Seversintabi.com Türkiye'nin En Büyük Forumu Bence Seversin Tabi
 

Go Back   Seversintabi.com Türkiye'nin En Büyük Forumu Bence Seversin Tabi > Eğitim - Öğretim > Fizik
Yardım Topluluk Takvim Bugünki Mesajlar Arama

gaziantep escort gaziantep escort
youtube beğeni hilesi
Cevapla

 

LinkBack Seçenekler Stil
  #1  
Alt 3 December 2008, 12:33
Senior Member
 
Kayıt Tarihi: 21 September 2008
Mesajlar: 15,180
Konular:
Aldığı Beğeni: 0 xx
Beğendiği Mesajlar: 0 xx
Post Interferon

RADYASYONUN CANLILARA ETKISI

Radyasyon bir çok insanin düsündügü gibi 1900’lü yillarda kesfedilmesi ile ortaya çikan bir tehlike degildir. Tam aksine ilk çaglardan beri vardir. Ancak, teknolojinin ve sanayilesmenin gelismesi, uranyum elementinin eldesi ve kullanilmasi ile radyasyonun etkileri giderek artmistir.

Radyasyon üreten bir çok kaynak vardir. Bunlardan televizyon gibi elektronik cihazlar, X–isini üreten tibbi ve endüstriyel röntgen cihazlari en *** karsilasilanlardir. En önemli bir baska radyasyon kaynagi da nükleer reaksiyonlardir. Nükleer denemelerde (atom ve hidrojen bombalari) reaksiyon sonucu olusan ürünler radyoaktif olduklarindan reaksiyonlar dursa da radyasyon uzun zaman devam eder.

Diger bir radyasyon kaynagi ise uzaydir. Günes ve yildizlarin enerjisi nükleer reaksiyonlardan (füzyon) kaynaklanir. Dünyamiza uzaydan isi ve i*** ile birlikte nükleer radyasyon da gelir. Dünyaya gelen bu tür isinlara kozmik radyasyon denir. Atmosferdeki ozon tabakasi tarafindan bu radyasyonun çogu sogurulsa da az bir kismi yeryüzüne ulasir. Kisacasi radyasyondan kaçinmak mümkün degildir. Radyasyon denince ilk akla gelen X ve gama isinlaridir. Her iki isininda enerjisi çok yüksektir. Bu yüzden bu isinlarin maddelere nüfuz etme özellikleri çok fazladir.

Alfa ve beta isinlari atomun çekirdeginden kaynaklanan radyoaktif isinlardir. Her iki isin da belirli bir kütleye sahiptir. Alfa ve beta isinlari kütleleri ve elektriksel yüklerinden dolayi, X ve gama isinlarina göre, maddelere daha az nüfuz ederler. Ancak, bu isinlarin iyonlastirici etkileri daha fazladir. Nötron ve proton ise kütleleri alfa isinlarinin dörte biri kadar olan nükleer taneciklerdir. Çesitli nükleer reaksiyonlar sirasinda çekirdekten kopan nötron ve protonlar insan sagligi için en tehlikeli radyasyonlardir. Özellikle nötron, elektrik yükü olmadigindan çok büyük nüfuz etme özelligine sahiptir. Buraya kadar kaynagini ve özellligini anlattigimiz radyoaktif isinlarin insan vücuduna etkisi bu isinlarin hareketleriyle ilgilidir.

Uzayda saniyede yakla*** 300.000 km gibi çok yüksek hizlarla hareket eden bu isinlar kolaylikla insan vücuduna nüfuz edebilir ve vücudu olusturan biyolojik hücrelere hasar verebilirler. Ayrica, bu isinlarin hücrelerin kimyasal yapilarini degistirmeleri de mümkündür. Özellikle elektrik yüklü isinlar saniyenin binde biri gibi çok kisa süre içinde hücre moleküllerini parçalayip iyonlarina ayristirabilirler. Bununla birlikte, etrafta bulunan diger hücreleri de fizyolojik görevlerini yapamaz duruma getirebilirler. Bütün bunlarin sonucunda radyasyona maruz kalan bir hücre ya ölür veya islevini yitirir. Aslinda az sayida hücrenin ölmesi önemli degildir. Çünkü, normal yasamda yipranan hücrelerin ölümü ve yerlerine yenilerin dogmasi dogaldir. Ancak, yüksek radyasyon sonucu çok sayida hücrenin aniden ölmesi veya normal çalismasinin bozulmasi canlinin sagligini önemli ölçüde etkileyecek bir olaydir.

Hayati önemi fazla olan dokularda (kemik iligi, dalak, kan ve üreme hücreleri) radyasyonun etkisi daha erken görülür. Çünkü, bu hücreler daha çabuk çogaldigindan bir hücredeki hasar, sakat dogan yeni hücrelerle çig gibi büyür. Bu ise uzun bir zaman dilimi içerisinde her an bir tümör olarak sonuçlanabilir. Radyasyonun kanserojen etkisi bu sekilde ortaya çikmaktadir.

