![]() |
![]() |
|
#1
|
|||
|
|||
![]()
Hamilelik döneminde beslenme anne adaylarının en çok üzerinde durduğu konuların başında geliyor. Beslenme Uzmanı Selahattin Dönmez bu konuda merak edilenleri 3 bölüm halinde sizlerle paylaşıyor.
Bundan beş onlu yıllar öncesinde anneler diledikleri gibi yiyip içip ne kadar tartı aldıklarını bilmeden yaşıyor ancak yinede sağlıklı çocuklar dünyaya getiriyorlardı. Ben bugünkü bilgilerimizi okudukça ve bilim adamlarının merakları üzerine çalışmalar yapılıp bu geleneksel yöntemlerin yararları ve zararlarını yayımladıklarını gördükçe annelerimizin gerçektende çok şanslı olduğunu düşünüyorum. Bu nedenle doğru adım atıp riske atmamak için gelin yeterli ve dengeli beslenelim. Gebelik öncesi annelerin en büyük korkusunun ne kadar kilo alacağım olup, doğru bilgiye maalesef bir türlü ulaşılamamasıdır. Yeni bilimsel veriler annenin Beden Kitle İndeksi (BKİ) denilen indekse göre gebelik boyunca tartı alımının hesaplanması gerektiğini göstermiştir. BKİ; ağırlığın (kg) boyun (m) karesine bölümü ile bulunan değerdir. Örneğin gebe adayı anne 62 kg ağırlığında ve 165 cm boyunda ise BKİ: 62/ (1.65)2 ‘dir. Bu değerde 27.77’dir. Öneriler ise; eğer annenin BKİ’si 20 ve altında ise ilk 3 ay kilo almasa dahi son 6 ayda haftada 500 g’ın altına düşmemesi, BKİ’si 26 ve üzerinde olanların ise haftalık tartı artışının ortalama 300 g olması önerilmektedir. Buna karşılık kişisel ayrıcalıklar ağırlık kazanımına etkili olmaktadır. Buna en güzel örnek gebeliğin ilk zamanlarında annelerde bulantı, kusma, uyuklama hali, iştahsızlıktır. Bu etmenler annelerin besin alımını engeller ve ilk 3-4 ayda tartı alımının toplam 3-3.5 kg olmamasını sağlar. Ancak daha sonra 300-500 g tartı alımı düşünülürse gebeliğin sonunda 10-12 kg tartı alımı sağlanır. Bunun sonucunda 3-3.3 kg ağırlığında bir bebek dünyaya gelebilir. Enerji: Neden bu özel dönemde daha fazla enerji almak gerekir? Çünkü hem annenin hemde bebeğin normal büyüme ve gelişimi içindir. Ayrıca bu dönemde bu gelişimin normal devamı için günlük 300 kcal ek besin alımı gerekir. Bu ek enerji anneye yağ dokusu olarak gelir, bu yağ dokusuda emziklilik döneminde artan enerji gereksinimini karşılamak için kullanılacaktır. Enerjiyi diyette karbonhidrat, protein ve yağdan dengeli sağlamalıyız. Çünkü protein ve yağı yeterli alsak dahi eksik karbonhidrat alımının bebeğin beyin gelişimi, glikojen düzeyi ve nörotransmitter sentezi (sinir sisteminin oluşmasını sağlayan maddeler) üzerine olumsuz etkileri saptanmıştır. Protein: Proteinler vücudun yapıtaşlarıdır. Yeterli ve dengeli beslenen annelerde protein yeterli miktarda karşılanır. Ancak önerilen kaliteli protein kaynaklarının anne tarafından tüketlmesidir. Bunlar tavuk, balık veya hindi eti, süt-yoğurt, yumurta, kuru baklagillerdir. Normalde gebe kadınlar için önerilen protein 60 g’dır. WHO Vejeteryan gebelerde bu değere 9 g/gün ek olması fikrindedir. Çoklu Doymamış Yağ Asitleri: Gebe annenin diyetinde n-3 yağ asidinden zengin beslenme ve özellikle dokozahegzoenoik asidin (DHA) diyette bulunması gerekmektedir. n-3 yağ asidi ve DHA zengin besinler; yağlı balıklar, ceviz, soya fasülyesi, tereyağ, mayonez, yeşil yapraklı sebzeler. Demir: Bitkisel besinlerle veya tek yönlü beslenme ile beslenen kadınlarda demir eksikliği anemisi sıklıkla görülen bulgudur. Demir eksikliği olan annelerin düşük doğum ağırlıklı bebek, düşük olduğu ve doğan bebekte de anemi görüldüğü bildirilmiştir. Demirden zengin besinler; karaciğer, kırmızı et, tavuk eti, balık özellikle sardalya, yumurta, kurubaklagillerdir. Kalsiyum: Gebelik döneminde bir çok nedene bağlı olarak kalsiyum ve fosfor gereksinimi artmaktadır. Kalsiyumun doğal kaynaklardan sağlanması anne ve bebek için tercih edilmesi gereken bir seçenektir. Süt, yoğurt, peynir, çökelek, pekmez, fındık, kurubaklagiller, yeşil yapraklı sebzeler kalsiyumun en iyi kaynaklarıdır. Çinko: Büyüme-gelişme, protein yapısındaki enzimlerin, üreme işlevi için gerekli en önemli minerallerden biridir. Diyetteki çinko eksikliği ile anne karnında büyüme geriliği, ölü doğumlar, doğumsal anomaliler görülmektedir. Çinko; et, deniz ürünleri, süt ve süt ürünleri, yumurta, fındık, badem, ceviz gibi kuruyemişlerde bulunmaktadır. |
#2
|
|||
|
|||
![]()
Beslenme Uzmanı Selahattin Dönmez gebelikte beslenme konusundaki son yazısını sizlerle paylaşıyor.
