#1
|
|||
|
|||
Cİnsel Sorun Ne Demek
CİNSEL SORUN NE DEMEK
Kadinlarda cinsel soğukluk, orgazm olamama ve vajinusmus en çok görülen sorunlar arasindadir. Eğer bir kadin uyarilmada zorluk çekiyor ya da partneriyle cinsel ilişkide yeterli performans gösteremiyorsa, ortada ele alinmasi gereken gerçek bir sorun var demektir. Bazi cinsel fonksiyon bozukluklarinin sebepleri arasinda toplum baskisi, kati yetiştirilme, ilişki sirasinda erkeğim tatmin edememe korkusu, eksik bilgilendirilmiş olma, partnerle iletişimsizlik gibi sebepler sayilabilir. Öncelikle eşle iletişim kurmaya çalişilmalidir. Cinsel fonksiyon bozukluğu vakalarinin çoğunun tedavisi mümkündür. Ancak ilk adim, bir sorun olduğunu kabul etmek ve bir uzmandan yardim istemektir. Diyabet, kalp hastaliği, nörolojik bozukluklar, pelvis ameliyatlari ve travmasi, ilaç yan etkileri, böbrek ya da karaciğer yetersizliği gibi kronik hastaliklar, hormonal dengesizlikler, alkolizm, yoğun sigara kullanimi, işle ilgili stres ya da kaygilar, evlilikte geçimsizlik, cinsel yönelimle ilgili çelişkiler, depresyon ya da daha önce geçirilmiş travmatik cinsel deneyimler cinsel isteksizliğe sebep olabilir. Cinsel fonksiyon bozukluklarinin tedavisinde erkekler için cerrahi müdahalenin daha sikça yapilabilmesine karşin kadinlarda sorunun daha çok psikolojik kaynakli olduğu görülmektedir. Cinsel isteksizlik Sorunlar arasinda sikça görülenlerindendir. İsteksizlik cinsel birleşmeye, partneri istememeye ya da pozisyona karşi olabilir. Özellikle partner istekli davranmaya başladiğinda isteksizlik daha da artar. Kadinlarda pasif direnme ve iğrenme şeklinde ortaya çikabilir. Eşiyle arasindaki fazla yaş farki, gebe kalma korkusu, yanliş eğitim, cinsel hastaliklar (rahim iltihabi, rahimde tümör vs.) ve doğum sirasinda meydana gelen yaralanmalar, kadinlarin cinsel ilişkiden kaçmalarina ya da soğuk davranmalarina sebep olabilir. Ayrica doğum, ameliyat, kanser, sürekli diyet yapma, aşiri kilo kaybi gibi vücut direncim düşüren hastalik ve durumlarda da geçici ya da sürekli olarak cinsel istek kaybi ortaya çikabilir. Eşlerin, tek tarafli isteksizlikler karşisinda son derece anlayişli olmalari ve zorlayici olmamalari gerekmektedir. Öncelikle eşlerin birbirleriyle konuşarak iletişim kurmalari gerekir. Klinik başvurularda kadinlarin cinsel isteksizlik konusunda erkeklerden daha fazla olduğu saptanmiştir. Cinsel isteksizlikle ilgili olarak, göz ardi edilmemesi gereken bir nokta vardir. İnsanlar birbirlerinden farkli derecelerde cinsel istek gösterebilirler. Bu farklilik doğuştan kazanilmiş özelliklerdendir. Bu nedenle bazilarinin cinsel istek ve kapasiteleri çok yüksek iken, bazilari yaşam boyunca çok az cinsel ilgi gösterebilirler. Cinsel isteğin diğer partnere göre daha az olmasi cinsel isteksizlik olarak değerlendirilmemelidir. Cinsel sorunlari olan insanlar, sorunu oluruna birakmanin dişinda, çeşitli tedavi yollarina başvurabilirler. Bunlar ilaç, psikolojik ve tibbi danişma, daha yoğun, ve sistemli psikoterapi, kadin ve erkeklerin topluca cinsel sorunlari bütün boyutlariyla araştirdiklari tartişma gruplaridir. İlaç, cinsel sorunlarda bugün bile en çok kullanilan tedavi yöntemidir. Hekimler, iktidarsizlik ya da orgazm güçlüğü gibi cinsel sorunlari olan insanlara endişe ve korku duygularim yenebilmeleri için bazi ilaçlar vermekte ya da cinsel tepkileri olumsuz yönden etkileyen depresyon durumlarina karşi antidepresanlar önermektedir, ilacin, yüzde 95 ruhsal nedenlerden kaynaklanan soğukluk ve güçsüzlük gibi sorunlara iyi geldiği konusunda bugüne kadar hiçbir tibbi kanit elde edilmiş değildir. Ancak, cinsel tepkiyi etkileyen alkolizm gibi fiziksel bir rahatsizlik varsa, o zaman olumlu bir etki yapabilirler. Çoğu insan, ilk aşiri heyecan ve korkularim, ilaç yerine bir-iki kadeh içki alarak veya tanişma dönemini biraz uzatarak yenme yoluna gitmektedir ki, bu daha akla yakin bir yöntemdir. Psikoterapi ise bazi insanlarin cinsel sorunlarin ve bunlarin temelinde yatan kişisel deneyleri anlamalarim ve bu şekilde bu insanlarin kendi kendilerine yardimci olmalarini sağlar. Ancak, psikoterapinin sonuçlari uzun bir dönemde alindiği için bazi hastalarca kuşkuyla karşilanmaktadir. Sorunlara psikolojik yaklaşimlar Psikolojik danişma, psikoterapinin daha az sistematik olan bir biçimidir ve onun gibi, insanlarin kendi sorunlarinin kaynağina inmelerini sağlayabilir, insanin cinsel sorunlarini analiz etmesi, her zaman bu sorunlari çözdüğü anlamina gelmeyebilir. Sorunlar esas olarak cinsel ilişki içinde çözümlenir. Bütün insan davranişlarinin öğrenilmiş, sonradan edinilmiş davranişlar olduğu ve tipki öğrenildikleri gibi "unutulup" bir yana da atilabilecekleri varsayilmaktadir. istenilmeyen bir davraniş, örneğin kadinda nemlenme ya da orgazm eksikliği, tipki boyun ya da bel tutulmasinin fizyoterapi yoluyla giderilmesi gibi giderilecek ve yerini daha doyurucu, istenilen bir davranişa birakacaktir. Bu tür terapi, esas olarak, genellikle iki-üç haftalik bir programdan oluşmaktadir. Bu programda, terapist, hastanin bir eşte ağir ağir gelişen, yumuşak, zorlamadan kaçinan ama belli aşamalardan sirayla geçen bir cinsel ilişki kurmasini sağlamaktadir. Erken boşalma ile ilgili egzersiz, bu programin en çok uygulanan örneğidir. Terapist, bu uygulama sirasinda terapiye katilan eşin, hastanin doğal, her zamanki eşi olmasini yeğlemektedir: bu, egzersizlerin daha doğal bir hava içinde geçmesini sağlayacaktir. Ama bu mümkün olmadiğinda, "vekil tedavisi" yöntemi uygulanmaktadir. Burada, eşin yerini tutan bir "vekil", cinsel eş olarak hastayla fiziksel birleşmeye kadar varan bir programa katilmaktadir. Â Â Â Â kadinca.net |