1Saydam olmayan bir cisim tarafından ışığın engellenmesiyle ışıklı yerde oluşan karanlık.
"Söğütlerin gölgesi koyu mavi, çapraşık / Bir suyun kenarından uzanıyor derine." -
2Güneş ışınlarından korunulacak yer.
"Sakın kesme gölgesinde yorgun çiftçi dinlensin" -
3Ne olduğu anlaşılamayan karaltı, °siluet.
"Sonra bir gölge belirmişti kuş uçmaz yoldan." -
4Resimde bir şekli belirginleştirmek için, onun ışık almaması gereken yerle- rine vurulan az çok koyu renk.
5Birinin yanından hiç ayrılmayan kimse.
Sanki müdürün gölgesi, hiç peşin- den ayrılmıyor.
6Koruma, kayırma, °himaye.
Ablasının gölgesinde yaşıyor.
7Bir duygu ya da olayın yansıması.
"Söğütlerin gölgesi koyu mavi, çapraşık / Bir suyun kenarından uzanıyor derine." -
2Güneş ışınlarından korunulacak yer.
"Sakın kesme gölgesinde yorgun çiftçi dinlensin" -
3Ne olduğu anlaşılamayan karaltı, °siluet.
"Sonra bir gölge belirmişti kuş uçmaz yoldan." -
4Resimde bir şekli belirginleştirmek için, onun ışık almaması gereken yerle- rine vurulan az çok koyu renk.
5Birinin yanından hiç ayrılmayan kimse.
Sanki müdürün gölgesi, hiç peşin- den ayrılmıyor.
6Koruma, kayırma, °himaye.
Ablasının gölgesinde yaşıyor.
7Bir duygu ya da olayın yansıması.