#1
|
|||
|
|||
Rakamlarla kısırlık
Tüm dünyada kısırlıkla ilgili gerçekler ve rakamlar şöyle: Kısırlık vakalarının yüzde 40’ı erkeklerle, yüzde 40’ı kadınlarla ilgili bir sorunken, vakaların yüzde 20’si ortak sorun olarak ortaya çıkıyor. Kısırlık, kadınların yaşıyla birlikte ve menapoz dönemine yaklaştıkça artıyor. Kadınların en doğurgan dönemleri, 20-25 yaş arası. Kadınlarda kısırlıkta hormonal bozukluklar, fallop tüplerinin tıkanması ya da zarar görmesi ortak sorunlar. Erkeklerdeki kısırlıkta da sperm sayısının azlığı ve hareketliliği büyük problem olarak ortaya çıkıyor. Kadınlar, 1 milyondan fazla yumurtayla doğuyor ve ilerleyen yaşla birlikte bu sayı azalıyor. Erkeklerse her gün sperm üretiyor. 20 yaşlarında düzenli seks yapan normal bir çiftin, aylık gebelik şansı dörtte bir oranında. Kısırlık, bir yıllık düzenli ilişki sonunda gebeliğin oluşmaması şeklinde tanımlanıyor. Dünyanın ilk tüp bebeği olan Louise Brown 24 yıl önce doğmuştu. Brown’ın dünyaya gelmesinden bu yana 1 milyondan fazla çocuğun doğumu için yardımcı üreme teknolojisinden (ART) yararlanıldı. Bu teknik yardımcı tedavi, daha çok Avrupa ülkelerinde yapıldı. ART tedavi yöntemlerine başvuran kadınlar, daha çok 30-39 yaşları arasında. Bu tedaviye en çok başvurulan ülkeler sıralamasında Danimarka ilk sıraya yerleşirken, ART tedavisiyle en çok doğum Fransa ve İngiltere’de gerçekleşiyor. 63 yaşlarındaki İtalyan Rosanna Della Corte ile Amerikalı Arceli Keh, en yaşlı doğum yapan kadınlar olarak 2001’de Guinnes rekorlar kitabına girdiler. Her iki kadın da genç kadınlardan alınan yumurtaların yerleştirilmesiyle doğurmayı başardı.
|