|
|
#1
7 January 2009, 20:27
|
|||
|
|||
Partnerler De TecavÜz Eder!
PARTNERLER DE TECAVÜZ EDER!
 Kadinlarin çoğu tecavüzün sadece sokakta olduğunu düşünüyor. Evinde yapilan eyleme bu adi vermeye dilleri varmiyor. Evli kadinlarin çok azi eşi, eski eşi tarafindan tecavüze uğradiğini doğrudan açiklayabiliyor. Çoğunluğu, "iletişim sorunum" var demekle yetiniyor. Hiç azimsanmayacak sayida kadin bu yüzden cinsel travmayla karşi karşiya. Çoğunlukla da gizlenen tecavüzlerin etkileri de yillar sürecek travmalar yaratiyor. Tecavüzcüden kurtulsalar da izlerini silmekte zorlaniyorlar. Prof. Dr. Yüksel tanimi şöyle yapiyor: "İstenmeden yaşanan her türlü cinsel uyaran verilmesine cinsel travma diyoruz. Dolasiyla evli olmak travmayi ortadan kaldirmiyor. Partnerlerin istediği zaman, istedikleri biçimde cinselliği yaşama hakki vardir. Bunun dişinda zorlama olursa cinsel travma, evlilik içinde tecavüz veya cinsel istismar adini vermek mümkün." İstanbul Tip Fakültesinde Doç. Dr. Ufuk Sezgin ile birlikte İstanbul Psikososyal Travma Programini başlatan ve başkanliğini yürüten Prof. Dr. Şahika Yüksel eş-eski eş, sevgili-eski sevgili cinsel istismarinin 1980’lerden beri giderek üzerinde daha çok durulan bir konu olduğunu söylüyor. Evlilik içi tecavüzlerde kadinlarin en büyük risk altinda olduğu dönem, baski altinda tutulduklari ayrilma dönemleri. Bu dönemde "Bana ait olan, benimdir. Nasil gider?" diyen erkek cinsel taciz ve tecavüzlerde bulunabiliyor. Boşanmak kurtuluş anlamina gelmiyor. Özellikle çocuklar varsa. Babalar çocuklarini ziyaret ederken, eski eşlerinden, eskiden olduğu gibi "eşlik" yapmalarini bekliyor. Doktorlara bile zor anlatiyorlar Tecavüz ve cinsel istismar sonrasi en sik stres bozukluğu, depresif bozukluklar, kaygi bozukluğu, organik nedeni olmayan ağrilar ve bayilmalar, madde-alkol bağimliliği gibi psikiyatrik belirtiler görülüyor. Prof. Dr. Şahika Yüksel, "Kadinlar çoğu zaman ’eşim bana tecavüz ediyor’ diye gelmiyor. Uykusuzluk, baş ağrisi, sikintili olma hali, unutkanlik gibi şikayetler bildiriyor. Biz sorarsak tecavüz, istismar çikiyor" diyor. Yine depresyon, yoğun korku, her ufak uyarandan, değişiliklikten kaygi duyma, tetikte olma sik rastlanan belirtilerden. Mağdur bir yandan ağir yükü kaldirmaya çalişirken diğer yandan kendini suçluyor. Yaşadiklarini sakladikça daha çok öfkeleniyor, sinirleniyor. Şikayetleri yillarca sürebiliyor. OLGU 1, İlk evlilikteki tecavüz ikincisine gölge yapti İlk evliliğini 16 yaşinda yapti. Hiç hazir değildi ama ailesi uygun görmüştü kocasini. Düğün yapildi, telli duvakli vardi yeni evine. İlk cinsellik deneyimi bütün yaşamini etkileyecek kadar travmatik oldu. Korktuğunu gören kocasi elleri ve ayaklarini bağladiktan sonra tecavüz etti. Bu deneyim aslinda aylar sürecek esaretinin ilk işaretiydi. 