#1
|
|||
|
|||
Yetmiyor dilimiz
Yirmidokuz agustos bindokuzyüzyetmişaltı Yusuf’un tanıdıgı zindanlardan mısır’dan Hücrelerin tek tek ışıkları söndü Şehadet nakışlı kefeniyle Ey şanlı seherde daragacına gülümseyen şehid Dilinde zafer ayetleri, zalim firavun nasır maglup Ölümü ölümsüzlüğe mazlumlugu direnişe çeviren Şimdi rabbinin katında rızıklar içinde seyyid kutup Ceylanların bogazından vurulur her nedense O zaman içindeki denize kan ırmakları dökülür Öz vermiştim ölümün beyaz duvagını kaldırmaya Dag başalrına çıkarmaya Harbi hastanesinden yaralı kuşlar uçuyor Kan damlıyor sehpalardan Zindan duvarlarının nabzı atıyor duyuyorum Yalın yürek şahlanırım o zaman Vahye muhalif, inkarlara sıgınılan cografyada Ayaklar suskunluktan dokunmuş kilimlerde geziyor Sırtımızda işkence izleri yok Coçuksu kaygılarımızla Ortasında otag kurduk iğreti dünyanın Yalnız kara bir habere ağlıyor olduk yapmacık Yas değil, korku korku bayrakları asılmış damlarda Bilinmeyen milyonlarca kafa dolaşıyor sokaklarda Dünya baş üstünde Baş midelerde tutuklu Günde kaç mevsimi yaşıyorum bilmem Doya doya susmaktan yoruldum Karanlıkları bir güzel tutuşturmanın vaktidir Konuşmanın, haykırmanın, adanmanın, vuslatın Ayaklanır içimizdeki acılar Gün döner çatılmış silahları kavrar ellerimiz Toplanır peygember ordusu Bir savaşcının gözlerinde Aydınlık bir bedir gecesi… Yirmidokuz agustos bindokuzyüzyetmişaltı Harbi hapishanesinin meydanından Ugultular saçarak geldi yanı başımda durdu zaman Bir güvercin havalandı Bulutlar paramparça Görmedin mi? Görmedin mi? Görmedin mi? Kayan yıldızları… Yüreğişehadete sarılı şehidleri Görmedin mi? Suçsuzu suçlu kılan hürriyet mahkemelerini Başlarına geçirdiğimiz günler Gelmedi mi? Gelmedi mi? Gelmedi mi? |