İlaçlar: Gebelikte kullanılan her ilaç bebeğinize zarar verebilir. Bu nedenle doktorunuzla yakın irtibat içerisinde olmanız gerekmektedir. Ayrıca annelerin farkında olmadan aldıkları ve bebeğe doğrudan etki eden pestisitler ve insektisitlerdir. Besinleri haşerelerden korumak için tarım ürünlerine DDT, diazinon, aldrin, malotin gibi haşere öldürücü kimyasal ögeler katılır. Bunlar besinlerde kalıntı bırakır. En büyük yan etkileri de çocuklarla, gebe ve emziklikli anneler üzerindedir. Besinlerimizdeki ilaç kalıntılarını bilmediğimize göre sebze ve meyvelerin iyi yıkanması, küflü, ezik, çürük besinlerin yenimemesi alışkanlığının kazanılması gerekmektedir. Gebelikte bulantı ve tat değişiklikleri: Gebeliğin ilk haftalarında gözlenen ve nedeni bilinmeyen bulantı ve kusmalar doğaldır ve bu durum gebe annenin yeterince besin alımını doğrudan etkilemektedir. İnatçı şekilde devam eden kusmalarda kaybolan sıvı ve elektrolitler mutlaka yerine eklenmelidir (doktorunuza başvurunuz). Bu dönemde annelerin tat ve koku duyularında da aşırı hassasiyet görülmektedir. Şiddetli yemek yeme isteğinin aksine besinden tiksinme duyusuda metabolik değişikliklere neden olmaktadır. Yataktan kalmadan önce tüketilen tuzlu bisküvi, ekmek veya krakerin bulantıyı önlediği ve sonra alınacak besinin alımının kolaylaştırıldığı belirtilmektedir. Pika: Gebelikte genellikle iştahın fazla olması doğaldır. Özellikle bazı besinlere karşı aşırı istek olabilir. Bazen bu durum aşırı olur ve besin olmayan bazı maddelere yönelinebilinir. Bu durum genelde yetersiz beslenen genç annelerde sıklıkla gözlenir. Pikanın bir nedenide bulantı hissinin azalttığı görüşüdür. Bu durum toprak yeme şeklinde görüldüğünde demir eksikliği anemisi görülmesine neden olabilir. Kabızlık: Bazı gebelik hormonlarının barsak hareketlerini azaltıcı etkisi, kilo artışı nedeniyle hareketlerde azalma, beslenme düzeninde olan değişiklikler gebe annelerde kabızlık oranını arttırmaktadır. Lif içeren sebze ve meyvelerin çiğ, bol ve kabuklu olarak tüketimi, sıvı alımının arttırılması, kuru meyvelerin yenilmesi bu sorunun çözümlenmesine yardımcı olmaktadır. Yine kurubaklagiler, kuru meyvelerle hazırlanan tahıl gevrekleri, yulaf ezmesi ve fiziksel hareketin arttırılması kabızlık sorunu yaşayan annelere yapacağım öneriler arasındadır. Anemi: Halsizlik, yorgunluk ve sık sık hastalanma demir eksikliği anemisinin önemli belirtileridir. Hayvansal besinlerin, kuru baklagillerin, kuru meyvelerin taze sıkılmış meyve suları gibi C vitamininden zengin besinlerle tüketilmesi ile demir emiliminin arttırılması önerilebilinir. Preeklemsi: Gebe annelerin % 4’ünde gözlenen bu özel durumda kan basıncı, kan üre azotu ve tansiyonun yükselmesiyle karakterize bir tablo oluşmaktadır. Bu durumda protein alımının, tuz alımının kısıtlanması yapılmalıdır (beslenme uzmanına başvurunuz). GEBELİKTE GÜNLÜK BESLENME PROGRAMI Kahvaltı: 1 su bardağı kalsiyumdan zengin az şekerli süt 1 karper büyüklüğünde peynir veya 1 adet yumurta 1 adet meyve veya ½ su bardağı meyve suyu 1 ince dilim ekmek Domates, kırmızı biber, yeşil biber, maydanoz. Ara öğün: 1 adet meyve veya meyve suyu Öğle: 1 tabak etli( tavuk, hindi eti, yağsız kırmızı et) sebze yemeği 1 kase pilav veya makarna veya 1 orta boy patates 1 kase kuru baklagil yemeği veya pilaki 1 dilim ekmek 1 kase yoğurt/cacık/ayran 1 adet meyve Ara öğün: 1 su bardağı kalsiyumdan zengin az şekerli süt 1 adet meyve Akşam: 1 kase tercih edilen çorba (yoğurtlu, tarhana, kuru baklagil) 1 tabak sebze yemeği (mevsim sebzeleri ile hazırlanmış) 1 dilim ekmek 1 adet meyve Mevsim salata Ara öğün: 1 su bardağı kalsiyumdan zengin az şekerli süt |
![]() |
Seçenekler | |
Stil | |
|
|