#1
|
|||
|
|||
Ersöz Ruslarla Şırnak'taydı
Ergenekon'un firari sanığı Emekli Tuğgeneral Levent Ersöz'le ilgili çarpıcı bir iddiada bulunuldu...
Siirt eski milletvekillerinden Kemal Birlik Ergenekon soruşturması kapsamında aranan Emekli Tuğgeneral Levent Ersöz'ün arama kararının çıktığı gün Şırnak'ta bulunduğunu iddia etti: "Levent Ersöz Ergenekon operasyonunun yapıldığı ve gıyabına tutuklama kararı çıktğı gün Şırnak-Güçlükonak’taydı. Bir haftadan beri orada yapımakta olan bir barajın güvenli sistmeini kurmakla meşguldü. Yanında Rus olduklarını tahmin ettiği bazı işadamları bayan tercüman ile Şırnak Siirt ve Mardin’de görevli bazı muvazaf subaylar vardı. Ersöz ve yanındakiler baraj ihalesni üstlenen firma tardına misafir edliyordu. Hakkında tutuklama kararı çıktığını duyunca ortadan kayboldu." Röportaj: Mehmet Korkmaz/Yeni Aktüel Kaybolan Amcasını Ararken Ergenekon'un İzine Rastladığını İleri Süren Siirt Eski Milletvekili Kemal Birlik'ten Çarpıcı İddialar… Yeni Aktüel'in 179'uncu sayısında yer alan "Bir Kuyuda 23 Ceset" başlıklı haberde 7 Kasım 1996'da Şırnaklı Halil Birlik'in arkadaşı Mehmet Bilgiç'le birlikte Irak Kürt Bölgesi'ne giderken Habur Gümrük Kapısı'ndaki bir arama noktasında kaybolduğunu 18'inci Dönem Siirt Milletvekili olan yeğeni Kemal Birlik'in ağzından duyurmuştuk. Kemal Birlik'in amcası ve arkadaşını ararken yaşadıklarını ise bu sayıya sakladık. Birlik'in yaşadıkları "hayatım roman" dedirten cinsten… Kaybolan amcanızı ararken akıbeti hakkında herhangi bir ipucu elde edebildiniz mi? Habur Gümrük Kapısı'nın içinde bir infaz yeri olduğu söylentisi dolaşıyordu. Bende amcamla arkadaşının gümrük kapısında kaybedildikleri yönünde bir kanaat oluştu. Çünkü onlardan önce de birçok kişi alınmış ve orada kaybedilmişti. - Habur Gümrük Kapısı'nda alındıktan sonra kaybolan kaç kişi var? Çok kişi var. Fakat o dönem öylesine korkunç bir ortam vardı ki insanlar kaybolan yakınlarını sormaya bile korkuyordu. Biz de zaman zaman "fazla karıştırmayın. Sizin de başınız belaya girer" şeklinde uyarılar alıyorduk. Silopi'ye gitmekten çekiniyordum. Çünkü Silopi'nin beş kilometre kadar yakınında bulunan Botaş Tesisleri'nin önünden geçmek cesaret istiyordu. Orası adeta bir ölüm geçidiydi. Özellikle oradan gece geçmek demek ölümü göze almak demekti. İnsanlar zorunlu olmadan o yoldan geçmiyor geçmek zorunda kaldıkları zaman da konvoy halinde yolculuk ediyordu. - Amcanız Halil Birlik ve arkadaşı Mehmet Bilgiç'in neden hedef seçildiği konusunda bir fikriniz var mı? Amcamın da aralarında bulunduğu altı kişi bir köyde yakalanan önemli konumdaki bir PKK militanının yargısız infazına tanıklık etmişler. Bu altı kişiden sadece biri yaşıyor. Diğerleri tek tek esrarengiz şekilde ortadan yok oldu. Kimisi evinden kimisi işinden kimisi de yoldan alınıp götürüldü. Bir daha da haber alan olmadı. İçlerinde tek bir kişi yaşıyor. O da güvenlik güçleriyle müşterek çalışıyor. Adını vermek istemiyorum çünkü verirsem hayatı tehlikeye girebilir. Öldürülen PKK'lının güvenlik güçleriyle işbirliği içinde olan biri olduğu söyleniyor. - Şırnak ve çevresinde kaybolan insanların akıbetleriyle ilgili başka neler biliyorsunuz? HADEP Silopi İlçe Başkanı Serdar Tanış ve İl Sekreteri Ebubekir Deniz'in kayboldukları dönemde Şırnak-Güçlükonak yolunda iki erkek cesedi bulundu. O cesetlerin kimlikleri açıklanmadı ama üzerlerindeki sivil kıyafetlerden ayaklarındaki deri ayakkabılardan o kişilerin Tanış ve Deniz olduğu söylendi. Aynı yolda çürümüş ve tanınmaz hale gelmiş üç ceset daha bulundu. Kimse korkudan sahip çıkmadığı için belediye cesetleri DNA testi yapılmadan gömdü. 