ın “Yoksa insana `her arzu edip dilekte bulunduğu` şey mi var?” (Necm Suresi, 24) ayetiyle bildirdiği gibi, dünya hayatındaki herşey insanların arzu ettikleri gibi gerçekleşmeyebilir. İnsanlar kimi zaman çok istedikleri bir şeye hiç ulaşamayabilir ya da sahip olduklarını ani bir olayla bir anda kaybedebilirler. Şimdi toplumdaki tüm insanların bu psikolojiye sahip olduklarını düşünün. Böyle bir ortamda insanlar birbirlerine mutsuzluk ve sıkıntıdan başka bir şey veremezler. Herkes sadece kendi menfaatlerinin peşinde olduğu için, bu insanların birbirlerine güzel ahlak göstermeleri birlik beraberlik içinde yaşamaları imkansızdır. Her fırsatta çıkarları çatıştığı için sürekli olarak birbirleriyle mücadele halindedirler. Allah, “…Sen onları birlik sanırsın, oysa kalpleri paramparçadır. Bu, şüphesiz onların akletmeyen bir kavim olmaları dolayısıyla böyledir.” (Haşr Suresi, 14) ayetiyle insanların aralarındaki menfaat çatışmalarına dikkat çekmiştir. Bunun sebebi, Allah`ın ayette de belirttiği gibi insanların akletmemeleridir. Peki insanların akledemedikleri nedir? Allah, bunun cevabını bir ayette şöyle vermiştir: Dünya hayatı yalnız bir oyun ve bir oyalanmadan başkası değildir. Korkup-sakınmakta olanlar için ahiret yurdu gerçekten daha hayırlıdır. Yine de akıl erdirmeyecek misiniz? (Enam Suresi, 32) Allah, dünya hayatının bir oyalanmadan ibaret olduğunu, asıl hayatın ise ahirette yaşanacağını bildirmiştir. İnkar edenlerin akledemedikleri ise işte budur; bu kimseler gerçek yurdun ahiret hayatı olduğunu kabul etmeye yanaşmamaktadırlar. Bundan dolayı da asıl hayatları sandıkları dünya hayatında amansız bir menfaat yarışına girmekte ve bu yarış nedeniyle kendileri kadar birbirlerini de sürekli olarak zarara uğratmakta ve mutsuz etmektedirler. Allah dünya hayatınının bir `oyun ve oyalanma` olduğunu bildirmiştir. İnkar edenlerin, Allah`ın rızasını gözetmek yerine, her işlerini nefislerinin kendilerine emrettiği şekilde gerçekleştirmeleri, yaptıkları tüm işlerin tıpkı bir oyunda olduğu gibi, anlamsız ve değersiz hale gelmesine neden olur. Bu insanların yaptıkları ve elde ettikleri şeyler kendileri için çok değerlidir; ama aslında yaptıklarının gerçek anlamda hiçbir değeri yoktur. Çünkü bu işleri Allah`ın rızasını gözeterek yapmamışlardır. Dolayısıyla gerçekte o işlerle sadece vakit geçirip oyalanmışlardır. Allah katında yalnızca Allah`ın rızasını kazanmak için yapılan salih amellerin ve iyiliklerin bir değeri vardır. Herhangi bir şeyi değerli kılan, onu elde etmede gösterilen çaba, harcanan güç ya da para değil, tüm bunların yapılmasında yalnızca Allah`ın rızasının gözetilmesidir. Örneğin bir iş adamı hayatı boyunca birçok işler başarmış, büyük yatırımlar yapmış, adını dünyaya duyurmuş olsa bile, tüm bunları Allah`ın rızasını kazanma niyetiyle yapmamışsa, yaptıklarının gerçek anlamda bir değeri olduğundan söz edilemez. Bir şeyin değeri, onun Allah`ın rızasına uygun olup olmadığı ya da Allah`ın rızasını kazanmak için kullanılıp kullanılmadığına bağlıdır. Dolayısıyla insanların yaptıkları işin ne olduğu önemli değil, bunu ne niyetle yaptıkları önemlidir. Yapılan harcamaların miktarı önemli değil, ne niyetle harcandığı önemlidir. Allah yapılan ibadetlerde önemli olanın insanların niyetleri olduğunu bir ayette şöyle bildirir: …Onların etleri ve kanları kesin olarak Allah`a ulaşmaz, ancak O`na sizden takva ulaşır… (Hac Suresi, 37) Download: [Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] |