Erdoğan'ı 'Kürt Düşmanı' yapan kim



14 Kasım 2008 10:53
Erdoğan "Kürt düşmanı" ilan edilmek isteniyor. Tercüman yazarı Behiç Kılıç'a göre sistemli olarak bunu yapan PKK'dan çok başka bir güç...

Başbakan’a saldırı projesi kimin?
EŞKIYA çetesinin göz diktiği ilçelerimizden biri de, Irak sınırının sıfırındaki Çukurca... 10 Kasım'da Çukurca'yı vuracaktı, olmadı... Çukurca, 2004 de ardalarında üsteğmenin de bulunduğu şehitler verdi... Ama eşkıya Çukurca'ya postu seremedi... Çukurca'nın belediye Başkanı Ak Partili... Bu izah, çok önemli bir tercümedir ve Ak Parti'nin bölgedeki yerel seçimlerdeki öneminin işaretidir bir nevi...
Başbakan Erdoğan'ı "Kürt düşmanı" diye sunan PKK'dır... PKK Erdoğan'ı önündeki büyük engel olarak görüyor ve klasik metodunu onun üzerine sürüyor...
PKK'nın öncelikli saldırı stratejisidir... Karşısında kimi "tehlike" görürse "Kürt düşmanı" ilan eder... Kürt milliyetçiliği ile barikatları yıkmayı hedefler...
Tayyip Erdoğan'ı "Kürt düşmanı" diye göstermek ancak PKK gibi izandan uzak, insanları "budala koyun sürüleri" olarak kabul eden, gücünü silahtan alan ilkel despotların mantık düzeyindeki bir stratejidir!.. (Kürt düşmanı dedikleri Tayyip Erdoğan, birinci körfez işgali sırasında ezilen Kürt insanına sırtında yardım çuvalı taşırken PKK Kürt köylerini basıp Kürt kadın ve çocuklarını kurşuna diziyordu)
Burada ilginç olan, PKK'nın Tayyip Erdoğan'ı "Kürt düşmanı" ilan etmesi değildir... İlginç olan, PKK başlattığı bu kampanyanın yürütülmesini kolayca, toplumda "iktidar yanlısı" diye tanınan bir takım akademisyen ve köşe yazarına ihale etmiştir!.. Başbakan'ın Kürt vatandaşlara yakınlığını ve özel ilgisini çok yakından bilmelerine karşın, bu kimliklerin ortak paydada Erdoğan'ı "Kürtlere tavır aldı!" diye lince tabi tutmalarının izaha muhtaç yönü çoktur...
Haber Bu adlı internet gazesindeki köşesinde Yazar Abdullah Özdoğan bu durumu "Yeniçeri ayaklanması" diye tanımlayıp "çağdaş yeniçeriler"i şöyle izah ediyor: "Onlar ki demokrasiyi kendi ülkelerine atıp tutmaktan ibaret sanırlar. Onlar ki her zaman gülen yüzleriyle, insan sevgisinden dem vururken kendi fikirlerinden başka fikrin olmayacağını sessizce haykırırlar...
Canları yandı 'Tek vatan, tek bayrak' denince...
Tek bayrak işlerine gelmez, gelmemesi başka bayraklardan nemalanmalarındandır..."
Bu özgün vurgu, Erdoğan'a "yeniçeriler"ce neden saldırıldığın açıklıyor!.. "Başka bayraklardan nemalanma.." rastgele sözcük değildir... "Başka bayrak" Başbakan'a saldırı projesinin amiridir ve hem PKK hem de sözünü ettiğimiz zevat "kullanılan unsurlardır" büyük şemsiyenin altındaki..!
"Başka bayrağın" sopasını taşıyan bayraktarlar daha önemlidir mesela bu "saldırı" işinde... "Başbakan Kürt düşmanı" kampanyasını yürütenlerin "bordro amirleri"ne bakıldığında net olarak görünen "Patronlar kulübü" değil midir?.. "IMF'ye teslim ol-devlet ihalelerindeki payımızı düşürme" kavgalarından sonra başlaması ilginç değil mi Başbakan'ın "Kürt düşmanı" kampanyası ile saldırıya uğraması... Tayyip Erdoğan'a karşı faaliyeti ipuçları vermeye başlayan Alman gizli servislerine akredite kimlikleri iyice algılamak gerekiyor... Alman bankaları, Alman gazeteleri, Alman siyasetçileri kimlerle ilginç ilişkiler içerisindedir?!.
"Kürt düşmanı" saldırısını başlatan PKK ile, bu gizli servislerin ilişkilerinin izah tarzı nedir?..
Tayyip Erdoğan'ın "Kürt düşmanı" olarak tanımının onun üstüne oturmadığını en iyi bilenlerce, bu şekilde saldırıya uğramasının art niyetini sorgulamalıyız... Bu sorunun cevabında, Türkiye'nin içinde bulunduğu "büyük kuşatma"nın sırrı mevcuttur...
Kürt insanının peşinde koştuğu bütün arayışlarına sıcak yaklaşan Tayyip Erdoğan, neden sistemli bir biçimde "Kürt düşmanı" ilan edilmek isteniyor?..
PKK, sistemli bir biçimde "özerk bölge" diye sunulan ABD-AB petrol şirketleri projesine zemin hazırlasın diye zorlanıyor... "Tek bayrak-tek vatan-tek millet" söylemi sorgulatılıyor!.. Kürt -Türk ayırımı zorlanıyor...
Projenin asıl taşeronları PKK'dan çok, global paranın acentası sermaye ağalarıdır!..


Kaynak: (Tercüman)