1999 genel seçimleri arifesinde Şırnak'ın Kumçatı Beldesi'nden iki kişi alınıp öldürüldü ve yakınlarının gelip cesetlerini almalarına dahi izin verilmedi. CHP'den milletvekili adayıydım. Bir miting sırasında dönemin Devlet Bakanı Şırnaklı Salih Yıldırım'ı cesetlere sahip çıkmadığı için eleştirmiştim. Fakat işin içine girince Salih hocanın istese de bir şey yapamayacağını anladım. Sivil otorite diye bir şey yoktu. Askeri hiyerarşi de bozulmuştu. Birileri rütbesi daha düşük olmasına karşın en üst düzeydeki subaylardan daha etkili olabiliyordu. Bunlar JİTEM'de görevli başına buyruk komutanlardı. JİTEM'de görevli itirafçılardan oluşan bir ekip 90'lı yılların ortalarında Ankara'ya gelip 10 kadar Şırnaklı işadamını baskı ve tehditle Cizre'ye götürdü. Bir binaya kapatıp ağır işkencelerden geçirdi. Yakınlarından yüklü miktarda fidye aldıktan sonra bıraktılar işadamlarını. Götüren itirafçılardan birinin adı Bedran'dı. Bu kişi uzun yıllar PKK saflarında yer almış gerilla komutanlığına kadar yükselmiş sonra da teslim olup itirafçı olmuş eski bir militandır. Adı Şırnak ve yöresinde çok sık duyulan kayıplarla anılan tehlikeli biridir. Kaçırılan işadamları serbest bırakıldıktan sonra can korkusundan savcılığa bile başvurmadılar. -Siz de Şırnak bir işadamısınız. Size de benzer bir baskı geldi mi? Ben öyle büyük bir işadamı değilim ama tanındığım için ben de benzer sıkıntılar yaşadım. JİTEM’de görevli itirafçılar aynı günlerde benim Ankara’nın göbeği sayılan Çnaay’daki işyerimi de bastılar. Her tarafı arayıp sekretirme ve o sırada tesadüfen yazıhanede bulunan yeğenime kaba davranmışlar. Ben o sırada tesadüfen yazıhanede değildim. Sekreterim onlar gittikten sonra durumu bana telefonla bildirdi. Kemal Birlik’e söyle boşun akçamsın. Biz nasıl olsa onu bulurz’ diye not bırakmışlar. Sekiz ay evime işyerime gidemedim değişik adreslerde saklandım. Kaçırılan diğer işadamları bırakıldıktan ortalık durulduktan sonra ortaya çıktım. Yeğenim o günden sonra bir daha semtime uğramadı. İki yıl önce de genç yaşta vefat etti. Eski bir milletvekili olarak devletin tepe noktalarına ulaşma şansınız ardış. Siz de mi şikayetçi olmadınız? Geçmişte yaşadıklarımdan biliyorum şikayetçi olsam bir sonuç elde edemeyeceğim gibi hayatımı riske ederdim. Ben o bölgede tanınmamanın tanınmaktan daha yaralı olduğuna inanıyorum. Silopi ve çevresinde kaybolan insanların hepsi tanımış belli başlı insanlardı. Tanınmayanların zaten kimse bilmiyor. Amcamın kaybolması esnasında en yetki şahılarla görüştüm. Kimse beni ne dinledi ne de bir şey yaptı. Kaçırılan işadamları size neler yaşadıklarını anlattılar mı? 15 gün boyun ca kapatıkldıklar yerde her türlü işkenceden geçirldiklerini anlattılar. Oradan sğa çıkmaktan ümütlerini kesmişler. Çok yüksek miktarlarda fiyeler ödedikten sonra bırakıldıklarını söylediler. O dönem Şırnak’ta Janara Alay Komutanı olarak görev yapan Ergenekon davasının gıyabi tutuklu sanığı Emekli Tuğgeneral Levent Ersöz adını duydunuz mu? Demin bir sorunuza yanıt verirken ‘bölgede tanımak tanınmaktan avantajlıdır’ demiştim. Levent Ersöz Şırnak’ta görevde olduğu sırada yörede tanımış insanların üzrinde çok duruyor onlarla özellikle uğraşıyordu. Örneğin bazı aşiret reislerinin Ersöz’den köşe bucak kaçtıklarını biliyorum Bu kişiler arasında Batuvan Aşireti Reisi Osman Demir Güçlükonak Belediye Başkanı Bahattin Aktuğ ve Uludere eski Belediye Başkanı Salih Tank’ı örnek gösterebilirim. İlk ikisinin aşireti büyük riskler üstlenerek silah almış devletin yanında yer almış köy korucusu görevi üstlenmiştir. Buna rağmen Ersöz üçüne de çok çektirdi. Gizli bölmelerde silah saklandığını ileri sürerek Osman Demir’i içeri attıran ve beyin kanaması geçirip önce felç olmasına daha sonra da ölmesine sebep olan kişi de Levent Ersöz’dür. ERSÖZ HAKKINDA ARAMA KARARI ÇIKARILDIĞI GÜN ŞIRNAK’TA YAPIMI SÜREN BİR BARAJIN GÜVENLİK SİSTEMİNİ KURUYORDU İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın Ersöz hakkında ‘Ergenekon Terör Örgütü üyesi olmak’ suçlamasıyla tutuklanam kararı vermesini nasıl yorumluyorsunuz? Levent Ersöz Ergenekon operasyonunun yapıldığı ve gıyabına tutuklama kararı çıktğı gün Şırnak-Güçlükonak’taydı. Bir haftadan beri orada yapımakta olan bir barajın güvenli sistmeini kurmakla meşguldü. Yanında Rus olduklarını tahmin ettiği bazı işadamları bayan tercüman ile Şırnak Siirt ve Mardin’de görevli bazı muvazaf subaylar vardı. Ersöz ve yanındakiler baraj ihalesni üstlenen firma tardına misafir edliyordu. Hakkında tutuklama kararı çıktığını duyunca ortadan kayboldu. |