#1
|
|||
|
|||
Kuryeler Karaman’a para taşıdı 4.5 milyon euro şirketlere aktı
Kuryeler Karaman’a para taşıdı 4.5 milyon euro şirketlere aktı Hilal ÖZTÜRK / VATAN Kanal 7’nin patronu Zekeriya Karaman, Almanyada’ki Deniz Feneri’nden kendisine para aktarıldığını her fırsatta yalanladı. Ancak Deniz Feneri e.V davasının gerekçeli kararı, Karaman’a kuryelerle çanta çanta para taşındığını ortaya çıkardı. Almanya’daki Deniz Feneri e.V davasının gerekçeli kararında, Kanal 7 Yönetim Kurulu Başkanı Zekeriya Karaman’a kuryelerle çanta çanta para taşındığı özellikle vurgulanıyor. Karara göre, Karaman’ın Kanal 7’nin Eyüp’teki binasındaki odasına kuryelerle toplam 4 milyon 504 bin euro götürüldü. Karaman’ın yardımcıları Harun Kapuyoldaş’a 400 bin, Mustafa Çelik’e ise 10 bin euro gitti. Böylece bugüne kadar bağış paralarını aldığını inkar eden Karaman da, Alman mahkemesinin gerekçeli kararıyla yalanlanmış oldu. Karaman Deniz Feneri e.V’yle ilgisi olmadığını ileri sürse de, gerekçeli kararın hemen her sayfasında şifrelendiği ‘a’ harfi geçiyor. Alman yargısının “yüzyılın bağış yolsuzluğu” olarak adlandırdığı olayda Karaman’ın “öncelikli rolü” olduğu da vurgulanıyor. Karar Ankara Başsavcılığı için Akman, Karaman ve diğer Kanal 7 yöneticilerinin mal varlıklarını soruşturan MASAK’a da yol haritası olacak... Euro’ları TV çalışanları ve Gürhan’ın ailesi taşıdı İşte kararın 9. sayfasından çarpıcı satırlar: Nakit para büyük ölçüde kuryeler tarafından Türkiye’ye nakledilmiştir. Bankadan çekilen paralar kuryelere Almanya’da teslim edilmiştir. Kuryeler paraları Türkiye’ye taşımışlar ve Kanal 7 isimli televizyon kanalının binasında teslim etmişlerdir. Nakit para nakliyeleri için kurye olarak, sanıkların yanı sıra, Almanya’da bulunan Kanal 7’nin çalışanları ve Gürhan’ın aile bireyleri de görev almışlardır. Haklarında ayrıca soruşturma yapılan Karaman’a, ek muhasebenin kayıtlarına göre toplamda 4 milyon 504 bin euro teslim edilmiştir. Hakkında ayrıca soruşturma yapılan Harun Kapuyoldaş nakit para kuryeleri tarafından 400 bin euro, Mustafa Çelik’e 10 bin euro teslim edilmiştir. Türkiye’deki Kanal 7 isimli televizyon kanalının sorumluları, paranın tesellüm ilmühaberini (alındı makbuzu) prensip itibariyle imzalamamışlardır. Geminin parası da bağışlardan geldi Gerekçeli kararda, daha önce VATAN’ın yazdığı gibi Atlas 1 gemisinin de bağış paralarıyla alındığına yer veriliyor: Sanık Mehmet Taşkan, eski işvereninden (bu kişinin Santour’un sahibi Mehmet Koç olduğu iddianamede anlatılıyor) 2006 yılının sonunda, Letonya’da bir feribotun müzayedeye çıkartılacağını öğrenmiştir. Taşkan bunu, bu feribotun biletlerini 7. limitet şirketi (Atlas Media Marketing) üzerinden kâr getirecek şekilde satışa sunulabileceği fikrine sahip olduğunu Gürhan’a bildirdi. Gürhan bu ticari fikri, haklarında ayrıca soruşturma yapılan Çelik, Karahan ve Karaman ile Türkiye’de görüştükten ve kendilerinden destek gördükten sonra, feribotu 4. limitet şirket (Euro 7) için satın alma kararı almıştır. Kendisi bu amaçla Taşkan’la birlikte Letonya’ya uçmuştur. “Baltic Kristina” (Atlas 1) isimli feribotun, artırımında bulundukları 1 milyon 366 bin euro tutarındaki alım fiyatını ise, euro 7 yeterli miktarda nakit paraya sahip olmadığından, bağış paralarından temin etti. İleriki tarihlerde Vakıf Bank’tan alınan 1 milyon 700 bin euro tutarındaki kredi, yalnızca resmi muhasebede feribotun alımı için kullanıldı. Fakat bu krediden gerçekte, özellikle tamirat ve nakliye masrafları ödendi. Karaman gemi alımıyla ilgili şunları söylemişti: “...Mehmet Gürhan bu gemi alımı sırasında Frankfurt’taki bankadan başlangıçta 1 milyon, daha sonra da 1 milyon 200 bin euro kredi aldı. Bu kredinin işte 1 milyon 300 bin küsuru gemi için kullanıldı. Kalan 400 bin euro da kendi kasasında varmış. Ele geçirilen para da bu kredinin bir parçasıdır.” Karaman’a öncelikli bir rol tayin edilmiştir Bağışlar vasıtasıyla toplanan paraların kullanımı hakkında, Zekeriya Karaman, Mustafa Çelik, İsmail Karahan ve Harun Kapuyoldaş karar vermişlerdir. 