#1
|
|||
|
|||
milli edebiyat
Genç Kalemler'de Millî Edebiyat
Diğer iki ideoloji yani Osmanlıcılık ve İslamcılık gibi, milliyetçilik de, er-geç, edebiyatta tesirini göstereceği tabii idi. Gerçekten, 1911 yılı Nisan' ında Selanikte çıkmaya başlayan Genç Kalemler dergisi ile, milliyetçilik cereyanı edebiyetta da başlamış oldu. Ömer Seyfettin, Akil Koyuncu, Rasim Haşmet ve daha önce Fecr-i Ati Encümeni' nde bulunan Ali Canib gibi gençlerin çıkardıkları bu dergi, "Milli Edebiyat" deyimini ilk defa ortaya atarak, böyle bir edebiyat yaratma görevinide üzerine alır. Milli bir edebiyat yaratmak için, edebi dilin millileştirlmesinden başlayarak, "Yeni Lisan davasını ortaya atar. Genç Kalemler, ilk sayısından son sayısına kadar başmakalelerini temel hedefi "yazı dilini konuşma diline yaklaştırmak " ve böylece "yazı dili ve konuşma dili ikiliğini ortadan kaldırmak" olan "Yeni Lisan" meselesine ayrıldığı gibi, zaman zaman diğer sütunlarını dabu konu etrafındaki münakaşalara ayırmış, meseleyi tam bir ciddiyet ve ısrarla yürütmeye çalışmıştır. Edebiyat dilinin o zamana kadar tamamıyle Arapça ve Acemcenin hakimiyeti altında "yapma bir dil" olduğuna inanan gençler, Edebiyat- Cedide ve Fecr-i Ati üyelerini "dillerinin yabancılığından dolayı" şiddetle tenkit etmişler ve daha geniş halk kitlelerine hitab etmek imkanını sağlayacağı vee böylece medeni kalkınmaya da yardım edeceği için sadece edebi değil, aynı zamanda sosyal bir dava saydıkları "Yeni Lisan" davasının gerçekleştirilmesini şu işlemlere bağlamışlardır: 1 - Arapça ve Farsça gramer kaidelerinin kullanılmaması ve bu kaidelerle yapılan tamlamaların - bazı istisnalarla - kaldırılması, 2 - Arapça kelimelerin gramerce, asllarına göre değil, Türkçedeki kullanışlarına göre değerlendirilmesi, 3 - Arapça ve Farsça kelimelerin Türkçede söylendikleri gibi yazılmaları, 4 - Bütün Arapça ve Farsça kelimelerin kullanılmasına devam edilmesi, 5 - Diğer Türk lehçelerinden kelime alınmaması, 6 - Konuşmada İstanbul şivesinin esas tutulması.Yeni lisan hakkındaki düşüncelerini böylece belirten gençler, Tanzimat devrine kadar İran' ın ondan sonra Fransa' nın taklitçisi saydıkları Türk edebiyatının, artık "taklit safhasından çıkarak yaratma safhasına geçmesini" ve bunun içinde "Türk halkının hayatına yönelmesini" istiyorlardı. Ancak, bu yöneliş isteği roman, hikaye ve tiyetro ile ilgilidir. Bu türler, konularını ve kişilerini yarli hayattan almalıdırlar. Fakat tamamıyle "vicdani bir keyfiyet" olan şiir için böyle bir kayıda lüzum yoktur. Şiire tanıdıkları bu imtiyaz, onları, sanat anlayışında ikiliğe düşürmüş ve Edebiyat-ı Cedide ile Fecr-i Ati' nin ferdiyetçi sanat anlayışından tamamıyla ayrılmamıştır.Buna rağmen, Genç Kalemler' in edebiyat ve edebi dil anlayışları Servet-i Fünun ve Fecr-i Ati mensublarınca büyük bir tepki ile karşılandı. Mehmed Rauf Hüseyin Cahid, Halid Ziya, Cenab Şahabeddin, Süleyman Nazif, Yakub Kadri ve Köprülü-zade Mehmed Fuad tarafından yapılan itirazlar, daha çok, "Yeni Lisan' ın bir edebiyat dili olmayıp ancak bilim dili olabileceği", sanat eserlerinin milletlerarası olması sebebi ile edebiyatın da milli olamayacağı ve Genç Kalemler'ce açıklanan Milli Edebiyat anlayışının "ırki bir karakter taşıdığı" noktalarında toplanıyordu.Bir yıldan fazla süren bu karşılıklı çekişmeler sırasında, Fecr-i Ati' den Hamdullah Subhi ile Celal Sahir de Yeni Lisan hareketini kabul ettiklerini bildirdiler. Genç Kalemler; bir yandan da, - düşüncelerini bizzat uygulamak maksadı ile - Yeni Lisan' da yazdıklarıyazıları yayımlıyor, aynı safhada, Servet-i Fünun ve Fecr-i Ati şairlerinden birinin bir şiiri ile Yeni Lisan' la yazılmış bir şiiri yan yana koyarak okuyuculara karşılaştırma imkanı da sağlamaya çalışıyorlardı. Bu yazılar arasında onların Milli Edebiyat anlayışına en uygun örnekler, Ömer Seyfettin' in hikayeleri ile Ziya Gökalp' in Demirtaş ve Gökalp imzaları ile yayımladığı bazı şiirleridir.Balkan Harbi yüzünden dergi 1912 Eylül' ünde kapandıktan sonra, yazarlarının büyük bir kısmı İstanbul' a göçerek yazılarını Türk Yurdu' nda ve diğer bazı dergilerde yayımlamaya devam ettiler. Milli Edebiyat Hareketi, yeni yazarların ve hatta kendisine önce muhalif olanların (Yakub Kadri, Köprülü-zade Mehmed, Refik Halid) ve yeni yetişen gençlerin de katılması ile kadrosunu ve tesirlerini hızla genişletti. Süleyman Nazif, Cenab Şahabeddin ve Ali Kemal' in şiddetle devam eden muhalefetlerine rağmen, Türkiye Cumhuriyeti' nin ilanından önce, konuşma dili edebi dilin yerini tamamıyla almış, bu gayeye ulaşmak için Tanzimat' tan beri süren çabalar sonuçlanmış gibidir. |