#1
|
|||
|
|||
Deniz Kabukları ...
Bazısı Japon evinin çatısı görünümünde, bazısı kaplan desenli, bazısı sarı, mor, bazısının içi de dışı da farklı... Deniz kabuklarından söz ediyoruz. Çoğu kez romantizmi çağıştıran deniz kabuklarından...
Deniz kabuğu, mollusc adı verilen yumuşakçanın başka bir deyimle omurgasızların da dış iskeleti. Kabuk, kalsiyumdan oluşuyor. Hayvanların kanıyla deniz suyundan aldıkları kalsiyum karışarak bu kabukları oluşturuyor. Yumuşakçalar büyüdükçe kabuklar da büyüyor. Bugüne kadar 100 binden fazla çeşit deniz kabuğu bulunduğu söyleniliyor. Kabuklar biçimlerine göre 5 ana sınıfa ayrılıyor. Her sınıfında kendi alt sınıfı var. Varın zenginliği düşünün! esrarengiz renkli deniz kabuklarına bizim sularımızda rastlamak mümkün değil. Bunlar daha çok Pasifik, Uzakdoğu sahillerinde bulunan kabuklar. |
#3
|
|||
|
|||
Cvp: Deniz Kabukları ...
Denizaltının tam olarak keşfedilmemiş çok renkli dünyasında, balıklar ve mercanların yanı sıra, gizemli şekilleri, renkleri ve yaşam biçimleriyle deniz kabukları birer mücevher gibi yer alır. Çoğu insanın sadece deniz kıyısında dolaşırken veya yaz tatili için kıyı bölgelerine gittiği zaman gördüğü, kumsaldan toplayıp evinin bir köşesinde süs eşyası olarak kullandığı bildik deniz kabuklarından başka, az bilinen ve insanı hayretler içerisine düşürecek güzellikte binlerce çeşit deniz kabuğu daha var. İstiridye kabukları içinde küçücük bir kum tanesinin gösterişli bir inci haline gelmesi veya birbirinden farklı iki tür deniz minaresinin yan yana gelişi, farklı güzellikler ve şaşırtıcı zariflikler yaratır. Çeşitleri yüz bini bulan deniz kabuklarının bazıları hoşa giden renk ve zarafetlerinden ötürü eski devirlerde para yerine kullanıldığı gibi, günümüzde de pek çok evde süs eşyası olarak en hatırlı köşelere oturtulur. Tılsımlı Kabuklar Deniz kabuklarının bir başka özelliği ise bilinen en eski büyülerde kullanılması. Kabuklarla tılsım yapmanın binlerce yıl öncesine dayanan bir tarihi var. Deniz kabuklarını her dönemde pek çok konu ile ilişkilendirebilen insanoğlu, onu hem nazara karşı koruyucu, hem de doğurganlığı temsil eden bir sembol olarak kullanmış. Kabukların güçlü bir doğurganlık sembolü olarak düşünülmesi nedeniyle, doğum sancıları ve kısırlığa karşı yaygın olarak kullanıldığı da biliniyor. Araştırdıkça, deniz kabuklarının sadece basit bir güzellikten ibaret olmadığı, her birinin mücevher değerinde ve hassasiyetinde olduğu ortaya çıkıyor. Malakoloji adı verilen kabuklu canlılar bilim dalında yapılan araştırmalarla literatüre her gün yeni türler ekleniyor. Deniz kabukluları, formlarına göre ana ve alt familyalar olarak sınıflandırılıyor. Tek parçadan oluşan ‘Gastropod’lar familyası, yüzde 80’lik oranı ile en kalabalık familya. Bunu yüzde 18 ile çift kapaklı ‘Bivalvia’lar izliyor. Dünyanın en güzel ve değişik kabuklarının Hint-Pasifik Okyanusu bölgesindeki denizlerden çıktığı biliniyor. Erişilmesi güç derinlikteki kabukların toplanması için farklı yöntemler kullanılıyor. Deniz kabuklarının saklanmasında dikkat edilecek en önemli nokta, kabukların doğrudan güneş ışığı almayacak ve tozlanmayacak yerlerde muhafaza edilmesi. Pahalı Bir Hobi Deniz kabuğu koleksiyonculuğu özellikle Amerika’da yaygın. Birçok kulüp ve dernek bu dalda faaliyet gösteriyor. İnternet yoluyla yapılan açık artırmalarda 40 dolardan 3500 dolara kadar değişen fiyatlarla alım satımı yapılan deniz kabukları, artık bir hobi. Türkiye’de de dünya denizlerinden toplanan çeşitli kabuklara koleksiyonunda yer veren meraklılarla bu hobi yaygınlaşıyor. Kabuk koleksiyonerlerinden birisi de Fikret Özer. Deniz kabuğu merakının yıllar önce Bodrum Kalesi önündeki bir satıcıdan aldığı ‘Tridacna Squamosa’ türü bir kabukla başladığını belirten Özer, altı yıldır topladığı deniz kabukları ile bugün 3 bin türün üzerinde parçaya sahip bir koleksiyoner. Deniz kabuğu hobisini giderek bir iş haline getiren Oğuz Oral da Türkiye’de profesyonel anlamda deniz kabuğu ticareti yapan önemli bir isim. İşi gereği deniz ve denizcilikle sıkı bir bağ içinde bulunan Gültekin Genç de nesli tükenen deniz kabuklarının da içinde bulunduğu 2 binin üzerinde parçadan oluşan koleksiyonu ile bu işin tanınmış meraklılarından biri. Kısacası, deniz kabukları binbir renk, desen ve şekliyle bambaşka bir dünya. Yıllardır deniz kabuklarıyla haşır neşir olan Profesör Nihat Tarlan, bu konuda yazdığı bir makalede bu rengârenk dünyayı anlatırken, "Napoli'de Mercelline sahillerinde deniz hayvanlarının kabuklarından yapılmış biblolar satılır. Bu sergilerden birinde gördüğüm bir manzara karşısında hayrete düştüm. Bu bir deniz canlısının kabuğu idi. Benim diyen bir ressamın yapamayacağı kadar renkli, parlak bir tablo karşısındaydım.Yeşil rengin her tonundan sedefin içindeki dalgaların baygın beyazlığına kadar bin bir rengin yaldızlı pırıltılarına bürünmüş bir tablo... Bu renkler öyle bir âhenk içinde şekilleniyordu ki, hayran oldum. Bu canlının adının daha sonra Patella olduğunu öğrendim" diyor. Gerçekten de, gözümüzün önündeki ile yetinmeden kendi ruhumuz dahil, her şeyin derinliklerinde neler olduğunu araştırmak gerek. Bunu başarabilirsek, dünyada hiç görmediğimiz bambaşka güzelliklerin bulunduğunu da fark edeceğiz. |