Seversintabi.com Türkiye'nin En Büyük Forumu Bence Seversin Tabi
 

Go Back   Seversintabi.com Türkiye'nin En Büyük Forumu Bence Seversin Tabi > Bayanların Dünyası > KADINCA > Evlilik ve cinsel yaşam
Yardım Topluluk Takvim Bugünki Mesajlar Arama

gaziantep escort gaziantep escort
youtube beğeni hilesi
Cevapla

 

LinkBack Seçenekler Stil
  #1  
Alt 7 January 2009, 20:15
Senior Member
 
Kayıt Tarihi: 21 September 2008
Mesajlar: 15,180
Konular:
Aldığı Beğeni: 0 xx
Beğendiği Mesajlar: 0 xx
Standart Cİnsel İlİŞkİden KaÇma

CİNSEL İLİŞKİDEN KAÇMA


Cinsel birleşme, Avrupa Medeni Hukuku'nun anlayişina göre, evlilikte her iki eş açisindan yükümlülüktür.
Bunun kökeninde Katolik düşüncesinin evlilikte, cinsel birleşmeden kaçmayi günah saymasi yatmaktadir. Öte yandan İslam ve Musevi dinleri cinsel birleşmenin her iki tarafin da isteğiyle gerçekleşmesi gerektiğini söyler. Bir erkeğin karisini bu konuda zorlamasini doğru bulmazlar. Cinsel birleşmeden uzak durmak, boşanma gerekçesi olarak kullanilabilmektedir. Öte yandan son yillarda Bati'da cinsel özgürlük savunuculari yasalardaki bu zorlayiciliktan yakinmakta, bunun bireyin cinselliğe "hayir" diyebilme özgürlüğünü çiğnediğini ileri sürmektedirler.

Yasalarin, bireyi cinsel birleşmeye zorlamasinin tam karşiti olarak beliren bir başka eğilim, belli zamanlarda cinselliği kisitlayan toplum kurallarinin, örf ve geleneklerin, dinsel yasaklamalarin varliğidir. İnsan toplumlarinin çoğunda cinsellikle ilgili tabular uygulanmaktadir. Bilinçli ya da bilinçsiz olarak uygulanan bu yasaklamalarin temelinde cinsel birleşmenin kirlilik ve bunun yani sira tehlike içermesi inanci yatar. Tehlike, cinsel birleşmenin erkeği gücünden alip götürmesiyle bağlantilidir. Kuzey Amerikali Creek kizilderilileri, cinsel birleşmenin erkek üzerinde sinirleri uyarici bir etkisi olduğuna, dolayisiyla da erkeğin savaşçiliğina zarar verdiğine inanirlardi.

Birleşmeden sonra erkeğin yaşadiği fiziksel güçsüzlük hali, ayni zamanda kirli olmayla bağdaştirilir. Bu yüzden bazi Güney Amerikali yerlilerde olduğu gibi, cinsel birleşmeyi bir temizlenme töreni izler. Cinsel birleşmenin erkekliği azaltacaği düşüncesi, pek çok Amerikali kizilderili toplumunda görülmüştür. Eski Yunan'da savaştan önce bir kadinla cinsel birleşmede bulunmanin erkeği korkak yapacaği düşünülürdü. Oysa bir genç erkekle birleşmede bulunmak kişinin savaşçiliğini azaltmazdi. İlkel toplumlarda cinsel birleşmeden kaçinmanin bir başka nedeni de ölümle ilişkilidir. Eşi ölmüş bir kimsenin pek çok toplumda belli bir süre cinsel ilişkide bulunmasi doğru sayilmaz. Dulluk yasinin süresi çeşitli yörelerde farklilik gösterir. Afrika' da Kongo'lar arasinda dul kalmiş bir kadinin, eşinin ölümünden sonra yeniden evlenmek için iki yil beklemesi gerekir. Öte yandan yine bu insanlar arasinda erkek, karisini gömer gömmez evlenebilir.

Cinsel birleşme yasaği bazen ölen kimsenin yakinlarina da uzanabilir. Bunun örneği Güney Amerika'daki Jivaro yerlileri arasinda görülür. En aşiri örnekler yasaklanmanin tüm bir topluluğun üyelerine kadar uzanmasi şeklindedir. Cinsel birleşmeden kaçinma, insanin kendi kendine yarattiği tabularin dişinda, içinde yaşadiği çevrenin koşullari tarafindan da belirlenebilir. Avci toplumlarda erkeğin av dönemi süresince eşinden uzak durmasi gerekir. Hayvancilikla uğraşan kimselerde de uzak otlaklarda çobanlik etmek üzere eşinin yanindan ayrilan erkek, benzer bir kisitlamaya uyar. Bazen de bir boyun erkeklerinin balik avina çikmadan ya da tarimsal etkinliklerden önce bir dönem cinsel birleşmeden uzak durduklari gözlenmiştir. Bu, sonucu belirsiz bir girişimden önceki cinsel perhizin, olumlu sonuç almaya katkisi olacaği inancina dayanmaktadir.

