#1
|
|||
|
|||
Gazze operasyonu DUYGUSALMIŞ
İsrail'in Gazze'deki 4 milyar doları bulan doğalgaz rezervlerini sahiplenmek istediği öne sürüldü.
19 Ocak 2009 15 MİLYAR DOLARLIK REZERV İsrail'in liman kentlerinden Hayfa'da 15 milyar dolar değere sahip doğalgaz rezervi bulundu. Bölgede araştırmalar yapan Isramco şirketi bulunan rezervin İsrail'de şimdiye kadar ortaya çıkarılmış en büyük rezerv olduğunu açıkladı. Ancak aynı gün İsrail'de yayınlanan Jerusalem Post gazetesinde ilginç bir iddia gündeme geldi. Gazete İsrail'in Gazze Şeridi'ne başlattığı operasyonun güvenlik kaygınlarından başlatıldığını; ancak arkasında yatan başka bir sebebin ise Gazze Şeridi kıyılarında bulunan ve değeri 4 milyar doları bulan doğalgaz rezervleri olduğunu öne sürdü. Isramco şirketi liman kenti Hayfa'nın 90 kilometre batısındaki Tamar 1 adlı kıyı bölgesinde "çok büyük" doğalgaz rezervi keşfedildiğini duyurdu. İsrail'de şimdiye kadar bulunan en büyük doğalgaz rezervi olduğu belirtilen yeni bölgenin "Yam Thetis" konsorsiyumundan daha büyük olduğu ve değerinin de 15 milyar dolar civarında olduğu kaydedildi. Tamar 1 bölgesi Amerikan Noble Energy (yüzde 36) Isramco (yüzde 289) Delek Drilling ile Avner şirketleri tarafından ortaklaşa işletiliyor. Bölgenin ismi ise ünlü jeolog Yossi Langotsky'nin torunundan esinlenerek verilmiş. Ancak bölgede doğalgaz faaliyetlerinin zorlukla yürütüldüğü biliniyor. Deniz zemini su yüzeyinden bin 700 metre aşağıda. Zeminde ise bin 400 metre kalınlığında tuz katmanı bulunuyor. Tamar 1 bölgesinde deniz seviyesinden 5 bin metre aşağıya kadar ulaşılarak doğalgaz çalışmaları yürütülüyor. İsrail şimdiye kadarki en büyük doğalgaz rezervini bulduğunu açıkladığı gün Jerusalem Post gazetesi ise ilginç bir iddiayı gündeme getirdi. Gazetede yer alan haberde Gazze Şeridi'ne güvenlik sebepleriyle başlatılan Kurşun Dökme operasyonunun önümüzdeki günlerde ortaya çıkacak tali sebepleri de olduğu belirtildi. Bu sebebin ise Gazze Şeridi'nin denize bakan kıyısında bulunan tahmini 4 milyar dolarlık doğalgaz rezervi olduğu belirtildi. Gazete yaklaşık bir yıl önce İsrail ile dünyanın en büyük doğalgaz tedarikçilerinden olan İngiltere merkezli BG Group'un Gazze kıyısından 36 kilometre açıkta bulunan Gazze Denizi doğalgaz sahalarını da kapsayan doğalgaz satış anlaşması görüşmelerini bir anda sona erdirdiklerini hatırlattı. İNGİLİZ BG GROUP VE FİLİSTİN OTORİTESİ 1999'DA ANLAŞMA YAPMIŞTI Konuyu daha öncesine de taşıyan Jerusalem Post BG Group'un 1999 yılında Filistin Otoritesi'ne ne kadar olduğu bilinmeyen bir ödeme yaptıktan sonra ortağı Consolidated Contractors Corporations şirketi ile birlikte Gazze kıyısında bin kilometrelik bir alanda doğalgaz arama yapma hakkını elde ettiğini kaydetti. Varılan anlaşmaya göre BG Group buradan elde edilecek gazın satışından kazanacağı miktarın yüzde 10'unu Filistin Otoritesi'ne verecekti. Bu para da doğrudan Filistin Yatırım Fonu'na aktarılacaktı. BG Group ve Consolidated Contractors Corporations bölgede yaptıkları testlerin ardından 2000 yılı başlarında bölgede çok miktarda doğalgaz olduğunu doğruladı. Ardından geçen 6 yıl boyunca BG Group ve İsrail Maliye Ulusal Altyapı Bakanlıklarından