#1
|
|||
|
|||
Gebelikte Kan Uyuşmazlığı
Kişinin genetik özelliğine göre belirlenmiş, 100 den fazla kan grubu tanımlanmıştır.
Ancak herkeste tespit edilen, evrensel olarak kabul görmüş, başlıca kan grupları ABO sistemiyle adlandırılmaktadır. Her bir birey asıl (major) olan A, B, AB ve 0 gruplarından birine sahiptir. Kan grupları, kırmızı kan hücrelerinin üzerinde bulunan antijenlere göre belirlenip, adlandırılır. Antijenler, savunma sistemini harekete geçiren proteinlerdir. A grubu sadece A antijenlerine, B grubu sadece B antijenlerine, AB grubu ise her iki (A ve B) antijene sahiptir. "O" grubunda ise ne A ne de B antijeni bulunmaktadır. Kan gruplarını daha da özelleştiren diğer antijenler de vardır. Bunlardan en belirleyici olanı Rh faktörüdür. Doğum öncesi takipte annenin kan grubunun bilinmesi zorunludur. Öyleki elinde yazılı bir belge ile kan grubunu doğru olarak ifade edememe ihtimali olan her anne adayından, kan grubunun tekrar tespiti istenmelidir.Bazen ilk doğumunu ebe ile evde yapan 2. gebeliğinde hekime gelen kadınlarda bu durum sıklıkla unutulmaktadır.Zira 2. doğumda nasılsa kan uyuşmazlığı varsa anne söyler diyen bir hekim arkadaşımız gerçek kan uyuşmazlığının ortaya çıkmasına neden olabilir.Mutlak ve mutlak elinizde ya da kafanızda net olarak kan grubu ile ilgili bilginiz yoksa kan grubunuza yeniden bakılmasını öneririz.Zira kan uyuşmazlığında 2 ve 3. bebekler tehdit altında olup ilk bebeğin sağlıklı olması bazen bizleri 2 ve 3. bebeklerde kan grubu sormamızı unutturabilir. Eğer kanınızda Rh antijeni yoksa Rh negatif (-), Rh antijeni varsa Rh pozitif (+) olarak tanımlanırsınız. İnsanların % 85'inden fazlası Rh pozitifdir. Özellikle annenin Rh (-) (Rh antijeni taşımayan) babanın Rh (+) (Rh antijeni taşıyan) olduğu durumlarda bir kan uyuşmazlığından söz edilir. Anne Rh (-), baba Rh (+) olduğunda doğacak bebek, Mendel Kanunlarına göre, babanın genetik yapısına bağlı olarak (heterozigot veya homozigot) %50 veya 100 Rh (+) olacaktır. Babanın kan grubunu belirleyen genlerin nasıl düzenlendiği günlük araştırmalarda belirlenemediğinden, annenin Rh (-), babanın Rh (+) olduğu her durumda (çocuk kan grubu başka bir nedenle belirlenmediği takdirde) genel olarak bilinen, klasik "kan uyuşmazlığı" veya "Rh uyuşmazlığı" olduğu kabul edilir. Bebek gerçekten Rh (+) iken çok az miktarlarda kan bile (0.1 ml) annenin kanına karışırsa (bu genellikle doğum sırasındaki yırtık ve eşin ayrılması sırasında olur) annenin bağışıklık sistemi kendi kırmızı kan hücrelerinden farklı olan çocuk kırmızı kan hücrelerine karşı antikor denilen maddeler oluşturur. Klasik kan uyuşmazlığında annenin oluşturduğu antikorlar ikinci gebelikte, bebek dolaşımına çocuk eşinden (plasenta) geçerek kan hücrelerini öldürmeye başlar. Geçen antikor miktarı ile doğru orantılı olarak, bebeğin anne karnında, kansızlığa bağlı kalp yetmezliği ve buna bağlı ölümüne kadar giden bir hastalık tablosu görülebilir. Annenin bağışıklık sistemi bir kez uyarıldıktan sonra geri dönülmez bir şekilde bu yabancı kırmızı kan hücrelerine karşı antikor ürettiğinden bu uyarının hiç oluşmaması en önemli korunma prensibidir. Bu uyarılma işlemi ilk doğumda %1 oranında mümkündür. Ancak her uyarı doğumla olmak zorunda değildir. Yanlış kan nakli, kan ile bulaşmış cerrahi aletler ile girişim veya enjeksiyonlara bağlı olarak da kan uyuşmazlığı gelişebilir. Bu yüzden Rh (-) olan her anne, gebeliğin hemen başında anti-Rh antikorlar açısından araştırılmalıdır (İndirekt Coombs Testi.) Bu tür bir hastalıktan kurtulmanın temel kuralı korunma olduğundan aşağıdaki kurallara uyulmalıdır: Gebeliğin başında eşlerin kan grupları tespit edilmelidir. Eğer Rh uyuşmazlığı varsa indirekt coombs testi uygun aralıklarla tekrarlanmalıdır. İlk gebelikte 28. haftada erken korunma iğnesi (Rh hiper immün globulin)yapılabilir. Doğumdan sonra bebek kan grubu Rh pozitif bulunursa; sonraki bebeklerikorumak için antikor üretimini engelleyecek Rh hiperimmunglobin enjeksiyonu 72 saat içinde yaptırılır. Eğer anne duyarlı hale gelmişse bebek risk altındadır. Gebelik ilerledikçe; kandaki antikor düzeyleri kontrol edilir. Eğer yüksek düzeylere çıkarsa, özel testlerle bebeğin sağlığı mutlaka bir perinatoloji kliniğinde takip edilmeli ve uygun tedavi yapılmalıdır. Düşüklerde gebelik 3 aydan büyükse immunglobulin uygulaması tam doz yapılmalıdır. İlk 3 ay içinde 6-8 haftadan sonra ceninde kırmızı kan hücreleri oluşmaya başladığından düşük doz hiperimmünglobulin (koruyucu iğne) yapılması uygun olur. Tıbbi nedenlerle veya isteğe bağlı kürtajlarda Rh hiperimmunglobulin müdahaleden önce uygulanmalı, operasyon mümkünse vakum ile yapılmalıdır. |