Yakin çağlarda kişilerin cinsel yaşamlari üzerinde en çok söz sahibi olan kurum, din olmuştur. Cinsellik konusunda en büyük kisitlamalari Hiristiyanlik dini getirmiştir. Özellikle dinin ilk yillarinda, cinselliğe karşi belirgin olan temel anlayişi, tensel isteklerin tümünün günahla özdeş olduğu yolundaydi. Evlilik, sadece üreme adina katlanilan bir durumdur. Bekaret ise en yüce erdemlerden biri sayiliyordu. İsanin yolunda giden tüm din görevlilerinin birinci ödevleri, bekaretlerini korumakti. Bu anlayişin zamanla, değişen çağa ve insanin biyolojik gereksinimlerine ayak uydurmasi için belli aralarla toplanan Konsey'lerde ilk dönemlerin kati tutumunu değiştiren kararlar alindi.

Hristiyanliğin ilk dönemlerindeki bu bağnazlik, ancak Rönesans sonrasinda yerini daha insanca tutumlara birakti. Yumuşamanin ilk belirtilerinden biri, 16. yüzyildaki Reform hareketinden sonra cinsel suçlarin din mahkemelerinde değil de sivil yargi organlarinda yargilanmaya başlamasi oldu. Luther ayrica evli çiftler için haftada iki kez cinsel birleşmenin uygun olacaği görüşündeydi. Üstelik konunun daha çok beden sağliğini ilgilendirdiğini düşünüyordu. Cinsel birleşmeden kaçinmak, adet görmeyle ilgili tabulara konu olmaktan başka gebelikle ilgili olarak da gündeme gelmektedir. Gebe kadin her ne kadar çoğu toplumlarda cinsel bakimdan dişlanmaktaysa da boylar halinde yaşayan bazi ilkel topluluklarda gebelik sirasinda cinsel birleşmeye izin verildiği, hatta bunun gerekli görüldüğü de olmaktadir. Güney Afrika'da yaşayan Kgatla boyu, cinsel birleşmenin dölütün büyümesi için çok yararli olacaği inancindadir. Yeni Gine'li Arapeş topluluğu, gebeliğin ilk iki ayinda sürekli cinsel birleşmeyi şart koşar. Ancak bu süre içinde sarfedilen çaba sonucunda dölüt, dölyatağina iyice yerleşmiş sayilir. Bu gibi örnekler arasinda en aşiri olani, gebeliğin cinsel birleşmeyi siklaştirdiği durumlardir. Güney Nijerya'da yerleşik bazi boylarda durum böyledir. Burada yaşayan çiftler, gebelik sirasinda başka zamanlarda olduğundan daha sik biçimde cinsel birleşmeyi doğuma dek sürdürürler. Cinsel birleşme yasaği, doğumdan hemen sonrasi için de geçerlidir. Çoğu toplumlarda yeni anne olmuş kadin kirli ve tehlikeli sayilarak yanina yaklaşilmaz. Kadinin yeniden arinmasi için bir süre geçmelidir. Bu, bazi yerlerde çocuk bir yaşini doldurup memeden kesilene dek sürer, ya da iki üç yila dek uzayabilir. Cinsel birleşme yasağinin beş alti yil sürdüğü yerler bile vardir. Paraguay' da yaşayan bazi yerliler arasinda ve Kuzey Amerika'nin Pavni kizilderililerinde böyle bir gelenek saptanmiştir. Fakat bu gibi yasaklar sadece kadin için geçerlidir. Doğum sonrasi cinsel birleşmeden kaçinmanin gelenek olduğu toplumlarin hemen hepsi çokeşlilik uygulayan, dolayisiyla erkeğin başka kadinlarla cinsel birleşmede bulunabildiği toplumlardir.
Â
Â
Â
Â
saglikplatformu.com
Alıntı ile Cevapla
Cevapla




Saat: 02:39


Telif Hakları vBulletin® v3.8.9 Copyright ©2000 - 2024, ve
Jelsoft Enterprises Ltd.'e Aittir.
gaziantep escort bayan gaziantep escort
antalya haber sex hikayeleri aresbet giriş vegasslotguncel.com herabetguncel.com ikili opsiyon bahis vegasslotyeniadresi.com vegasslotadresi.com vegasslotcanli.com getirbett.com getirbetgir.com
ankara escort ankara escort ankara escort bayan escort ankara ankara escort çankaya escort ankara otele gelen escort eryaman escort adana escort eryaman escort kızılay escort çankaya escort kızılay escort ankara eskort

Search Engine Friendly URLs by vBSEO 3.6.0 PL2