#1
|
|||
|
|||
Erkekler Neleri Kafaya Takar
İnsan vücudunun büyük bölümü kaplayan kıllar görünüme katkıda bulunmanın yanısıra, vücudun ısı dengesinin korunmasında da rol oynuyor. Anne karnında ikinci aydan itibaren belirmeye başlayan kıl tomurcukları, yaş ilerledikçe çoğalıyor ve erişkin bir insanda tomurcuk sayısı 5-6 milyona ulaşıyor. Başın saçla kaplı kısmında ortalama 100.000 adet kıl tomurcuğu bulunuyor. Saçın temel yapısını “keratin” denilen uzun protein zincirleri oluşturuyor. Saç teli, kendisiyle aynı kalınlıktaki bir bakır tele eşdeğer kuvvete sahip. Aynı zamanda oldukça elastik. Kopmadan önce, uzunluğunun %20’sine kadar esneyebiliyor. Günde 0,3 mm hızla uzuyan saç telleri, ortalama 60-70 cm uzunluğa ulaşabiliyor. Saç köklerinin bir yaşam döngüsü bulunuyor. Normal olarak günde yaklaşık 50-100 saç dökülüyor. Saç köklerinin %90’ı etkin halde bulunuyor ve köke tutunan saç telinin büyümesini sağlıyor. Geri kalan %10'uysa dinlenme halinde. Dinlenme döneminin sonunda saç teli dökülüyor. Bir saçın ömrü 2-7 yıl arasında değişiyor ve bu süre sonunda eski saç dökülerek yeni saç çıkıyor. Dökülen saçın tekrar çıkmamasına bağlı olarak oluşan kellik, genç erkekleri sıklıkla etkileyen, cansıkıcı bir durum. “Erkek tipi” saç dökülmesi en yaygın saç dökülme türü. İlk olarak başın tepe kısmı ve şakak bölgesindeki saçlar dökülüyor. Dökülme, zaman içinde ilerleyerek yalnızca başın yan ve arka taraflarında saç kalıyor. Bu tip saç dökülmesi 20’li yaşlarda ortaya çıkabiliyor ve 25 yaşına kadar erkeklerin 25’ini, 40 yaşına kadar %40’ını, 50 yaşına kadar da %50’sini etkiliyor. Erkek tipi, ya da diğer bir terimle “androjenik” saç dökülmesi, hormonal değişikliklere bağlı. Erkeklik hormonu olan testosteronun etkili şekli olan DHT (dihidrotestosteron), saç tomurcuklarının gelişimini etkileyerek kelliğe yol açıyor. DHT, 5-alfa reduktaz enzimi sayesinde testosteron hormonundan oluşuyor. Bu tür kellik, genetik olarak belirleniyor. Yani, doğduğunuzda saçımızın dökülüp dökülmeyeceği programlanmış durumda. Bazı fare türlerinde, 14. kromozomdaki bir mutasyona bağlı olarak doğuştan hiç saç bulunmuyor. İnsanlarda saç dökülme geninin 8. kromozom üzerinde olduğu düşünülüyor. Genetik nedenlerin yanısıra bazı ilaçların kullanılması, guatr hastalığı, cilt hastalıkları ya da vitamin eksiklikleri de saç dökülmesine yol açabiliyor. Saç boyaları, renk açıcılar ve jölelerin fazla miktarda kullanılması da saç dökülmesine yol açabiliyor. At kuyruğu ya da saç örme sırasında saçların çok gergin olması da saçlara zarar veriyor. Sık şampuanlama ve fırçalama da saçların kırılarak zarar görmesine neden olabiliyor. Saç dökülmesini tam olarak tedavi eden bir ilaç mevcut değil. En sık kullanılan ilaçlar “minoxidil” ve “finasterid”. Minoxidil’in etki mekanizması kesin olarak bilinmiyor. Kıl köklerindeki damarları genişleterek kan akımını artırdığı, böylece kıl köklerini etkin hale geçirdiği düşünülüyor. Bu ilaç yeni saç çıkmasında etkili olmayıp, varolan saçların korunmasında etkili. Yapılan yeni çalışmalarda minoxidil’in, saç uzamasını tetikleyen PGHS 1 (prostaglandin endoperoxide synthase-1) adlı enzimi artırarak etkisini gösterdiği belirtiliyor. Finasterid isimli ilaçsa “5-alfa reduktaz enzimi”ni bloke ederek DHT oluşumunu engelliyor. DHT azalınca buna paralel olarak saç dökülmesi de yavaşlıyor. Finasterid, ender de olsa, cinsel istekte azalma, sertleşme ve boşalma sorunlarına yol açabiliyor. Retinoik asit, azelaik asit, emu yağı, yeşil çay, radix urticae, kabak çekirdeği yağı gibi doğal maddeler de saç dökülmesine karşı kullanılan ilaçlar arasında. Saç nakli, kelliğin tedavisinde kullanılan etkili yöntemlerden biri. Bu yöntemde ilk olarak başın arkasındaki saçlı kısımdan ince deri parçaları alınıyor. Bu deri parçaları üzerindeki saç tomurcukları tekli, ikili ya da üçlü kümeler halinde bölünüyor. Bu tomurcuk kümeleri saçsız bölgelere naklediliyor. Buradaki saçlar uzadıkça, araları kapatıyor ve doğal saçlı deri oluşuyor. Bu işlem oldukça zor ve zaman alıcı. Son yıllarda saç tomurcuklarını bölerek tek tomurcuktan iki ya da üç tomurcuk elde etmek de mümkün. Saç klonlaması olarak da adlandırılan bu yöntem sayesinde çok ince ve doğal saç çizgileri oluşturulabiliyor. Hangi kişide hangi tedavinin etkili olacağını belirlemek oldukça önemli. Saç dökülmesinin nedenleri ve tedavi seçeneklerinin dermatoloji uzmanları tarafından belirlenmesi gerekiyor. Kaynak: Bilim ve Teknik Dergisi, Ekim 2005 |