#1
|
||||
|
||||
Rehn de devrede
Avrupa Parlamentosu’nda bugün oylanacak olan Türkiye raporu, Türkiye’de basın özgürlüğü, Deniz Feneri gibi konularda hükümete yöneltilen eleştirilerin, AB tarafından da paylaşıldığını gösteriyor. AB Komiseri Olli Rehn, ilk kez basın özgürlüğüne saygı gösterilmesi konusunda net mesaj verdi
Hollandalı Parlamenter Ria Oomen-Ruijten tarafından hazırlanan Türkiye Raporu, dün Avrupa Parlamentosu’nda (AP) ele alındı. Bugün oylanacak olan taslak rapor, son dönemde Türkiye’de yaşanan gelişmelerle ilgili olarak içeride hükümete yöneltilen eleştiri ve endişelerin, Avrupa Birliği (AB) tarafından da paylaşıldığını göstermesi açısından önem taşıyor. AP oturumu, Türkiye’de basın özgürlüğü konusunda yaşanan endişelerin net bir şekilde algılanmayısa başlandığını da gösterdi. Şu ana kadar Türkiye’deki basın özgürlüğü tartışmalarına müdahil olmamak için özel bir özen gösteren AB Komisyonu’nun Genişlemeden Sorumlu Üyesi Olli Rehn, dün devreye girerek basın özgürlüğüne gerçek anlamda saygı gösterilmesi gerektiği mesajını verdi. Rehn, yaptığı konuşmada şunları söyledi: “Basınla kamu yetkilileri arasında açık ve şeffaf bir ilişki olması bir ülkedeki demokratik tartışmanın kalitesi açısından temeldir. Bu, Türkiye gibi zor bir dönüşüm ve reform sürecinden geçen bir ülke için özellikle doğrudur. Bu nedenle Komisyon, Türkiye’deki basın özgürlüğünün garanti altına alınmış varlığını çok yakından izlemektedir. Her açık toplumun ve bu bağlamda Türkiye’nin devam eden demokratik dönüşümünün de en temel ilkesi olarak, basın özgürlüğüne gerçek anlamda saygı gösterilmelidir.” Keyfi ceza vurgusu Raportör Oomen-Ruijten, Doğan Medya Grubu’na verilen vergi cezasını ima ederek, “Basın özgürlüğü konusunda işlerin iyi gitmediği yönünde elimize çok sayıda rapor ulaşıyor” dedi. Liberal Grup üyesi Alman Parlamenter Alexander Graf Lambsdorff da, AB’ye girmek isteyen bir ülke için basın özgürlüğünün temel bir ilke olduğunu belirterek, “Basın özgürlüğünün varlığı konusunda şüphe olmamalı, ancak gerçek farklı. Eleştiride bulunan gazeteciler, akreditasyon konusunda zorluklarla karşılaşıyor. Bazı medya kurumları için boykot çağrısı yapılıyor. Oldukça keyfi bir şekilde verilen vergi cezaları var. 400 milyon euro tutarındaki bu vergi cezası keyfi ve hükümetin hukuk devletine bağlılığıyla ilgili soru işaretleri doğuruyor” diye konuştu. Laiklik korunmalı AP’deki tartışma sırasında verilen ana mesaj, son üç yılda reform sürecinin yavaşladığı oldu. Son dönemde bazı olumlu adımlar atıldığını belirten parlamenterlerin özellikle enerji bağlantılı olarak Türkiye’nin stratejik önemine vurgu yapmaları dikkat çekti. AP Sosyalist Grup Başkan Yardımcısı Jan Marinus Wiersma’nın diğer konuşmacılara göre farklılaşan mesajı ise, laiklik üzerineydi. Wiersma, AP’nin, “Türkiye’nin İslamizasyonunun” hiçbir zaman kabul edilmeyeceği konusunda şüpheye yer bırakmaması gerektiğini belirterek, “Ülkenin laik yapısını korumalıyız” dedi. Dengeli rapor Belli bir denge arayışını yansıtmayısa çalışmakla birlikte eleştiri dozu yüksek olan ve verilen 16 önergeye rağmen bugün yapılacak oylamada fazla değişikliğe uğramadan onaylanması beklenen taslak belgede, şu vurgular öne çıkıyor: Basın özgürlüğü: Belgede, ifade ve basın özgürlüğünün hâlâ tam olarak korunamamasından duyulan üzüntü dile getiriliyor. Metinde, “AP, internet sitelerine sıklıkla getirilen yasaklarla, eleştiride bulunan basına yönelik baskının ve açılan davaların, demokratik ve çoğulcu bir toplumda basın özgürlüğüne hizmet etmediği görüşündedir” ifadeleri kullanılıyor. Deniz Feneri Davası: Deniz Feneri ve Yeşil Sermayıse davalarıyla ilgili olarak Türk hükümetinden AB ülkeleri ve Birlik yetkilileriyle daha sıkı işbirliğine gitmesi isteniyor. Ergenekon Davası: Yetkililer, soruşturmaları sürdürme ve örgütün devlet yapılarına ulaşan ağlarını tam anlamıyla ortaya çıkarma konusunda teşvik ediliyor. Sanıklara yönelik olumsuz muamele haberlerinden duyulan endişenin altı çiziliyor ve adil bir yargı süreci beklentisi dile getiriliyor. Kürtçe kullanımı: Seçilmiş yetkililerin seçmenleriyle Türkçe dışında bir dilde iletişim kurmalarına olanak tanınması isteniyor. TRT6’dan duyulan memnuniyet dile getiriliyor. PKK terörist: DTP’nin ve seçmenlerinin PKK’yla aralarına mesafe koyması istenirken, kullanılan “terörist PKK” ifadesi dikkat çekiyor. Yolsuzlukla mücadele: Yolsuzlukla mücadelede, kapsamlı bir strateji belirlenmemesinden üzüntü duyulduğunun altı çiziliyor. Reformlar hız kesti: Reform sürecinin arka arkaya 3. yılda da yavaşlama eğilimini devam ettirmesinden endişe duyulduğu belirtiliyor. Alevilerin sıkıntıları: Alevilerin, eğitim ve ibadet yerleri konusundaki sıkıntılarının sürdüğü belirtiliyor ve hükümetten endişeleri bir an önce gidermesi talep ediliyor. Sivil anayasa: Sivil anayasa hazırlama sürecine etnik ve dini azınlıkların da dahil edilmesi talep ediliyor. Ermeni soykırımı: “Ermeni soykırımı” ifadesine bu yıl da yer verilmedi. Vize çağrısı: Belgede Türklere vize kolaylığı sağlanması isteniyor. |