#1
|
|||
|
|||
Issız adada inadına yaşayan bir çift
Kuzey Atlantik Okyanusu'nda tek ağacı bile olmayan, sürekli fırtınalı bir ada. Köpek, keçi ve inekleriyle adaya taşınan Patursson çifti bir şey ispatlama derdinde Yıllarca sormaktan usanmadığımız soruların başında gelir: Issız bir adaya gidecek olsan yanına neler alırsın? Cevaplar kişiden kişiye değişir. Değişmeyen tek şey, gidilecek adanın tropikal bir bölgede olması şartıdır. Yani güneşi bol, kumsalı harika bir ada… “Issız bir adaya gidecek olsan yanına neler alırsın?” sorusu şu anda Björn ve Lükka Patursson çifti için geçerli değil. Çünkü, 1997 yılından bu yana ıssız bir adada yaşıyorlar zaten ve yanlarına almak istediklerini de almışlar. Kuzey Kutbu’na yakın, Danimarka’ya bağlı yarı özerk Faroe Adaları’nın 18 adasından biri olan Koltur’da 1997’den bu yana yaşayan Björn ve Lükka Patursson çifti, yalnızlıklarını köpekleri Glenn’in yanı sıra keçileri ve inekleriyle paylaşıyor. Kuzey Atlantik Okyanusu’nda, İskoçya-İzlanda-Norveç üçgeninin tam ortasında yer alan, volkanik lavlardan oluşmuş Faroe Adaları’nın nüfusu 48 bin. 17 bini başkent Torshavn’da yaşıyor. Ülke, Danimarka’ya bağlı olmasına rağmen Lagtinget adı verilen dünyanın en eski parlamentosuna sahip. Meclis, en az 27 en fazla 32 üyeden oluşuyor ve seçimler 4 yılda bir yapılıyor. Faroe Adaları, Danimarka Meclisi’nde 2 vekille temsil ediliyor. Kendi isteği ile Avrupa Birliği dışında kalan Faroe Adaları, Nordik Birliği üyesi. Ülkede 13 bin lisanslı sporcu bulunması da ilginç bir ayrıntı. Şu anda Faroe Adaları’nın 18 adasından 17’sinde insan yaşıyor. Björn ve Lükka Patursson çiftinden önce bu rakam 16’ydı. Paturssonlar’ın Koltur’a yerleşmesinin ardından Faroe’nin insan yaşamayan tek adası olarak geriye Litla Dimun kaldı. Koltur’un başta başkent Torshavn olmak üzere ülke ile tek bağlantısı helikopter sayesinde gerçekleşiyor. Torshavn’dan Koltur’a 12 dakikalık bir uçuştan sonra ulaşılıyor. Tabii seyahat için hava şartlarının uygun olması gerekiyor. Aşırı rüzgâr veya sis, uçuş güvenliğini olumsuz etkiliyor. AMAÇLARI, ÜLKEYE KOLTUR ADASI’NDA YAŞANABİLECEĞİNİ İSPATLAMAK 51 yaşındaki Björn ile 49 yaşındaki Lükka’nın adaya yerleşme hikâyesi, 1997 yılına kadar uzanıyor. 11 yıldır bu ıssız adada yaşayan Patursson çiftinin günleri çiftçilikle geçiyor. Keçi ve inekleri olan Patursson çiftinin adaya taşınması, bir sürü prosedürün yerine getirilmesinden sonra mümkün olmuş. 1990’lı yılların başında Koltur’da oturan iki aile adayı terk edince, parlamento üyeleri günlerce konuyu tartışmış. Çünkü Faroe hükûmeti için adanın ıssız kalmaması ve kültürünün yaşatılması çok önemli. Aslında Faroe Adaları Parlamentosu, 1992 yılında ‘ada kültürünü yaşatma şartı’ ile Koltur’da oturma izni vermiş. Fakat bu karara rağmen o dönemde adaya yerleşmek için kimse müracaat etmemiş. 1997 yılına gelindiğinde ise Björn ve Lükka Patursson, diğer insanlara buranın yaşanabilir bir yer olduğunu göstermek istemiş ve Koltur Adası’na taşınmak için girişimlere başlamış. “Amacımız, kendimizi toplumdan izole etmek değildi.” diyen Björn Patursson, ilk yılların biraz zor geçtiğini; fakat zamanla alıştıklarını söylüyor. Koltur’un dünya ile bağlantısını çarşamba, cuma ve pazar günleri adaya gelen bir helikopter sağlıyor. Patursson ailesi, başkent Torshavn’a gidip gelmek için sadece 85 kron (22,5 YTL) ödüyor. Bu rakamın cüzi olmasında Faroe hükûmetin payı büyük. Ülkenin ücra köşelerinde yaşayan 360 kişi için yerleşim merkezlerine rutin helikopter uçuşları gerçekleştiriliyor. Helikopter sadece yolcu taşımıyor. Aynı zamanda 24 saat teyakkuzda kalarak hastaları hastanelere ulaştırıyor. Helikopter kiralamanın saatinin 24 bin kron (6 bin YTL) olduğu ülkede, Torshavn-Koltur arasının 85 kron olması oldukça komik duruyor. 