Ne kadar sürüyor bu savaş? Oğullar, kardeşler, eşler ölüyor. Bir taraf 'terörist' saldırısıyla hayatını kaybeden şehitleri için yas tutuyor. Törenler yapılıyor, devlet büyükleri kanlarının yerde kalmayacağına and içiyor. Ya öbür taraf? Hiç düşündünüz mü dağlarda, işkencehanelerde, kuytularda, ev baskınlarında öldürülenleri? Bu ölümlerin aileleri, hele hele de anneleri nasıl etkilediğini? Muhakkak düşündünüz ama büyüklerimizin dediği gibi ateş düştüğü yeri yakar. Anneler neler yaşamışlar, acılarını, yaslarını nasıl göstermişler ya da göstermemek için neler yapmışlar?<SPAN lang=en style="FONT-SIZE: 10pt; FONT-FAMILY: Verdana">
<STRONG>Savaşın tek tek kişilere nasıl yansıdığı Nadire Mater'in Mehmedin Öyküsü kitabıyla bir taraf açısından –Türk tarafı açısından- anlatıldı. Ama acıyı daha fazla yaşayanlar, korku içinde, saklanarak, evleri yakılarak, kendi aralarından çıkan ajanlar tarafından 24 saat gözlenerek, sürgüne zorlananlar, evlat acısını bile gizli gizli yaşayanlar endilerini ifade edememişlerdi.İşte Orhan Miroğlu, bu yılın 8 Mart'ında Evrensel Basım Yayın aracılığıyla annelere bu armağanı verdi. Evlatlarını, yakınlarını kaybeden 30 annenin anlattıklarıyla özellikle Türk annelerinin okuması gereken duygu dolu ve öğretici bir kitap ortaya çıkardı. Acı, işkence-zulüm, bellek ve yas bölümlerinden oluşan kitap barış için mücadele edenler için mutlaka okunması gereken kitaplar arasında...