yetkililer arasında buradaki gazın İsrail'e pompalanmasına yönelik bir anlaşma yapmak için görüşmeler yapıldı. Ancak iki taraf ücret konusunda anlaşamadı. İSRAİL HAMAS'A PARA VERMEK İSTEMİYOR; BG GROUP'UN HAMAS'LA GÖRÜŞMESİ YASAK Gazeteye göre bu durum hem Hamas'a hiçbir şekilde paradan pay vermek istemiyen İsrail için hem de İngiliz hükümeti tarafından Hamasla görüşmesi yasaklanan BG Group için ciddi bir sorun teşkil ediyordu. Jerusalem Post'un iddiasına göre BG Group ve İsrail sonunda buradaki doğalgaz bölgesinin fiyatı üzerinde anlaşmaya vardı ve elde edilen gelirin Hamas'a gitmemesini sağlamak için alternatif bir yol bulacaklardı. J. Post'a göre 4 milyar dolar değerindeki doğalgaz rezervi bugün hiç dokunulmamış bir şekilde Gazze kıyılarında duruyor. Hamas doğalgazın kendisine ait olduğu iddiasından hiç geri adım atmadı. Aynı zamanda Filistin Otoritesi ile BG Group'un daha önce vardıkları anlaşmada belirlenen yüzde 10'luk gelir payından daha fazlasını hak ettiğini savunuyor. Hamas İngiliz şirketiyle bir sorunu olmadığını; sadece 1999 tarihli anlaşmada bazı noktalarda değişiklik yapılmasını istediğini belirtiyor. Gazeteye göre ise İsrail ordusunun Gazze Şeridi'nde Hamas'ı hedef alarak düzenlediği saldırının iki amacı bulunuyor; Hamas'ı bir daha saldırı düzenleyemeyeceği bir noktaya düşürmek veya Hamas'ı silahlanmayı bırakmayı kabul edeceği bir ateşkese zorlamak. SALDIRI HAMAS'I DOĞALGAZ HAKLARINDAN VAZGEÇİRMEYE ZORLAMA AMACI DA TAŞIYOR Ancak Hamas'ı Gazze'den çıkarmak ve bölgeye El Fetih'i yerleştirmek neredeyse imkansız gözüktüğünü belirten gazete bazı iddialara göre ise Hamas liderlerinden bir kısmının ateşkes konusunda umutsuz olduğunu ve İsrail'in öne süreceği her şartı kabul etmeye hazır olabileceklerini öne sürüyor. Böyle bir durum ise İsrail hükümetine veya İsrail'in arabulucu heyetine doğalgaz rezervinden elde edilen gelirin tüm imtiyazlarını elde etme şansı sağlayacak. Jerusalem Post çok zor durumda olan ve ağır darbe almış Hamas için bir ateşkes karşılığında doğalgaz üzerindeki haklarından vazgeçmenin çok büyük bir ödün olmayabileceğini kaydediyor. Gazeteye göre Hamas'ın bu şekilde doğalgaz rezervleri üzerindeki hakkında vazgeçmesi de BG Group ile İsrail hükümetinin 2008 yılı sonlarında temsilciler düzeyinde başlattıkları görüşmelere Hamas'tan bir tehdit devam edebilmelerini sağlayacak. Doğalgaz satış haklarının yeniden Filistin Otoritesi'ne geri dönmesi ile İsrail Filistin Otoritesi'nin kamuoyunun desteğini kazanmasına yardım etmiş olacak. İSRAİL FİLİSTİN OTORİTESİ'NE DE YARDIM ETMİŞ OLACAK Ancak gazete İsrail'in yine de doğalgazdan gelecek milyonlarca doların kontrolünü körü körüne Filistin Otoritesi'ne vermemesi gerektiğini de savunarak İsrail'in bu paranın nasıl harcanacağına dair Filistin Otoritesi ile anlaşma yaptıktan sonra yüzde 10'luk kısmın kendilerine teslim edilmesini istemesi gerektiğini savunuyor. Bu paranın okul sağlık ve altyapıya harcanmasının sağlanması aynı zamanda Filistin Otoritesi'nin uzun vadede bölgede düzeni ve kontrolü yeniden sağlaması anlamına gelecek ve bu da Filistin Otoritesi'nin barış için bir partner olma potansiyelini güçlendirecek. (Bugün) |