1970’li yıllardan sonra ülke yönetimi adaları birbirine köprü ve tünellerle bağlamak için harekete geçti. Açılan tünellerin çokluğundan dolayı Faroe Adaları, kendini ‘İsviçre peyniri’ olarak nitelemeye başladı. Bugün ülkenin yüzde 72’si köprü ve tünellerle birbirine bağlı. Koltur gibi küçük adalar köprü ve tünel ağının dışında kalıyor. Biz tekrar Björn ve Lükka Patorsson’un Koltur Adası yaşantısına dönelim. Adanın dünya ile iletişimi ilk yıllarda telsizle sağlanırken, bugün telsizin yerini cep telefonu almış. Ancak yine de telsiz tamamen tedavülden kalkmış değil. Başkent Torshavn’dan kalkan helikopter rotasını Koltur’a çevirdiğinde, kule, Patursson ailesini telsizle bilgilendiriyor. Televizyonları olmayan ailenin tek eğlence kaynağı radyo. Haber ve müzik ihtiyaçlarını radyoyla gideren Patursson ailesi, elektriklerini mazotla çalışan jeneratörle sağlıyor. Ada volkanik yapısından dolayı sebze ve meyve yetişmesine imkân vermiyor. Björn ve Lükka Patursson, tüm ihtiyaçlarını başkent Torshavn’dan sağlıyor. FIRTINANIN EKSİK OLMADIĞI ADADA AĞAÇ YOK Evin hanımı Lükka için helikopter, adada bulunma sebeplerinden biri. “Helikopter seferi olmasaydı burada duramazdım.” diyen Lükka Patursson, helikopterin geleceği günlerde hava durumunu yakından takip ediyor. Ailenin en büyük eğlencesi ise Torshavn’a gidip gelirken ada üzerinde birkaç tur atarak inek ve keçileri yukarıdan görmek. Helikopter pilotları Anfinn ve Henry, âdeta aileden sayılıyor. Helikopter 13 kişilik olmasına rağmen yolcu olarak çoğu zaman sadece Björn ve Lükka seyahat ediyor. Mevsim şartları ve rüzgârın durumuna göre yolcu sayısı ve yükte değişiklikler oluyor. Kuzey Atlantik’in ortasındaki Faroe Adaları, rüzgârın eksik olmadığı, çoğu zaman fırtına olarak estiği bir yer. Ağacın bulunmadığı Koltur Adası da rüzgâr ve fırtınadan nasibini sık sık alıyor. Patursson ailesi en feci fırtınayı 1999 yılında yaşamış. Fırtınanın şiddetinden küçük çaplı bir tsunami meydana gelmiş. Aile şans eseri fırtına sırasında adada olmadığı için büyük bir tehlikeden kurtulmuş. Adaya döndüklerinde gördükleri manzara içler acısıymış. Fırtınanın oluşturduğu dev dalgalar, Koltur’un yeşil örtüsünü kum, çakıl, yosun, midye kabukları ve diğer deniz ürünleriyle örtmüş. “Temizlik tam 2 yıl sürdü.” diyerek manzarayı özetleyen Björn Patursson, “Evimiz çok eski. Rüzgâr şiddetli esince duvarları sarsılıyor. En büyük sorunumuz da soğuk havalarda evi ısıtmak.” diyor. Bizim çok soğuk dediğimiz hava, Faroe Adaları sakinlerine sıcak geliyor. Yazın ortalama sıcaklığın 11 derece olduğu ülke sakinleri için sıcak-soğuk kavramı bizimkinden çok farklı. Koltur Adası’nda geçen 11 yıl, Björn ve Lükka’nın kişiliklerinde bazı değişikliklere sebep olmuş. Lükka, eşinin yokluğunda daha çok köpeği Glenn ile veya kendi kendine konuşarak yalnızlıktan sıyrılmaya çalışıyor. Eşi Björn ise tam tersini yapıyor. Köpekleri Glenn ile fazla muhatap olmayan Björn, ineklerle konuşmayı tercih ediyor. “Yalnızlık garip alışkanlıklar edindirdi bana.” diyen Björn’ün arkadaşlarından en önemli ricası, kendini fazla garip bulduklarında haberdar etmeleri olmuş. Evin ağır işlerini Björn yapıyor. Ancak iş bölümü kalın çizgilerle belirlenmiş değil. ‘Hayat müşterektir’ sözü Koltur’da tam anlamıyla hayata geçiriliyor. Lükka mutfakta ustalığını konuştururken, menünün değişmezleri arasında balık bulunuyor. Denizin ortasındaki adada bolca balık olmasından daha doğal ne olabilir? Balıktan sonra en çok tüketilen yiyecek patates. Viking kültüründe balık ve patates ayrılmaz ikili olma özelliğini bu ıssız adada da devam ettiriyor. Buzdolabına ihtiyaç duyulmayan adada evin kileri doğal buzdolabı vazifesi görüyor. Koltur Adası’nın yüzölçümü 2,5 kilometrekare. Issız adada yaşama adapte olan Patursson çiftinin özellikle yazları ‘davetsiz misafiri’ eksik olmuyor. Tekne turuna çıkan turistlerin uğrak yerlerinden biri de Koltur Adası. Faroe Adaları’nın çiftçilik yaşamını görmek isteyenler geldiğinde, Koltur tarihî günlerinden birini yaşıyor. İki kişilik ada nüfusu, bir anda 20’ye, 30’a çıkıyor. İnsan sesleri kuş seslerine karışıyor. Björn ve Lükka Patursson, ülke kültürünü yaşatma uğruna büyük bir fedakârlık örneği gösteriyor. Şehir ortamından ıssız bir adaya gitmek hiç de kolay olmasa gerek. Kimsenin cesaret edemediği bu maceraya atılan çift, amaçlarının Koltur Adası’nda yaşanabileceğini ispatlamak olduğunu açıklıyor. Faroe Adaları, Björn ve Lükka gibi fedakâr yurttaşları sayesinde Kuzey Kutbu’na yakın bir bölgede varlığını sürdürmeyi devam ettiriyor. (aa) |