#1
|
|||
|
|||
Hamilelikte Beslenmenme
“Hamilelikte beslenmeye dikkat, sağlıklı bebekler sağlıklı toplum demektir!”
Hamilelikte doğru ve dengeli beslenmek… Bu belki de bir annenin bebeği için yapacağı ilk ve en önemli yatırım. Annenin hamileliği boyunca bilinçli beslenmesinin bebeğin sağlığı üzerinde bir ömür boyu sürecek etkiler bırakabileceği, yapılan araştırmalar sayesinde artık iyice biliniyor. Ve hamilelikte doğru beslenme sağlıklı bebekler, sağlıklı bebekler sağlıklı bireyler, sağlıklı bireylerse sağlıklı toplum anlamına geliyor… Bilimsel çalışmalar, hamilelik döneminde annenin yeterli ve dengeli beslenmesinin hem annenin sağlığını uzun süre koruyacağını hem de bebeğin sağlıklı doğması ve sağlıklı gelişmesi açısından önemli sonuçlar alacağını gösteriyor. Bunun aksi, bebekte bazı anomalilere yol açabileceği gibi bebeğin ileriki yaşamında çeşitli kronik hastalıklara yakalanmasına da neden olabiliyor. Kadın hastalıkları ve doğum uzmanlarıyla beslenme ve diyet uzmanları annenin alacağı kilonun ne fazla ne de çok az olması gerektiğini, ikisinin de sorunlara yol açabileceğini önemle vurguluyor. Takip hamilelikten önce başlıyor Yetersiz ve dengesiz beslenme hem anneler hem de bebekler için pek çok risk oluşturabiliyor. Peki, toplumumuzda anne adayları bu konuda ne kadar bilinçli? Acıbadem Kocaeli Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Op. Dr. Yıldız Tunçay günümüzde çoğu kadının hamileliğini planladığını, bu planlamanın da, doktora, anneyi henüz hamile kalmadan buna hazırlama olanağı verdiğini söyleyerek yanıtlıyor bu soruyu. Op. Dr. Yıldız Tunçay, sözlerine şu şekilde devam ediyor: “Çocuk sahibi olmak isteyen kadınlar artık bunu planlayarak yapıyor ve en az iki ay öncesinden uzman doktorlara başvuruyorlar. Bu başvuru sırasında yapılan muayenelerde onların sağlık durumlarıyla ilgili her türlü bilginin yanı sıra beslenme düzenlerine ait ayrıntılar da alınıyor. Genel sağlık durumu değerlendirildikten sonra onlara özel bir beslenme planı çıkarılıyor. Özellikle çok kilolu, çok zayıf ya da vejetaryen kişilerin beslenmesi üzerinde önemle duruluyor. Olabilecek sorunlara karşı tüm önlemler baştan alınıyor. Çünkü hamileliğin sağlıklı yürümesinin önemli bir koşulu da annenin sağlıklı beslenmesi ve tabii bebeğin sağlıklı gelişmesi." Günümüzde ileri yaş gebeliklerine de oldukça sık rastlandığını ve bunlarda da mutlaka gizli şeker taraması yapıldığını söyleyen Op. Dr. Tunçay, eğer herhangi bir sağlık sorunu yoksa kadınlara hamile kalmadan iki ay önce folik asit takviyesi yapılmaya başlandığını ve koruyucu amaçla günlük 400 mikrogram folik asit takviyesinde bulunulduğunu anlatıyor. Hamilelik öncesinde çinko, folik asit ve B vitamini açısından fakir bir beslenmenin hem annenin sağlığını hem de bebeğin sağlığını olumsuz yönde etkileyebileceğini belirten uzman doktor, bu eksikliklerin bebeklerde sakatlığa varan sonuçların doğmasına neden olabileceğini de vurguluyor. İdeali, beden kitle indeksine uygun kilo almak Hamilelik boyunca kaç kilo almalı? Acıbadem Kocaeli Hastanesi Beslenme ve Diyet Uzmanı Canan Alataş, bu sorunun doğru yanıtının beden kitle indeksine uygun kilo almak olduğunu söylüyor. Yani annenin hamile kaldığı zamanda zayıf, kilolu ya da obez oluşu alması gereken kiloyu doğrudan etkiliyor. Beden kitle indeksi 20’nin altında olan anneler 18 kg’ye kadar kilo alabilirler. Beden kitle indeksi 20-26 arası olan normal kilodaki anne adayları için ideali 12-16 kg arası almak. Ancak bu rakam fazla kilolu annelerde 7'ye kadar düşebiliyor. Normal kilodaki annelere, birinci trimester yani ilk üç aylık dönemde 1 ile 3.5 kilo arası almaları öneriliyor. Bundan sonraysa haftada yaklaşık 400 gram almaları uygun bulunuyor. Kilo fazlası olan annelerin, birinci trimesterı kilo almadan tamamlamaları ardından haftada en fazla 300 gram almaları gerekiyor. Canan Alataş’ın vurguladığı ve üzerinde özellikle durduğu bir nokta da, hamilelerin mutlaka tavsiye edilen miktarda kilo almalarının gerektiği. Bazı anne adaylarının, fazla kilo almaktan estetik kaygılarla çekindiğini belirten Alataş, bunun çok yanlış olduğunu, gereken miktarda kilo almanın bebeğin gelişimi ve emzirme dönemi için önem taşıdığını da hatırlatıyor. Sağlıklı beslenme, uzmanla planlanmalı Acıbadem Hastanesi Beslenme ve Diyet Uzmanı Şengül Sangu Talak, hamilenin bir beslenme uzmanı tarafından takip edilmesinin tüm toplum sağlığını etkileyen çok önemli bir koruyucu hekimlik uygulaması olduğunu söylüyor. Talak’a