Klasik evlenme törenlerinin dışında, o günü farklı kılıp ilginç bir nikah töreni yapalım diyenleri sizin için araştırdık. İşte tiyatro sahnesinde, su altında, havada ve yunuslar eşliğinde evlenen çiftlerin sıradışı hikayeleri…

Yunuslar eşliğinde

Kemer Dolphinarium Yunus Gösteri Merkezi’nde zihinsel ve bedensel engelli çocukları eğiten terapistler Koray İşcanoğlu ve Sinem Yolpaz’ın iş arkadaşları yunuslar eşliğinde nikahı…

“Sinem’le 2001 yılında 1. sınıfta, üniversitemizin ‘Hoş Geldin Partisi’nde tanıştık. İlk görüşte aşık oldum. Evlilik teklifim klasik evlenme tekliflerinden farklı oldu. İlişkimizin 6. ayında Antalya sahilinde yıldızlara bakarken ona dönüp, ‘Benim eşim olur musun?’ dedim. O da, ‘Bu nasıl evlilik teklifi, diz çökmedin, gülüm yok mu?’ dedi ve ‘Evet’ diyerek boynuma sarıldı. Ardından 2002 yılında ‘Yunus Terapi Eğitimi’ almak için Almanya’ya gittik. Şu anda dünyanın her yerinden gelen zihinsel ve bedensel engelli çocukları yunuslarla yüzdürüyoruz. Eşim: ‘İyi ki Antalya’ya okumaya geldim, çünkü iki aşkımı da burada buldum’ der. Birincisi ben, ikincisi ise yunuslar. Çünkü yunuslar eşimin ‘Flipper’ dizisinden sonra hayali olmuş. Hep yunuslarla ilgili bir bölümde okumak, onlarla çalışmak istemiş. Şimdi beş yıldır Kemer Dolphinarium’da dünyanın en güzel canlılarıyla çalışıyoruz. Çiftler sevdiklerini aralarında görmek isterler. İş arkadaşlarımızı nikah salonuna getiremeyeceğimizden biz onların yanına gidelim dedik. Yunuslarımız olmadan ‘Evet’ diyemezdik. Yunusların bizi öperek kutlamaları, alkış tutarak, taklalar atarak sevinçlerini göstermeleri nikahımızı niye burada yaptığımızın en açık ifadesiydi. Yurt dışından terapi alan 50 kişi nikahı görmek için Türkiye’ye geldi. 17 Eylül 2006’da Kemer Dolphinarium Yunus Gösteri Merkezi’nde evlendik.” Koray İşcanoğlu

Tiyatro sahnesinde

Tiyatro sanatçısı Tuna Arman ve iş adamı Tunç Algan’ın ilginç tanışma ve evlilik hikayesi…

“27 Ekim 2006 Cuma akşamı, Barbaros Bulvarı’nda, 12 yaşındaki oğlumla bir trafik kazası geçirdik. Biz polisi beklerken kaza yaptığımızı görenler de bize yardımcı olmaya çalışıyorlardı. İşte tam o sırada bir araç yanımıza yanaştı ve durdu. Arabadan inen kişi yanımıza yaklaşarak ‘Geçmiş olsun, bir şeye ihtiyacınız var mı?’ diye sordu. Ben de ‘Hayır, teşekkür ederiz, polisi bekliyoruz’ diye karşılık verdim. Bu kişiden etkilenmiş, sanırım ilk görüşte de aşık olmuştum. Hayatımda ilk kez aşık oluyor ve anlamlandıramadığım garip bir duygu yaşıyordum. O bizimle sohbet ediyor, oysa ben yüzüne bile bakamıyordum. İşte tanışmamız böyle enteresan bir şekilde oldu ve ilişkimiz o gün itibariyle başladı. Aradan bir hafta geçti ve kaza mahallinde yolun ortasında söz yüzüklerimizi taktık. Ben evlenmeyi düşünmüyordum, çünkü oğlumla kurduğumuz dünyamız bana yetiyordu. Ama oğlum tekrar evlenmemi çok istiyordu. Neticede birlikte bir hayat kurmamız için bana evlnme teklifi ederken, eşimin elinde nişan yüzükleri vardı. Tabii yine aynı yerde; yolun ortasında taktık yüzüklerimizi. Beş ay sonra da 22 martta yani doğum günümde evlendik. Özellikle yeniden doğduğumu hissettiğim için bu tarihi seçmiştik. Her şeyin çok güzel ve özel olmasını istediğimden mesleğimi icra ettiğim yerde, tiyatro sahnesinde nikah ve kokteyl yapmayı tercih ettik. Umarım herkes hak ettiği mutluluğu yaşar.” Tuna Arman

Su altında

Memorial Hastanesi Anlaşmalı Kurumlar ve Yurt Dışı Pazarlama Koordinatörü Zeynep Emüce ve Atlasmed Genel Müdürü aynı zamanda Lacivert Dalış Merkezi Eğitmeni ve Rehberi Özkan Öncersoy’un su altındaki anlamlı nikahı…