1. anonim şirket (Yeni Dünya Şirketi) yönetim kurulu başkanı sıfatıyla burada Karaman’a öncelikli bir rol tayin edilmiştir. Para, alınan bu karar dolayısıyla kısmen yardıma muhtaç şahıslara destek vermek amacıyla kullanılmıştır. Fakat bağışlardan toplanan paranın büyük kısmı, Gürhan’ın Almanya’daki Kanal 7’nin sorumlularıyla kurmuş olduğu sermaye şirketlerinin ekonomik faaliyetleri için kullanılmıştır. (Gerekçeli kararda şifrelenen şirketler arasında Euro 7, Atlas Media, Weiss Handels, European Consulting gibi şirketler yer alıyor.) Sanık Gürhan tek başına karar verici değildi Mehmet Gürhan, Almanya’da yönetici pozisyonunda olmasına rağmen, maddi olarak para kaynağının nasıl kullanılacağına tek başına karar verememektedir. Ancak kendisi karar verme süreçlerine dahil edilmiştir. Toplum yararına olmayan amaçlar için harcanan 14 milyon 73 bin euro, sanık Gürhan bir açıklama yapmadığından, gayri resmi muhasebe genelde Türkiye’de tutulduğundan, sanık Ermiş ek muhasebeye yalnızca kısıtlı erişimi bulunduğundan saptanamamıştır. Suçun işlendiği tarihte Akman ve Karaman ortak Gerekçeli kararın 11 ve 12. sayfalarında “7. limitet şirket” olarak şifrelenen Atlas Media Marketing GmbH’ın, 50 bin Euro tutarındaki esas sermayesinin yardımseverlerin yaptıkları bağışlardan karşılandığı anlatıldı. Bu şirketle Kanal 7 Int. isimli televizyon kanalı üzerinden özellikle dini içeriğe sahip DVD, otel konaklaması ve uçak bileti satışı yapıldığı anlatılan kararda, “Suçun işlendiği tarihlerde şirketin hissedarları arasında İsmail Karahan (c), Zahid Akman (d), Mustafa Çelik (b), Zekeriya Karaman (a) ve Mehmet Gürhan’ın (A)” olduğu vurgulandı. RTÜK Başkanı Zahid Akman avukatı aracılığıyla yaptığı yazılı açıklamada gerekçeli kararda “hakkında ayrıca kovuşturma yapılan” kişi olarak ifade edilmediğini ileri sürdü. Oysa “d” olarak şifrelenen Akman, gerekçeli kararın 2’nci ve 4’üncü sayfalarında “gesondert Verfolgten” yani “ayrıca soruşturulan” ya da “ayrıca takip edilen” ifadesiyle yer aldı. Gerekçeli karar MASAK’A yol haritası gibi Gerekçeli kararda bağış paralarının hangi yöntemlerle Türkiye’de nerelere gittiği açıklanıyor. Şirket, sanık ve hakkında soruşturma yapılan kişilerin isimleri ise şifrelenmiş. Ancak iddianameyle karşılaştırıldığında hangi harf ya da sayıyla neyin kastedildiği çözülebiliyor. İşte MASAK müfettişleri bu gerekçeli karardan yararlanarak Akman, Karaman ve diğer şüphelilerin mal varlıkları üzerindeki incelemeyi yapabilecek. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nca yürütülen soruşturma kapsamında istenen rapora, gerekçeli karar yol gösterecek. Sadece 2.7 milyon euro emniyete alınabildi 5 Nisan 2007 tarihinde gerçekleştirilen aramalar ve el koyma tedbirlerinin akabinde, derneğin gelirlerinden kalan yaklaşık 2 milyon 700 bin euro tutarında banka alacak kayıtları ve nakit para emniyet altına alınabilmiştir. Toplanan paranın gerisi, işletme giderleri, maaşlar, reklam, seyahat harcamaları için harcanmıştır. Sanıklar, bağışlar aracılığıyla hesaba yatan paraların gerçek kullanımını kamufle etmek amacıyla, Deniz Feneri e.V. adına Almanya’da tutulan banka hesaplarından sistematik bir şekilde nakit çekimlerde bulunmuşlardır. Bu nakit çekimler sayesinde, derneğin banka hesaplarından para akışlarının gerçekten ne amaçla kullanıldığının anlaşılması mümkün olmamıştır. Cemaate satılan hisse senetleri geri alındı Bağış paraları bunun haricinde Kanal 7 isimli televizyon kanalının işletme ortağı olan 1. anonim şirketinin (Yeni Dünya İletişim), Türkiye’de ve Almanya’da satışa sunduğu hisse senetlerinin geriye satın alınması için kullanıldı. Bu hisse senetleri ortaklığın elde ettiği kârlara katılmaya hak tanıyordu. Bu hisse senetleri Almanya’da özellikle M.G.’nin (Vatan’ın notu: Bu ifadeden Milli Görüş kastediliyor) cemaatlerinde satışa sunulmuştur. Vatan |