#1
|
|||
|
|||
Türbanlıya 'Hayır' demek faşistlik
CHP İstanbul İl Başkanı Tekin: "Kadınlara kafalarının dışındaki örtü nedeniyle uzak durmak yerine kafalarının içindeki dünya görüşüne göre yaklaşıyoruz" dedi
Ecevit Kılıç'ın röportajı Bu haftaki röportaj konuğumuz CHP İstanbul İl Başkanı Gürsel Tekin. Çünkü Tekin, 10 gündür konuşulan CHP'nin türban açılımının mimarı. Gazete ve TV'lerde demeçleri yer aldı. Ancak her ne kadar seçim rantı olarak nitelendirilse de bu siyasi ortamda, bu açılımın arkasındaki isimle detaylı bir röportaja ihtiyaç vardı. Bu çıkışın ciddi bir altyapısı mevcut mu? Yoksa seçimlere yönelik mi? Üniversitelerdeki türban sorununa dair çözümleri var mı? Hem türban yasağını Anayasa Mahkemesi'ne götürmek hem de çarşaflıları üye yapmak çelişki değil mi? Gerçekten bu kadınların CHP'ye yönelik bir ilgisi var mı? Bu açılım rozetle mi sınırlı kalacak? Bununla neyi hedefliyor? Şunu kabul etmek lazım Tekin, daha önceki CHP yöneticilerinden farklı. O fark da; halkla iç içe olması. Konuşurken de bir siyasetçiden çok halk diliyle konuşuyor. En çok da yoksulların yaşadığı varoşlarla ilgileniyor. Çarşaf veya türban açılımının arkasında da bu var. * Çarşaflı açılımın mimarı siz misiniz? Sadece ben değilim. Altyapısını ilçe başkanlarımız hazırladı. * Ne zaman başladınız? Bir yıl önce il başkanı olduğum Ekim 2007'de başladık. İlk katılım törenimizi Bostancı Gösteri Merkezi'nde yaptık. Katılanların içinde başörtülü ve türbanlılar da vardı. 'SEÇİM YATIRIMI DEĞİL' * Açılımınız yerel seçimlere yönelik mi, yoksa ciddi bir altyapısı var mı? Seçimlere yönelik değil. Çünkü göreve başladığımızda Cumhuriyet Halk Evleri'ni açtık. Sosyal sorumluluk projesi. Sadece Kağıthane'deki halkevi 5 bin kişiye hizmet veriyor. Tamamı da kadın ve çocuk. O bölgedeki kadınların yüzde 95'i kapalı. Anadolu'dan gelmiş yoksulluk çeken insanlar. Sosyal yaşamdan uzak tutulmuş bölgelerde adeta dört duvar arasına sıkışmışlar. Bu kadınların çoğu hiç denizi görmemiş. Sinemaya hiç gitmemiş. Bir anlamda yaşamdan tecrit edilmiş insanlar. AKP belediyeciliği kapattı bu insanları. CHP olarak "Kendimizi bu insanlara ifade etmeliyiz" dedik. * Türban yasağını CHP, Anayasa Mahkemesi'ne götürdü. Burada bir paradoks yok mu? Kamusal alanda simge olmasına, devlet kurum ve kuruluşlarında referans olarak kabul edilmesine karşıyız. * Üniversitelerde türbana karşı mısınız? İdeolojik yapıya bürünmemiş olsaydı üniversitelerde sorun olmadan, kendi içinde rahatlıkla çözülebilirdi. Türbanı bir siyaset aracı olmaktan çıkardığımız an, üniversitelerde sorun olmaktan da çıkacaktır. * Peki, size gelen çarşaflı kadınlarla ideolojik olarak türban takanları nasıl ayırıyorsunuz? Rozet taktığımız kadın için örtünme giyinme biçimi. Anadolu'da edindiği giyim alışkanlığını değiştirmemiş samimi bir kadının, samimi günlük hali. Bırakın türbanı, kara çarşafa girse bile siyasi sembol olarak tercih etmediği sürece bizim için kabuldür. Bırakın bizi herkesin kabul etmesi gereken bir samimiyettir. O FOTOĞRAF ÇOK SAMİMİ * Kriteriniz bu samimiyet mi? Evet. Biz bu samimiyeti arıyoruz. Kadınlara