göre, ideal olanın 12. haftadan itibaren bir diyetisyene başvurulması ve anne adayının ayrıntılı bilgileri alındıktan sonra, ayda bir kontrollerle tüm hamileliğin izlenmesi. Şengül Sangu Talak, bu takiplerde amaçlarının tüm besin grupları açısından zengin bir beslenmeyi ön plana çıkarmak ve hamilelik boyunca ihtiyaç duyulan, minerallerden vitaminlere, tüm besin öğelerinin alınmasını sağlamak olduğunu da sözlerine ekliyor. Uzmanlara göre, hamilelik boyunca alınması gereken enerji miktarı 2200-2500 kalori civarında olmalı. Ve bu enerji ihtiyacının karşılanması için tüm besin gruplarından tüketilmeli. Yani anne adayı, süt grubu, et grubu, sebze ve meyve grubu, ekmek ve tahıl grubu ve yağ grubu gibi başlıca besin gruplarının hepsinden uzman doktor ve diyetisyeninin tavsiye ettiği oranlarda tüketmeli. Bu dönemde, kalsiyum, demir ve çinko gibi minerallerin, B12, A, C ve D vitaminlerin ve folik asit tüketiminin önemi de artıyor. Dolayısıyla bu gibi mineral ve vitaminler açısından zengin besin kaynaklarının tüketimi de büyük önem kazanıyor. Anne adayları, bu mineral ve vitaminleri tükettikleri gıdalardan alabilecekleri gibi, doktorlarının vereceği besin takviyeleriyle de alabiliyorlar. Besin ve vitamin takviyelerini doktor tavsiyesiyle almak çok önemli çünkü bazı vitaminler vücuttan atılmıyor ve bunların vücutta birikmesi olumsuz sonuçların doğmasına yol açabiliyor. Örneğin aşırı miktarda A ve D vitamini tüketiminden sakınmak gerekiyor. Özellikle fazla A vitamini alımı bebeklerde sakatlıklara yol açabiliyor. Tüm hamilelere hamileliğin 2. yarısından itibaren diyete ek olarak demir takviyesi yapılması öneriliyor. Bu, aynı zamanda, Dünya Sağlık Örgütü’nün önerdiği tek besin takviyesi. Aşırı bulantının sorun olmaması için… Aşırı bulantı ve kusma, annelerin hayatlarının en güzel dönemlerinden birisi olan hamileliğin tadını çıkarmasının önünde duran önemli engellerden olabiliyor. Nedeni kesin olarak bilinmeyen ve “hiperemezis gravidarum” olarak adlandırılan bu bulantı ve kusmalar, 1000 anne adayından 1-10 kadarında görülebiliyor. Özellikle ilk üç aylık periyotta görülen bulantılar, bazen sadece hayat konforunu bozabildiği gibi bazen annenin ve bebeğin hayatını tehdit edebilecek düzeyde olabiliyor. Genellikle sabahları daha şiddetli olan bulantılar için uzmanların önerisi, uyandıktan sonra yataktan kalkmadan önce kraker gibi kuru ve tuzlu besinler tüketerek bir süre beklemek. Öğün sayısını artırmak, sık aralıklarla yemek, yemek aralarında yeterli sıvı almak, mide bulantısını tetikleyen kokulardan uzak durmak da uzmanların bulantıdan şikâyeti olan anne adaylarına verdiği diğer önerilerden. Peki ya, bulantı ve kusma geçmiyor hatta daha da şiddetleniyorsa? Bu durumda uzman hekim tarafından bulantı önleyici “antiemetik” ilaçlar verilebiliyor. Eğer, anne adayının genel durumu bu nedenle bozulabiliyorsa hastanede serumla destek sıvı, şeker ve B6 vitamini takviyesi de uygulanabiliyor. Uzmanların anne adaylarına önerileri… Sağlıklı bir hamilelik geçirme ve sağlıklı bir bebeğe sahip olmada bilinçli beslenmenin önemi büyük. Bunun için, her zaman, uzmanların önerilerine kulak vermekte yarar var. Bakın uzmanlar yapmanız ve yapmamanız gerekenler konusunda neler söylüyor: Bunları yapın: • Zengin kalsiyum kaynağı olan süt, yoğurt ve peynir tüketin. • Her gün 1 adet yumurta ya da 1 porsiyon etli sebze, kuru baklagil yemeye özen gösterin. • Kuru baklagil ve bulgur karışımı yemekleri C vitamini açısından zengin sebze ve meyvelerle beraber tüketin. • Zengin vitamin kaynağı olan taze, sebze ve meyveleri düzenli olarak her gün yiyin. • Sebzelerin, makarna ve kuru baklagillerin haşlama sularını dökmeyin, bunları değerlendirin. • Şeker yerine demir açısından zengin olan pekmezi seçin. • Yiyecekleri hazırlarken ellerinizin temizliğine büyük özen gösterin. Sebze ve meyveleri iyice yıkayın, gerekirse sirkeli suda bekletin. Bunları yapmayın: • Kansızlığı önlemek amacıyla yemeklerle birlikte çay içmeyin, eğer çok içmek istiyorsanız yemekten 1-2 saat sonra ve açık olarak tercih edin. • Hazır meyve suları, kolalı ve gazlı içecekleri mümkünse hiç tüketmeyin. Taze meyve suyu yerine meyvenin kendisini yemeyi seçin. • Çiğ ve füme et ve balıkları, katkı maddeleriyle hazırlanmış salam, sucuk ve sosisleri hatta hazır gıdaları yemeyin. • Kafeinli içecekleri (kahve ve çay) günde en fazla 2 bardakla sınırlayın, mümkünse hiç içmeyin. • Sigara ve alkolü tamamen unutun. Sigara dumanı olan yerlerde bulunmayın. |