Seversintabi.com Türkiye'nin En Büyük Forumu Bence Seversin Tabi
 

Go Back   Seversintabi.com Türkiye'nin En Büyük Forumu Bence Seversin Tabi > Bayanların Dünyası > KADINCA > Evlilik ve cinsel yaşam
Yardım Topluluk Takvim Bugünki Mesajlar Arama

gaziantep escort gaziantep escort
youtube beğeni hilesi
 

 

LinkBack Seçenekler Stil
Prev önceki Mesaj   sonraki Mesaj Next
  #1  
Alt 30 November 2008, 12:54
Senior Member
 
Kayıt Tarihi: 21 September 2008
Mesajlar: 15,180
Konular:
Aldığı Beğeni: 0 xx
Beğendiği Mesajlar: 0 xx
Post Cinsellik Kişiliğimizle İlgilidir

Cinsellik ya da seks bize sonsuz bir doyum duygusu verebilir. Gene cinsellik, kısır bir mücadeleyi kazanamayıp yarım bırakmışız gibi bir buruk tat bırakabilir ağzımızda. İçimizi bir veriş, bir sunuş kıvancıyla doldurabildiği gibi vermeye can attığımız armağanları eşimize sunmaktan bizi alıkoyan bir korku da yaratabilir.

Cinsellik bize, bir kendine güven duygusu da verebilir; bizi sıkıntıya, kaygılara da boğabilir. İstekle gerçekleşen bir cinsel yaklaşım da vardır; çeşitli isteksizliklere karşın cinsel ilişki kurmak da. Cinsellik kişinin gururunu okşayan bir şey de olabilir; kişiyi utançtan utanca sürükleyen bir şey de! Cinsellik, yatağımızı her şeyin ötesinde bir sevgiyle doldurabilir; suçluluk duygusundan, korkudan, öfkeden doğan yumruklarıyla sevgiyi yataktan da kovabilir.

Kendimize dikkatli bir gözle bakarsak, geçirdiğimiz günün her saatiyle ilgili duyguların cinsel birleşmeye yansıdığını görürüz. Öğleden sonra yaptığımız, sonuçsuz kalmış bir tartışma bizim cinsel birleşmeye bir öfke tortusuyla yaklaşmamıza yol açabilir. Ya da sabahleyin aldığımız bir doğum günü armağanı, bir güzel dost mektubu, pırıltısını ve sevincini o geceki cinsel eylemimize katar. Öte yandan, evliliğin başlangıcında ortaya çıkan ve yıllar boyu sürüp giden anlaşmazlıkların kızgınlığı ve hıncı ile bunların etkileri kolayca hatırlanabilir. Oysa evlenmeden, hatta birbirimizi tanımadan çok önceki yılların birikimi olan birçok duyguların da yatağımıza sızmakta olduğunu... bu eski duyguların bugün hâlâ yaşama ve sevme yöntemlerimize etki yaptığını kavrayıp bunları ayrımlamak zordur.

Çocukluğumuzdan kalma duyguları, bilerek ya da bilmeyerek, cinsel eyleme, eşimize beslediğimiz sevgiye (ya da sevgisizliğe) yansıtmamız kabildir. Örneğin sevginin verilebilecek, inanılabilecek bir şey olduğunu hissetmek gibi. Bu tür duygular çocukluğumuzda ana babamızdan gördüğümüz sevgiden kaynaklanır. Onlar bizden karşılıksız, hiçbir şey beklemeden sıcak, sağlam bir sevgi verebilmişlerse biz de büyüyünce kurduğumuz yakın ilişkilerde köle olmadan, kölelik beklemeden sıcak ve sağlam bir sevgi göstermeyi başarabiliriz.

Çocukluktan kaynaklanan birçok duygu cinsel yaşamda ve evlilikte başımıza irili ufaklı dertler açar. Bu duygular şiddetle arzulayıp elde edemediğimiz çeşitli doyumlarla ilgili olabilir. Çocukluğumuzda yeterince sevilip beğenilmemişsek yetişkinliğimizde kendine güvenemeyen biri olup çıkabiliriz. Çocuklukta son derece önemli olan sevilme arzumuza kavuşamamışsak şimdi bize sunulan sevgiye inanıp güvenmekte güçlük çekeriz.

Çocukluğumuzun korkuları da cinsel yaşamımızı ve evliliğimizi etkileyebilir. Bunlar, gerçek olayların doğurduğu korkular olabildikleri gibi, çocukluk hayallerinin yarattıktan da olabilir. Gözümüzde canlandırdığımız dehşetli şeyler, karabasanlar, ödümüzü koparan cezalar; cinsellikle ilgili her şeyimize suçluluk ve utanç gölgesi düşüren korkular; kendimize olan güvenimizi sarsıp sevilmeye layık olmadığımızı bize fısıldayan kuşkular, hep bu çocukluktan kalan tortulardır.

Küçüklüğümüzde baş gösteren öfke ve hınçlar da yetişkinlik yaşantımıza yansıyabilir. Kardeşlerimize, annemize, babamıza duyduğumuz kızgınlığı şimdi eşimizden çıkartabiliriz. Bunun bilincinde değilizdir belki de. Hatta o ilk öfkeleri çoktan unutmuşuzdur. O öfke anlarında neler duyup düşündüğümüz de belleğimizden iyice silinmiş olabilir. Çoğumuzun anımsadığı, "Ben de evden kaçarım o zaman pişman olurlar." düşüncesidir. Çocukların öfke anlarında düşledikleri renkli ve heyecanlı öç alma yöntemleri gerçekleşmediği gibi anılardan da çarçabuk silinir, gider. Ne var ki bilinçaltında yaşarlar.

Böyle hayallerin yıllar yılı içimizde gizli olarak yaşayabilmesi kimimize doğal, kimimize ise garip gelecektir. Ne var ki bunlar çoktan unutulmuş oldukları halde tam cinsel ilişki sırasında dirilip bizimle birlikte yatağa girebilirler. Bizimle birlikte sofraya oturup eşimizle aramızdaki bir metrelik mesafeyi birkaç kilometreye çıkartabilirler. Ufacık bir kusur piresini kocaman bir suç devesine dönüştürebilirler. Kökü geçmişte olan bu tür duygular bilinçdışı da olsalar cinsel eylemlerimiz sırasında bizi rahatsız ederler.

Oysa biz burada, bugünü yaşamaktayız! Geri dönüp her şeyi yeni baştan kurmamıza imkân yoktur. Evliliğimiz çok eski de olsa, ancak "bugün"le işe başlayabilir, onarımı ancak "bugün"den başlatabiliriz. Geçmişteki olayların üstünde durmanın en önemli yararı "bugün"ümüze ve "yarın"larımıza ışık tutmalarını sağlamaktır.

Alıntı ile Cevapla
 




Saat: 11:50


Telif Hakları vBulletin® v3.8.9 Copyright ©2000 - 2024, ve
Jelsoft Enterprises Ltd.'e Aittir.
gaziantep escort bayan gaziantep escort
antalya haber sex hikayeleri aresbet giriş vegasslotguncel.com herabetguncel.com ikili opsiyon bahis vegasslotyeniadresi.com vegasslotadresi.com vegasslotcanli.com getirbett.com getirbetgir.com
ankara escort ankara escort ankara escort bayan escort ankara ankara escort çankaya escort ankara otele gelen escort eryaman escort adana escort eryaman escort kızılay escort çankaya escort kızılay escort ankara eskort

Search Engine Friendly URLs by vBSEO 3.6.0 PL2