“Eşimle 17 Ağustos 1999 depreminde, yardım çalışmaları sırasında tanıştık. İki yıl içerisinde ilerleyen arkadaşlığımız sonrasında ‘Biz iyi anlaşan bir çiftiz, artık evlenelim’ kararı aldık. Evlenme teklifi benden geldi ve önce 17 ağustosta resmi nikahımızı kıydık. Sağdıcım, en yakın arkadaşım, Nurettin Sarıgöz, evlilik kararını çok zor alan bir çift olarak hem karada hem denizde bu birlikteliği sağlamlaştıralım esprisi ile su altında da nikah yapmamızı önerdi. Dalış organizasyonu ile birlikte su altı nikah hazırlıklarına Zeynep’ten gizlice başladık. Maalesef beklenmeyen bir kaza sonucu Nurettin’i kaybettik ve bu fikri bize veren arkadaşımızın yokluğunda su altında evlenme kararından vazgeçtik. Evliliğimizi ertelemeyi bile düşündük, fakat sonra bu hayali gerçekleştirmemizin onu daha da mutlu edeceğini düşünerek su altındaki nikahtan vazgeçmemeye karar verdik. Deniz Feneri Dalış Merkezi sahibi Bülent Yıldırım ve ekibi ile 30 ağustosta, zor şartlar altında Gökçeada’nın Kefaloz koyunda, toplam 46 dalıcı ile gerçekleştirdik. Su altında yapılan nikahımızda Zeynep gelinliğini, ben de takım elbisemi dalış kıyafetlerimizin üzerine giydik. Zeynep gelinliğini giymekte zorlanmasa da ben takım elbisemi giyerken oldukça komik anlar yaşadım. Seremoni kıyıdan itibaren sağlı ve sollu dizilen arkadaşlarımızın oktopuslarından çıkarttıkları kabarcıklar arasından geçerek başladı. Önceden su altına indirilen bir plastik masa etrafında şahitlerimizle ve nikahımızı kıyacak olan Şükret Kaptan’la yerlerimizi aldık. Su altında konuşamayacağımız için iki yazı tahtası kullanarak konuşmaları gerçekleştirdik. Su altında tüm dalıcılara nikahtan sonra birlikte dans etmeye başladık. Bu organizasyonda su altına dalan arkadaşlarımız dışında bizi suyun üzerinden takip eden 15-20 arkadaşımız daha oldu. 1 Eylül 2002’de su altı nikahımızı gerçekleştirdik. Böyle bir aktivite ile şimdi 3 yaşında olan oğlumuz Deniz Öndersoy’a güzel anılar bıraktığımızı düşünüyoruz.” Özkan Öndersoy

Bulutlar arasında

Oyuncu Pınar Kulaçoğlu ve İstanbul Havacılık Kulübü Yönetim Kurulu Başkanı ve Robotics’de Bilgisayar Mühendisi Turgut Kulaçoğlu’nun nikahı…

“Eşimle 2000 yılında bir iş seyahati sırasında, Adana’da ayrı iş toplantılarımızın olduğu otelin lobisinde, kahve molası sırasında tanıştık. Daha sonra Adana’ya her gidişimde seyahati hafta sonuna denk getirip, görüşmeye başladık. Ben ona pilotluk hobimden, yaptığımız ilginç hava uçuşlarından bahsederdim, o da bana Adana’yı anlatır ve gezdirirdi. Evlenme teklifini 2001 yılı yaz ayı başında, İstanbul Havacılık Kulübü’nden tuttuğum uçakla, İstanbul üzerinde romantik bir uçuş gerçekleştirdiğimiz esnada yaptım. O sırada ikimizde de kulaklık vardı. Dahili konumdan ‘Benimle evlenir misin?’ diye sordum. Çok şaşırmıştı, gözlerindeki gülümseme benim için yeterli cevap olmuştu. Evlenmemiz ise yine uçakta ve arkadaşlarımın önerisiyle oldu. Nikahı, kulüp üyelerimizden Korhan Abay’ın jestiyle onun altı kişilik uçağında gerçekleştirdik. Aileler alışıldık bir tören göremeyecekleri için pek istekli değillerdi ama arkadaş çevremizin çok hoşuna gitti bu fikir. Hem farklı bir deneyim yaşanacak olması, hem de amatör havacılığın duyulup sevilmesine katkıda bulunacak olmamız övgüyle karşılanmıştı. Nikah gününü meteorolojiden görüş alarak belirledik. Sabiha Gökçen Havaalanı’na geldiğimizde neredeyse tüm meydan personeli, kalabalık bir basın grubu ve Havacılık Kulübü üyeleri karşıladı bizi. Nikah memuru dahil beş kişi havalandık. Nikah memurumuz daha önce hiç uçmadığı için oldukça tedirgindi. Uzunca bir süre telkin ettikten sonra ve Boğaz üzerine geldiğimizde tedirginliğini üzerinden attı ve cüppesini giyip merasimi başlattı. Uçaktaki sınırlı yer sebebiyle basın mensubu arkadaş ve kaptan pilotumuz Korhan Abay ikinci bir iş olarak nikah şahitliğimizi yaptı. Uçakta sınırlı yer olduğundan davetli sadece basın mensubuydu. Nikah merasimi tamamlandığında Boğaz üzerinde uçuyor ve telsizden tebrik çağrıları alıyorduk. Önce Korhan kaptanın bir şakası zannettik. Etrafa bakınca Havacılık Kulübü uçaklarından beş tanesinin kol uçuşunda bizi takip ettiğini ve telsizden bizi dinlediklerini anladık. Çok mutlu olduk bu jest karşısında.” Turgut Kulaçoğlu


Kaynak: Cosmopolitan Bride