kafalarının dışındaki örtü nedeniyle uzak durmak yerine, kafalarının içindeki dünya görüşüne göre yaklaşmak gerek. O nedenle kimse buna "Yerel seçimler öncesi türbanlıları kafalama taktiği" demesin. Rozet taktığımız o fotoğraf Türkiye için çok önemli. O fotoğraf bu samimiyetin göstergesi. İnsanlar bu samimiyete inansın lütfen. * Bu açılım neden daha önce değil de şimdi? CHP artık bu insanlar için çekim merkezi. Burada asıl kırılma AKP'de. Oradan bize geldiler. "Biz CHP'ye katkı sunmak istiyoruz" diyorlar. Bir partinin bundan mutlu olması gerekir. Bize gelen insanlara "İyi de sen türbanlısın" diyebilir miyiz? Böyle bir faşist anlayış olur mu Allah aşkına. Türkiye bu korku tünelini yarıp geçmek zorunda. 30 yıldır bu korku tünelinde yaşıyoruz. Geçtiğimiz günlerde Akfırat'a gittim; AKP'nin yüzde 96 oy aldığı yer. Hiçbir siyasi parti oradan aday çıkaramamış. Böyle bir anlayış olabilir mi, başka bir dünya mı orası, tecrit mi edeceğiz o insanları? Gittim, o insanlarla konuştum. Tek dertleri yoksulluk ve işsizlik. Bir de "Yolsuzluk yapmayacak birileri seçilsin" diyorlar. Bu üç konuda da artık AKP'ye güvenleri yok. ANADOLU'DA BAŞI KAPALI YÖNETİCİLERİMİZ VAR * Bu açılım bir anlamda bir tabunun yıkılması. Çok tartışılmasının nedeni de bu... Bu parti cumhuriyeti kurmuştur. "CHP, türbanlılara karşıdır" demek büyük bir haksızlık. Ardahan'da CHP yüzde 35 oy almış. Orada kadınlarımızın yüzde 90'ı kapalı. Normal bir yurttaşımızın AKP'ye oy hakkı varsa kapalı bir insanımızın da CHP'ye oy verme hakkı var. Bir yazarımız soruyor; "Bir gay gelirse partinize alır mısınız?" Öyle bir anlayış olabilir mi? Ne demek almayacağız. İnsan olan herkes gelebilir. Türbanlılar gelince neden şaşılıyor ki sonuçta bu partinin genel sekreteri de AKP'ye gitti. Bu partinin ilkelerini benimseyen herkesin başımın üstünde yeri var. * Bu açılımınız türban sorunun topyekûn çözümüne varabilir mi? Türban veya başörtüsü suni bir tartışma. Siyasallaştırdılar. Siyasallaştığı için kilitlendi. * Türbanlı birisi partide yönetici olabilir mi? CHP'de Anadolu'nun birçok yerinde kapalı insanlarımız parti delegesi hatta yöneticisi. Kimsenin önüne set kurmayız. Zaten partimizin tüzüğünde de "Sen türbanlısın, yönetici olamazsın" diye bir şey yok. * Bu, AKP'nin daha önce izlediği yol diye eleştiriler var? Evet. Zaman zaman "AKP'yi mi taklit ediyorsunuz" diyorlar. AKP, 6 yıllık parti. Biz bunları 30 yıl önce yapıyorduk. Daha AKP yokken biz bu yoldan gitmiştik. Taklit etmişse onlar etmiştir. İyi de etmişler. Bizim kömür ve pirinç dağıtacak durumumuz yok; onlara sadece insan olduklarını hissettirmeye çabalıyoruz. Onlara ne verebiliriz uğraşı içindeyiz. BU AÇILIMLA İKTİDAR OLMAYI HEDEFLİYORUZ * Gerçekten bu açılımla neyi amaçlıyorsunuz? İktidar olmayı. Daha doğal ne olabilir ki. * Gerçekten İstanbul'u alabilecek misiniz? İstanbul'un bütün sorunlarını projelendirdik; trafik, su... İstanbul'u almak istiyoruz. Bunun için de herkesin oyuna ihtiyacımız var. "Gelin bana oy verin" dememizden daha doğal ne olabilir. İstanbul'da merkez solda kimse kalmadı, hepsi CHP'ye geldi. Şimdi sıra bu insanlarda. Göreve geldiğimizde 4 belediye başkanımız vardı. Şimdi katılımlarla 16 oldu. * Büyükşehir belediye başkan adayınız kim? 10 arkadaşımız var. Bu isimler tartışıldıktan sonra kim olacağına karar verilecek. Merkez sağ, iş ve bilim dünyasından önemli isimler var. * Kürt sorununda da farklı bir yaklaşımınız var mı? Kürt sorununun çözümü için CHP iktidarına ihtiyaç var. CHP, Kürt sorununu telaffuz eden ilk partidir. 