#1
|
|||
|
|||
Sultan Abdülhamid Han'ın Ruhaniyetinden İstimdat
Sultan Abdülhamid Han'ın Ruhâniyetinden İstimdat
Nerdesin şevketlim, Sultan Hamid Han? Feryâdım varır mı bârigâhına? Ölüm uykusundan bir lâhza uyan, Şu nankör ............ bak günâhına. Târihler ismini andığı zaman, Sana hak verecek, ey koca Sultan; Bizdik utanmadan iftira atan, Asrın en siyâsî Padişâhına. "Pâdişah hem zâlim, hem deli" dedik, İhtilâle kıyam etmeli dedik; Şeytan ne dediyse, biz "beli" dedik; Çalıştık fitnenin intibahına. Dîvâne sen değil, meğer bizmişiz, Bir çürük ipliğe hülyâ dizmişiz. Sade deli değil, edepsizmişiz. Tükürdük atalar kıblegâhına. Sonra cinsi bozuk, ahlâkı fena, Bir sürü türedi, girdi meydana. Nerden çıktı bunca veled-i zinâ? Yuh olsun bunların ham ervâhına! Bunlar halkı didik didik ettiler, Katliâma kadar sürüp gittiler. Saçak öpmeyenler, secde ettiler. .... .... .......... pis külâhına. Haddi yok, açlıkla derde girenin, Sehpâ-yı kazâya boyun verenin. Lânetle anılan cebâbirenin Bu, rahmet okuttu en küstâhına. Çok kişiye şimdi vatan mezardır, Herkesin belâdan nasîbi vardır, Selâmetle eren pek bahtiyardır, Harab büldânın şen sabahına. Milliyet dâvâsı fıska büründü, Ridâ-yı diyânet yerde süründü, Türkün ruhu zorla âsi göründü, Hem Peygamberine, hem Allâh'ına. Lâkin sen sultânım gavs-ı ekbersin Âhiretten bile himmet eylersin, Çok çekti şu millet murada ersin Şefâat kıl şâhım mededhâhına. Rıza Tevfik Bölükbaşı |