#1
|
|||
|
|||
Mübadele barışcıl olmadı 200 bin kişi hayatını kaybetti
Savunma Bakanı Vecdi Gönül, 10 Kasım'da "Bugün eğer Ege'de Rumlar, [Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL]'nin pek çok yerinde Ermeniler devam etseydi, acaba bugün aynı milli devlet olabilir miydi? Bu, mübadelenin ne kadar önemli olduğunu size hangi kelimelerle anlatsam bilemiyorum" dedi. Bu bir anlamda devletin, azınlıklara yönelik politikalarının itirafıydı. Yüzyıllardır bu topraklarda yaşayan Ermeniler tehcire maruz kaldı, Rumlar mübadele yoluyla gönderildi. Kalanlar ise Varlık Vergisi, 6-7 Eylül olayları gibi vahşetlerin sonunda gitmek zorunda kaldı. Bir de bu sözü söyleyenin kimliği çok önemli. Çünkü Gönül, İçişleri Bakanlığı Müsteşarlığı, Ankara ve İzmir Valiliği, Sayıştay Başkanlığı da yaptı. Cengiz Çandar'ın deyimiyle "devletin bir bedende cisimleşmiş hali." Peki, Gönül'ün sözleri var olan zihniyetin dışavurumu mu? Lozan Anlaşması sonrası yapılan mübadele sırasında neler yaşandı? Hem Yunanistan'a giden Rumlar hem de gelen Türkler nelere maruz kaldı? Bu değişim etnik temizlik miydi? Bunları mübadele üzerine hem Yunanistan'da hem de [Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL]'de araştırmalar yapan ODTÜ öğretim görevlisi Onur Yıldırım ile konuştuk.
GÜREL DE SÖYLEDİ * Mübadele, etnik temizlik yöntemi mi? Mübadele uluslararası diplomaside lanetlenmiş bir yöntem. Etnik temizliktir. Mübadeleyi telaffuz edenler bugün Filistin sorunuyla ilgili görüş belirten İsrailli aşırı sağcı gazeteciler. Birleşmiş Milletler, mübadele kavramını kesin bir şekilde topyekûn reddetmiştir. Kimse telaffuz bile etmiyor. Maalesef bizde ise bunu söylemek sıradan hal aldı. 57. Hükümet'in Bakanı Şükrü Sina Gürel de 1997'de Washington'da konferansta Karabağ'daki Azeri- Ermeni çatışmaları için mübadelenin en iyi yöntem olduğunu söyledi. BÜYÜK BİR DRAM * Arada iki devletin anlaşmış olması yani diplomasinin olması, masumiyet katıyor mu? Araya diplomasinin girmiş olması buna maruz kalan ve hiçbir söz hakkı tanınmadan yerlerinden ve yurtlarından edilen kitlelerin hikâyesini önemsizleştirmiş hatta yok saymıştır. Aslında tarihe insanların değil de devletlerin gözüyle bakanların mübadeleye böyle bakması anlaşılır bir durum. "İki taraf da anlaştı barış içinde değişim yaşandı" demek absürt. * Mübadelede şiddet yok muydu? Aslında çok boyutlu bir dram. Özellikle belli gruplar için daha da zor. Anadolu'nun orta kısmında Karamanlar denilen 200 bin kişilik Rum grup mübadeleye son anda dahil edildiği için son derece hazırlıksız yakalandı. Onlar için büyük felaketti. Mübadele süreci resmi olarak başlamadan önce 1923'ün nisan ve mayıs aylarında Orta Anadolu ve iç kesimlerdeki Rumlar liman şehirlerine götürülmüştü; Mersin, Samsun, İzmir ve kısmi olarak da Trabzon'a. Son anda dahil edilenlere yönelik ciddi bir şiddet var. Hem mallarına yönelik hem de canlarına yönelik. * Mübadele sırasında ölen veya öldürülen var mı? İstanbul'daki mülteci kamplarında tutulan her 4 Rum'dan 1'i yaşamını yitiriyor. Buralara da toplama kampı demek daha doğru olur. * Yani bir anlamda katliam... Mübadele belli bir diplomasinin sonucunda uygulanmasına ve net bir belgeyle bu insanların nasıl bir sürece maruz kalacaklarının ortaya konmasına rağmen barışçıl şekilde gerçekleşmemiştir. Aksini söylemek her iki taraf için de haksızlık olur. Hem Anadolu'dan giden Rumlar, hem de Kuzey Yunanistan ve adalardan gelen Türkler açısından süreç acımasızdı. Büyük bir dram var. 1.5 milyon civarında Rum'dan bahsediyoruz. 200 bin civarında da can kaybı var. Kaynak : SABAH |