#1
|
|||
|
|||
Yaşlılık ve Cinsellik
Yaşlılık ve Cinsellik Yaşamımız boyunca, bedensel işlevimizde de, düşünsel ve duygusal önceliklerimizde de birçok değişiklik olur. Yaşamımızın farklı dönemlerinde farklı konuların kişisel gündemimizdeki yeri de değişir. Cinsellik hemen herkes için önemlidir, ama yaşam boyunca bazen en ön planda yer alırken, bazı dönemlerde geri sıralara itilebilir. Yaşı ilerleyen kişilerin cinselliğe ilgilerini yitirdikleri ya da cinsel yaşamlarının bittiği düşüncesi yaygındır. Ancak bu çocukların cinsel dürtüleri ve oyunları olmadığı düşüncesi kadar gerçek dışı bir yanlış inanıştır. Her yaşın cinselliği farklıdır, ama kadınlar da erkekler de yaşadıkları sürece cinsel ilgi duyarlar ve cinsel yaşamlarını sürdürebilirler. Yaşları ilerleyen kişilerin cinsellikten uzaklaşmasında en önemli etken, bunun uygunsuz bir davranış olacağına kendilerinin ve çevrelerinin inanması, bununla bağlantılı bir diğer etken de uygun cinsel eş bulmanın zorlaşmasıdır.Aslında Cinsellik yaşam boyu devam eder, ancak tüm bedensel işlevlerimiz gibi cinsel işlevlerimizde de fizyolojik farklılıklar oluşur. Bu değişiklikleri bilmeyen ya da kabul edemeyen kişiler için çeşitli cinsel sorunlar ya da doyumsuzluklar ortaya çıkabilir. Yaşın ilerlemesiyle birlikte, erkeklerin cinsel açıdan uyarılmaları için gereken süre uzar. Genç erişkin bir erkekte, cinsel eşi yalnızca görmekle bile, hemen sertleşme yanıtı oluşabilirken, 40 - 50 yaşlarındaki erkeklerde aynı sertleşmenin oluşması için bir süre sevişmeye, cinsel olarak uyarılmaya gerek olur; 60´lı yaşlardan sonra penisin sertleşmesi için doğrudan temasla uyarılması gerekebilir. Benzer şekilde kadınlarda da, menapozdan sonra hormon tedavisi uygulanmıyorsa, cinsel açıdan uyarılma ve ıslanma yanıtı gecikebilir, azalabilir. Bununla bağlantılı olarak orgazma ulaşma süresi uzayabilir, orgazmın şiddeti azalabilir. Bunlar tamamen normal, herkeste olan fizyolojik değişikliklerdir. 40 yaşından sonra herkeste gelişen presbiyopi dediğimiz, yakını görmek için gözlük kullanmayı gerektiren göz bozukluğundan farksız durumlardır. Fakat birçok erkek, birçok kadın, birçok çift, bu durumu cinsel yaşamın sonu olarak görebilir. Oysa yalnızca cinsel ilişkinin bazı özelliklerinin değişmesi, yeni ve kalıcı fizyolojik değişikliklere uyum sağlanması gerekmektedir; cinselliğin tümden gündemden düşmesi değil. Sevişmenin birçok boyutu, dokunmanın yarattığı cinsel haz çok az değişir. Daha uzun sevişmeler, eşlerin birbirlerini dokunarak cinsel açıdan uyarmaları birçok çift için doyumlu cinsel ilişkiler yaratabilir. Unutulmamalıdır ki, cinsel ilişkide yalnızca cinsel birleşme için penis sertliği zorunludur. Ve cinsel birleşme dışında da her iki eşe de cinsel haz ve doyum sağlayan birçok cinsel davranış biçimi vardır. Her sevişmede cinsel birleşme olması, hatta orgazm ve boşalma olması da zorunlu değildir.soruvecevap.blogcu.com Erkeklerde boşalmadan hemen sonra, cinsel ilgi duymadıkları, cinsel açıdan uyarılamadıkları, peniste sertleşmenin oluşamadığı, fizyolojik olarak yanıtsız bir dönem vardır. Bu süre birkaç dakika, birkaç saat olabilir; kişiden kişiye, aynı erkekte günden güne değişiklik gösterebilir. Ama bütün erkeklerde yaş ilerledikçe bu yanıtsız dönem uzar, ileri yaşlarda bir boşalmadan sonra yeniden sertleşme ve boşalma olabilmesi için birkaç gün geçmesi de gerekebilir. Ancak peniste sertleşme ve boşalma olmadan, sevişmek mümkün ve haz verici olabilir. Kadınlarda ıslanma azlığı geliştiğinde, cinsel birleşme sırasında kuruluk nedeniyle acı olabilir. Kadının normal ıslanmasına benzer jellerin kullanımı bu sorunu ortadan kaldırabilir. Ayrıca menopoz sonrası dönemde her kadın, genel ve cinsel sağlığı için, kadın hastalıkları uzmanı ile hormon tedavisi konusunu tartışmalıdır. Yaşları ilerleyen kişilerin cinsel yaşamını sona erdiren, bu uyum sağlanabilir fizyolojik değişiklikler değil, cinselliğe ve yaşlanmaya ilişkin yanlış inanışlardır. Her iki cinsin fizyolojik değişikliklerini bilerek, doyumlu bir cinselliği yaşam boyu sürdürmek ise elimizdedir. |