6 ay boyunca, sürekli kocasinin tecavüzüne uğradi. Kocasina göre madem karisiydi, istese de istemese de birlikte olmaya hakki vardi. Gerekirse dayağa başvurdu. Sonunda genç kadinin canina tak etti, ailesine kaçti. Yillar sonra ikinci evliliğini yapti. Aslinda iyi geçiniyorlardi, seviyordu kocasini. Ekonomik sikintilari yoktu, iki çocuklari olmuştu. Ancak birlikte aşmayi başaramadiklari sorunlari cinsel isteksizliğiydi. Kendi bedeninden iğreniyordu. Cinsellik ona göre kötü bir şeydi. Bu şikayetle doktora başvurdu. Doktoru biraz kurcaladiğinda aslinda sorunun ilk evliliğinde yaşadiği tecavüzlerden kaynaklandiğini anladi. Uzun süren terapilerden sonra travmayi atlatmayi, normale dönmeyi başardi. Hani yuva güvenliydi? Prof. Şahika Yüksel, İnsanlarin kendilerini güvende ve korumada hissettiği yuvasinda, kendi yatağinda cinsel saldiri yaşamasinin sarsici etkisine dikkat çekiyor: "Tacizci bir yabanciysa, zor da olsa bir kenara koymak mümkün. Ama bunu yapan eş ise travma büyüyor. Evliliklerde tek paylaşilan cinsellik değil, ortak yaşam sözkonusu. Evlenmek demek, ’Ben sana güveniyorum, bütün yaşamimi seninle geçirmeyi vaadediyorum, seninle yaşamanin benim için gurur verici olduğunu düşlüyorum’ demek. Böyle başlayan bir ilişkide zora başvurulmasi daha fazla zedeliyor kadini. Durumu ağirlaştiriyor. İntihara başvuranlar oluyor. Tüm bunlara rağmen evliliği bozma, mahremiyetlerini açiğa çikarma, kocayi şikayet etme kadinlik görevine uymaz, düşüncesi ağir basiyor. Başka bir cinsellik tanimadiklari için de ’ben yapamiyorum’ diye düşünebiliyorlar. Ancak yaşadiklarini başkalarina açtiklarinda uygunsuzluğunu ve zarar verdiğini görme şansi olabiliyor." OLGU 2, Randevulu tecavüz! Henüz lise öğrencisiydi. Okula gidip gelirken bir sevgilisi oldu. Muhafazakar ailesi duysa belki okuldan bile alirdi... Aslinda masum görüşmelerdi bunlar. Bir yerlerde oturup çay, kola içerlerdi. Bir de ara sira el ele tutuşurlardi. Yine bir buluşmalarinda lokantada yemek yediler. Yemekle içtiği kolasina aynen Yeşilçam filmlerindeki gibi ilaç atilmişti. Kendine geldiğinde, lokantanin üstündeki otelin bir odasindaydi. Çiplakti. Hatirlamiyordu olani biteni. Ama başina geleni anladi. Utandi, ağladi. Erkek arkadaşi, "Ne ağliyorsun, sen de zevk aldin" diye azarladi. "Çiplak resimlerini çektim, ailene söylerim" diye tehdit etti. Bir yil boyunca korkudan ayağina gitti tecavüzcüsünün. "Artik evlenelim" dedi. Sevgiliden gelen yanit, "Evlenmeden başkasiyla yatani eş diye almam" oldu. İlk Amerikalilar tanimladi "Randevulu tecavüz"ü ilk kez Amerikalilar tanimladi. Araştirmalara göre üniversite kampus’lerinde görülen tecavüzlerin yüzde 80’i tanidik biri veya randevulaşilan tarafindan gerçekleştirilmiş. İki kişi çikiyor, birbirlerine dokunuyorlar... Yemeğe gidiliyor. Buraya kadar normal ancak örneğin yemeğe götüren erkek, "Benimle yemeğe geldi parasini ben karşiladim, karşiliğinda yatacağiz" diye düşünüyor. Kiz arkadaşinin "hayir"ini gerçek olarak algilamiyor. Tecavüz ediyor. Prof. Dr. Yüksel, benzer durumlara Türkiye’de de rastlandiğini anlatiyor. "Randevulu tecavüz genellikle çok ağir yaşaniyor. Mağdur kendine, bedenine güvenini kaybediyor. Cinselliğe ilgisi azaliyor, onu olumsuz bir şey gibi değerlendiriyor. Sadece istismari yapan kişiye değil, herkese ve bütün erkeklere karşi bir isteksizlik ve rahatsizlik ortaya çikabiliyor. Tecavüze uğrayan genç kizlar kendilerini kirlenmiş, eksilmiş, suçlu görüyor. Erkekler bu düşüncenin farkinda. Kizi ailesine söylemekle tehdit ediyor. ’Sana kimse inanmaz, isteyerek oldu, derim’ diyerek tecavüzü sürdürebiliyorlar" diyor.     maksimum.com 
|
Normal
