#1
|
|||
|
|||
Hamilelikte Psikolojik Gelişmeler
Ruhsal olarak sağlıklı kadınlar hamileliği, kendilerini gerçekleştirme, temel bir ihtiyacı
tatmin etme, dişilik hakkında kendileriyle ilgili şüphelerini azaltan ve kadın kimliklerini tam olarak yaşamalarını sağlayan bir üretme eylemi olarak algılarlar. Hamilelikte duygusal değişime neden olan etkenler şu şekilde sıralanabilir: - Hormonal değişiklikler - Vücut biçiminin değişiklikleri ve algılanması - Hamilelikle ilgili bilinçli ya da farkına varılmayan düşünce, duygu, tutum, beklenti ve çatışmalar. Hamileliğin her üç ayında kendine özgü bir uyum süreci yaşanmaktadır. İlk üç ay: Bu aylarda kadın hamile olduğu gerçeğine uyum sağlanmaya çalışılır. Eğer istenilen bir gebelikse mutluluk, haz, doğum duygusu beraber yaşanır. Kadının aile ve iş durumu, eşiyle ilişkisi hamilelik durumunun yaratacağı yeni güçlük ve gereksinimleri karşılamasında etkili olur. Bu dönemde duygu, mizaç değişiklikleri görülür. İlk üç ayda yaşanılan mide bulantısı, kusma, ağız sulanması, iştah değişiklikleri, duygu-mizaç değişiminin şiddetini ve seyrini de etkiler. İkinci üç ay: Bu dönemde bebekle olan bağ daha derinleşir. Çünkü artık bebeğin hareketleri hissedilmekte ve yeni, canlı ayrı bir varlığın farkına varılmaktadır. Üçüncü üç ay: Bu son dönemde bebek annenin bütün sistemlerini etkilemiştir. Doğum yaklaştıkça, doğumun nasıl gerçekleşeceği, bebeğin sağlıklı olup olmayacağı, doğum sonrası bebeğin bakımı, annelik rol ve işlevinin yeterince yürütüp yürütemeyeceği gibi endişeler ortaya çıkmaya başlar. Huzursuzluk, uykusuzluk, sabırsızlık, kaygılı bekleyiş, doğumu da zor ve acılı bir deneyim haline getirir. Eş ve çevre faktörleri: Hamilelikte kadının psikolojisi doğrudan doğruya etkileyen çok önemli diğer faktörler, eşinin tutumu ve içinde yaşadığı psiko-sosyal çevredir. Erkeğin destek, güven ve yakın ilgisi, her iki tarafın da yaşadığı ruhsal karmaşayı azaltır. Erkek çeşitli zorlamalarla ne kadar başarılı biçimde baş edebilirse, kadının uyum sağlamasını da o kadar kolaylaştırır. Erkeğin yapısı ve olgunluğu, yardımcı olmaya, paylaşmaya, destek olmaya müsait değilse, kadının yükü ağırlaşacaktır. Doğum sonrası ruhsal reaksiyonlar: Doğumu izleyen ilk bir haftada yeni duruma uyum sağlama ve annelik rolüne adaptasyonla birlikte, biyolojik, hormonal dengedeki ani değişikliklerle ortaya çıkan hafif huzursuzluk, uyumsuzluk ve ağlama krizleri görülebilir. Bu durum, annelerin % 50-80?inde ortaya çıkar ve 1-2 hafta içinde, herhangi bir tıbbi müdahale olmadan geçer. Loğusalık depresyonu ise annelerin % 10-15?inde görülebilir ve tedavi gerektiren ciddi bir durumdur. Anne ilk günlerde bebeğinin ağlamasını anneliğinin yetersizliğine bir tepki biçimde algılayabilir. Yeni anneye çevreden verilen tutarsız, çelişkili mesajlar da şaşkınlığını ve endişesini arttırır. Bunun yanında annenin iş hayatı ve kariyer beklentilerine yönelik kaygıları da rol çatışmasına yol açabilir. Yeni doğanın mutlak bağımlılığını kabul etme güçlüğü ortaya çıkabilir. Bu dönemin sağlıklı geçirilebilmesi için eşin ve yakınların yardımı, duygusal desteği ve sosyal destek mutlaka sağlanmalıdır. Ayrıca anne adayı demir ilacını ve emzirdiği sürece vitamin ilaçlarını kullanmalı, uyumaya, beslenmeye özen göstermeli, kendisine zaman ayırmalı, eşiyle yemeğe, sinemaya, konsere, alışverişe çıkacak zamanlar ayırmalıdır. |