En büyük tehlike ise hücre çekirdegi içindeki DNA’larin bozulmasidir. DNA’lardan olusan kromozomlarin yapilarinin degismesi, tasidigi sirlarin kaybolmasi ve yeni genetik yapili hücreler haline dönüsmesi sonucunda ebeveyne benzemeyen yeni bir genotip ortaya çikar. Bu farklilasmaya mutasyon adi verilir. Eger bu durum, bireyin üreme hücrelerinde gerçeklesirse radyasyondan kaynaklanan bu degi***lik gelecek nesillere de aktarilir.

Yüksek dozda radyasyona maruz kalmis bireylerde görülebilecek baslica hastaliklar sunlardir: Kanda ve kan yapan organlarda tahribat (anemi, lösemi), ciltte ates yanigini andiran yaralar, gözde katarakt, kisirlik, kanser ve kalitimsal bozukluklar.

Bir insan vücudunun kisa bir süre belirli bir radyasyon dozuna maruz kalmasi sonucu görülebilecek rahatsizliklar ise kisiden kisiye degisebilir. Ancak, bu rahatsizliklarin genel özellikleri su sekilde özetlenebilir:

50 rem gözlenebilir bir biyolojik etki meydana getiren en küçük radyasyon dozudur. Bu doz kandaki akyuvar sayisinda geçici bir degi***lik meydana getirir.

100 – 200 rem arasinda radyasyona maruz kalan bir insanda 3 saat içerisinde kusma ile birlikte yorgunluk ve istahsizlik görülür. Bu tür hastalarda bir kaç hafta içinde iyilesme gözlenir.

300 rem radyasyon dozuna maruz kalan kisilerde 2 saat içinde kusma ve halsizlik baslar. Yakla*** 2 hafta sonra ise saçlar dökülmeye baslar. Bir ay ile bir yil arasinda bu kisilerin %90’i iyilesir. Vücut tarafindan alinan radyasyon dozunun artmasiyla gözlenen etkiler daha belirgin ve ciddi olmaya baslar.

400 rem radyasyon dozuna maruz kalan kisilerde bir kaç saat içerisinde baslayan bulanti ve kusma dönemini istahsizlik, halsizlik, ates ve saç dökülmesi izler. Yakla*** iki hafta sonra agizda iltihaplanma görülür, ishal ile birlikte hizli kilo kaybi baslar. Bu dozda radyasyona maruz kalan fertlerin %50’si 2 ile 4 hafta içinde ölür.

Doz 600 rem’e çiktiginda ise ölüm orani %90’a çikar. Kalanlarin iyilesmesi ise çok uzun süren tedaviler gerektirir.

Radyoaktif isinlarin zararlari yaninda bir çok yararlari ve kullanim alanlari da mevcuttur.

Radyoaktif izotoplar ile radyoaktif olmayan izotoplarin kimyasal özellikleri aynidir. Bundan dolayi radyoaktif izotoplar izleyici olarak kimya arastirmalarinda yaygin bir sekilde kullanilirlar. Örnegin bitki besin maddesine az miktarda katilan radyoaktif özellige sahip fosfor – 32 izotopu ile, fosforun bitki tarafindan kullanilmasi izlenebilir. Izleyiciler özellikle tarimda kimyasal gübrelerin en uygun bilesiminin kullanim biçiminin bulunmasinda büyük önem tasir.

Ayrica, bir kimyasal tepkimenin mekanizmasi ya da bir bilesigin yapisi çogu zaman deneylerde radyoaktif izleyiciler kullanilarak aydinlatilir. Örnegin karbon – 14 izotopu ile fotosentez olayi incelenmis ve CO2’nin sekerlere ve nisastalara dönüsümü hakkinda genis bilgi edinilmistir.

Radyoaktifligin isinim etkilerinden yararlanilan uygulamalarin basinda isin (Curie) tedavisi gelir. Bu yöntem kanser ve benzeri habis tümörlerin yok edilmesinde kullanilir. Bu tedavi için en çok kullanilan radyoaktif izotop bir gama yayimlayicisi olan kobalt – 60 izotopudur.

Radyoaktif izotoplar hastaliklarin teshisinde de kullanilir. Örnegin günümüzde yaygin olarak kullanilan pozitron isin tomografisi (PET scan) özellikle beyindeki bazi hastaliklarin teshisinde kullanilir. Bu yöntemde hastaya çok az miktarda karbon – 11 izotopu içeren glikoz (C6H12O6) verilir. Daha sonra glikoz ile beyne giden karbon –11 izotopunun yapmis oldugu pozitron isinlarini belirlemek için beyin tomografisi çekilir. Bu yolla beyindeki anormallikler teshis edilebilir.

