#1
|
|||
|
|||
Ergenekon'a Tuncay Güney Damgası
''Ergenekon'' davasında, mahkeme, Tuncay Güney'in bu yılın Ocak-Şubat aylarında Türkiye'ye giriş yapıp yapmadığının İstanbul Emniyet Müdürlüğünden sorulmasına karar verdi. Tuncay Güney'in annesinin yaşadığı evde yapılan aramada ele geçirilen bilgisayarda, Ocak ve Şubat aylarında ''Ergenekon'' soruşturmasına ilişkin bazı bilgilere rastlandığını kaydeden Akfırat, Güney'in annesinin bilgisayar kullanamayacak kadar yaşlı olduğunu söyledi. Ayrıca, Nevzat Yılmaz'ın da Aralık ayı sonlarında Tuncay Güney'i İstanbul'da gördüğünü ve bunun basında da yer aldığını kaydeden Akfırat, ''Bu alçakça bir iştir'' dedi. Sanıklardan Hayrettin Ertekin, ''Guantanamo'da bile tutuklulara bir çay, bir kahve veriyorlar. Bize de arada bir çay, sabahları 1 poğaça verilsin. Bizi öğlenleri bir tabak yemeğe mahkum etmeyin'' dedi. Kemal Kerinçsiz'in avukatı Tolga Akalın, Tuncay Güney'in ''mülakat'' diye adlandırılan ifadesinin 2008 yılında değiştirildiğini öne sürdü. Müdahil Prof. Dr. Şebnem Korur Fincancı'nın avukatı Özkan Yücel, yargılama başladığından beri duruşma salonunda çeşitli sıkıntılar yaşadıklarını kaydederek, ''Sınırsız hoşgörünüze teşekkür eden sanıklar oldu. Biz bunu söyleyemiyoruz. Bugüne kadar birçok talebimiz hukuki olmayan nedenlerle reddedildi'' dedi. Mahkeme heyeti başkanı Köksal Şengün ve heyetin kendilerine karşı tutumunu eleştiren Yücel, CMK'ya göre duruşma disiplinini bozmadığı sürece her türlü soruyu sorabileceğini söyledi. Müdahillerin soru sorma haklarının kısıtlanması yönündeki karara değinen Yücel, ''Bu kararı verirken eliniz titremedi mi'' deyince Başkan Şengün, ''Hakim karar verirken eli titremez. Niçin titresin ki? İnanmadığı kararı vermez'' dedi. Mahkemenin kararından dönmesini isteyen Yücel, aksi halde mahkemenin tarafsızlığı konusundaki şüphelerinin artacağını ve buna ilişkin yeni talepleri olacağını bildirdi. Talepler konusundaki görüşü sorulan Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel, Vedat Yenerer ve avukatı Vural Ergül'ün savunmalarındaki savcılara ilişkin beyanların, Mehmet Adnan Akfırat'ın dilekçesindeki sözleri nedeniyle gereğinin yapılması için duruşma tutanağının Silivri Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesini istedi. Savcı Pekgüzel, tutuklu sanıklarının bu hallerinin devamını talep etti. İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi başkanı Köksal Şengün, verilen aranın ardından ara kararlarını açıkladı. Mahkeme, sanık Muammer Karabulut'un avukatı Süleyman Çetin'in iddianameyi hazırlayan Cumhuriyet savcılarına, ''İran ülkesi Cumhuriyet Savcıları'' yakıştırması yaparak duruşma sırasında suç işlediği yönündeki duruşma savcısının talebi ile ilgili gereğinin yapılması için Silivri Cumhuriyet Başsavcılığına yazı yazılmasını kararlaştırdı. Sanık Vedat Yenerer'in Cumhuriyet savcılarına ''Talabani ile akrabalıkları mı var?'', ''Cumhuriyet Savcılarının 1 yıl içerisinde kaçacakları'' gibi sözlerle tehditte bulunduğunu belirten mahkeme heyeti, bu sanığın avukatı Vural Ergül'ün de savunması sırasında, ''Cumhuriyet savcılarının zekasından, cübbelerini atıp gitmelerinden, Tuncay Güney isimli aranan bir kişi ile düzenli olarak görüşüp soruşturmayı ondan aldıkları bilgilerle şekillendirdiklerinden, Cumhuriyet savcısı hakkında tahkikat açıldığından bahsederek'' iftira ve hakarette bulunduğunu kaydetti. Mahkeme heyeti, sanıklardan Mehmet Adnan Akfırat'ın da yazılı olarak okuyup verdiği dilekçede Cumhuriyet savcıları hakkındaki sözlerinin atfı cürüm niteliğinde olup görevli memura hakaret ve iftira suçlarını teşkil edebileceğinin iddia makamınca iddia edildiğinden bunlar hakkında gereğinin yapılması için Silivri Cumhuriyet Başsavcılığına yazı yazılmasını hükme bağladı. Heyet, Vedat Yenerer'den elde edilen tüfeğin atışa uygun olup olmadığı, vahim nitelikte olup olmadığı ve 6136 sayılı yasa kapsamına girip girmediği konularında Adli Tıp Kurumundan rapor alınmasını kararlaştırdı. Mahkeme heyeti, müdahil Şebnem Korur Fincancı'nın avukatının vekillerin soru sormalarına mahkemece getirilen sınırlamanın kaldırılması yönündeki talebini reddetti. Heyet, Tuncay Güney'in bu yılın Ocak-Şubat aylarında Türkiye'ye giriş yapıp yapmadığının, bu şahıs hakkında İstanbul'da herhangi bir işlem yapılıp yapılmadığının İstanbul Emniyet Müdürlüğünden sorulmasını kararlaştırdı. Mahkeme heyeti, sanık Kemal Kerinçsiz'in talepleri ile ilgili olarak da Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu (BDDK) ile İçişleri Bakanlığı'na ayrı ayrı yazı yazılarak, son 15 yıl içerisinde yurt dışında Büyük Hukukçular Birliği, Ayasofya Derneği ve Büyük Güç Birliği Dernekleri tüzel kişiliklerine veya bu derneklerin yöneticileri ile üyelerine herhangi bir ödeme, yardım yapılıp yapılmadığı, banka havalesi çıkarılıp çıkarılmadığının sorulmasını hükme bağladı. |