1994 programı ortada. * CHP de pek artık o noktada değil... CHP'nin terörle Kürt sorununa bakış açışı çok farklı. Terör başka, Kürt sorunu başka. İkisini birbirinden ayırt edersek çözebiliriz. CHP, 1994'teki programından geri atmış değil. * Ama CHP Kürtlerin yoğunluklu yaşadığı iki bölgede neredeyse oy alamadı? Teröre veya Kuzey Irak'a bakışı nedeniyle son seçimde sanki CHP, milliyetçi bir çizgideymiş algısı oluştu. Asla değil. 2005'te Başbakan Diyarbakır'a gitti, daha önce Özal da, Demirel de gitti. Ama sonradan orada söylediklerini unutuyorlar. Ardından "Ya sev ya terk et" noktasına geliyorlar. CHP bunu hiç yapmadı. Kürt sorununun da çözümü demokraside. Deniz Baykal da bunu söyledi, İsviçre'de, İsveç'te hangi demokrasi işliyorsa Türkiye'de de o işlemeli. * Rozet takılan türbanlıların partiye üye kaydının yapılmadığı gibi bir iddia çıktı... Yok öyle bir şey. Üye kayıtları yapıldı. 80 ÖNCESİ RUHUNU YAKALAMAK İSTİYORUZ * Türbanlılar neden CHP'ye geliyor? Bir liman arıyor insanlar. Gelenler içinde "Size katılmak istiyorum ama şu ilkelerinizden, laiklikten vazgeçin" diyenle karşılaşmış değilim. Sadece işsizlikten, yoksulluktan kurtulmak istiyorlar. "Yolsuzluk yapacak kişiyi belediye başkan adayı yapmayın" sözüyle çok karşılaştım. O nedenle kırılma CHP'de değil. * Bu çarşaflı kadınlardan "Kızımın türban sorununu çöz" diyen yok mu? Hayır. "Benim türban özgürlüğümü halledin" diyen olmadı. Onların gelmesi bizim için şereftir. Sonuçta bu ülkenin vatandaşları. * "Türban sorununu CHP çözer" deniliyor. Partinizin böyle bir düşüncesi var mı? Türban sorununu çözecek tek parti CHP'dir. Ama öncelikli sorun türban değil. İşsizlik diye bir yaşam sorunu var. İstanbul'da çadırda yaşayan insanlar var. Bu çadırda yaşayan insanın "Benim türban özgürlüğümü çöz" lüksü olabilir mi? Önce yaşam özgürlüğünü istiyor. Elbette türban sorunu da çözülecektir. CHP, gereği neyse yapacaktır... Demokrasi içinde... Otuz yıldır Türkiye bu kamplaşmalardan kurtulmak istiyor. Ama burada bir şeye dikkat çekmek istiyorum. * Nedir o? 1990'lı yıllarda türban eylemleri olurdu. O tarihten bu yana da bu konuda ciddi bir yasa değişikliği de olmadı. Ama bu eylemler kesildi, ne oldu da 2002'den bu yana bu eylemler yok? Başörtülü kardeşlerim neden vazgeçti bu eylemlerden? Bunun arkasında ideolojik bir durum aramayacak mıyız? Birinin buna cevap vermesi lazım. Ama artık bu korku tünellerini aşacağız. Türkiye'de her şey tartışılmalı. 80 öncesi CHP ruhunu yakalamak istiyoruz. Herkesin toplandığı bir parti. 1977'deki CHP mitinglerini düşünün... Aynen öyle. 3-5 yıl önceki klasik CHP anlayışı yok, 1980 öncesi anlayış hâkim artık. |