Radyoaktif iyot – 131 izotopu tiroid bezi ile ilgili hastaliklarda kullanilir. Hastaya iyot –131 izotopu içeren NaI çözeltisi verilir. Kan dolasimindaki bu izotopun vücuttaki hareketi radyasyon algilayicilariyla izlenir. Bunun sayesinde tiroid bozukluklari tiroid kanserleri, böbrek ve karaciger hastaliklari teshis edilebilir.

Radyografi radyoaktif isinlar yardimiyla film veya duyarli plaka üzerinde görüntü elde etme yöntemidir. Bu yöntem tipta röntgen çekimi olarak bilinir. Röntgen çekiminde elektronik cihazlarin ürettigi X–isinlari kullanilir.

Endüstriyel radyografi de ise iridyum – 192 ve kobalt – 60 gibi radyoizotoplarin ürettigi gama isinlari kullanilir. Bu isinlar ile ****l ve plastik levhalarin kalinliklarinin ölçülmesi, iç yapilarinin incelenmesi mümkündür.

Radyoizotoplarin diger bir kullanim alani ise petrol sanayisidir. Örnegin bir petrol boru hattinda akisa katilan az miktarda radyoizotop ile borunun disindan akisi izlemek mümkündür. Ana boru hattindan benzin, gaz ve motorin gibi petrol ürünleri arka arkaya gönderilebilir. Aktarilan ürünlerin son kisimlarina konulan radyoizotoplar sayesinde boru hattinin diger ucunda bir ürünün bitip diger ürünün basladigi anlasilabilir.
Alıntı ile Cevapla
  #2  
Alt 3 December 2008, 12:34
Senior Member
 
Kayıt Tarihi: 21 September 2008
Mesajlar: 15,180
Konular:
Aldığı Beğeni: 0 xx
Beğendiği Mesajlar: 0 xx
Post Cvp: Interferon

İNTERFERON



İnterferon, virüslere karşı bir savunma tepkisi olarak vücut hücreleri tarafından üretilen, birbirine yakın birkaç proteinin adı. Virüslerin hücre içinde çoğalmasını önleyen interferonlar, vücudun en hızlı üretilen ve bu tür organizmalara karşı en önemli olan savunmadır. Virüs enfeksiyonlarının pek çoğunun insanlarda yaşamsal tehlike yaratmaması, aslında interferonların etkisinin sonucudur.

Bütün omurgalı hayvanlar ve olasılıkla da omurgasızlardan bazıları interferon üretir. İnteferon ancak hücrelerin bir virüs ya da başka bir yabancı madde tarafından uyarılması sonucu üretilir; buna karşılık interferon virüslerin doğrudan doğruya çoğalmasını engellemez. Bir hücrenin virüs saldırısına uğraması, interferon üretimine ilişkin depo edilmiş bilgiyi taşıyan DNA’sındaki bir geni etkin duruma getirir; hücre bir saat kadarlık bir süre içinde çok küçük miktarlarda interferon üreterek salgılamaya başlar. Bu interferonun uyardığı çevredeki öbür hücreler, protein sentezi süreçlerini, virüsün hücrelerin içinde artık bölünemeyeceği bir biçimde değişikliğe uğrataran proteinler üretir. Bunun sonucu, virüsün hücre içinde daha fazla üremesi engellenir. Hayvanlarda virüs hastalıklarının çoğunun doğal olarak iyileşmesi ile interferon arasında önemli bir nedensel ilişki saptanmıştır.

Üç ayrı interferon tipinden hangisinin üretileceğini, interferon üreten hücrenin tipi ile interferon üretimini uyaran virüs tipi belirler. Alfa ve gamma interferonlar esas olarak, bir akyuvar tipi olan lenfositler tarafından üretilirken, beta interferonlar vücut hücrelerinin çoğu tarafından üretiliyor olabilir.
Alıntı ile Cevapla
Cevapla




Saat: 11:37


Telif Hakları vBulletin® v3.8.9 Copyright ©2000 - 2024, ve
Jelsoft Enterprises Ltd.'e Aittir.
gaziantep escort bayan gaziantep escort
antalya haber sex hikayeleri Antalya Seo tesbih aresbet giriş vegasslotguncel.com herabetguncel.com ikili opsiyon bahis vegasslotyeniadresi.com vegasslotadresi.com vegasslotcanli.com getirbett.com getirbetgir.com
ankara escort ankara escort ankara escort bayan escort ankara ankara escort çankaya escort ankara otele gelen escort eryaman escort eryaman escort eryaman escort kızılay escort çankaya escort kızılay escort ankara eskort
mecidiyeköy escort

Search Engine Friendly URLs by vBSEO 3.6.0 PL2