Seversintabi.com Türkiye'nin En Büyük Forumu Bence Seversin Tabi
 

Go Back   Seversintabi.com Türkiye'nin En Büyük Forumu Bence Seversin Tabi > Yaşamın İçinden > Hayvanlar Dünyası
Yardım Topluluk Takvim Bugünki Mesajlar Arama

gaziantep escort gaziantep escort
youtube beğeni hilesi
 

 

LinkBack Seçenekler Stil
Prev önceki Mesaj   sonraki Mesaj Next
  #1  
Alt 10 January 2009, 08:56
Banned
 
Kayıt Tarihi: 29 July 2008
Mesajlar: 0
Konular:
Aldığı Beğeni: 0 xx
Beğendiği Mesajlar: 0 xx
Arrow Optik Bu Balığın Peşinde

Anableps balıkları bir arada bulunduklarında çok ilgi çekici bir görüntü oluşur. Örneğin Surinam nehrinin ağzına yakın bölgede gelgiti bekleyen yüzlerce Anableps aynı anda periskop gibi suyun dışını gözetler.

Denizde yüzerken suyun içinde gözümüzü açarsak, etrafımızdaki herşeyi bulanık görürüz. Çünkü hava ortamında görmeye uygun şekilde yaratılmış olan gözümüz için su farklı bir ortamdır. Benzer bir mantıkla düşünüldüğünde, içinde bulunduğu ortamdan dışarıya çıkarılan bir balığın da, atmosfer ortamında bulanık bir görüşe sahip olacağı tahmin edilebilir. Ancak Anableps adını taşıyan ve dört göz bebeği olan balık bu konudaki farklı tasarımı ile yaratılıştaki çeşitliliğe çok güzel bir örnek oluşturmaktadır.

Güney Meksika'dan Güney Amerika'nın kuzeyine kadar olan nehirlerde ve göllerde yaşayan bir balık türü olan Anableps, suyun hem içinde hem de dışında son derece iyi görebilmektedir. Daha çok dört gözlü balık olarak tanınan bu balık türü suyun dışını net olarak görmesinin yanı sıra, havadaki nesnelere bile odaklanabilmektedir.

Dört gözlü denilen balığın gerçekte iki gözü bulunmaktadır. Ancak her göz, her biri kendi odak uzaklığına sahip iki yarım küreden oluşmuştur. Bu, Anablepslerin aynı anda iki farklı görüş özelliğine sahip olabilmelerinin nedenini açıklayan kusursuz bir tasarımdır. Balık suyun yüzeyinin biraz altındayken su yüzeyinin üzerinde kalan göz bebekleri de havayı taramakta, bu arada suyun altında kalan alt göz bebekleri de su altındaki dünyayı incelemektedir. Balık bu şekilde hem uçan ve yüzen canlılarla beslenebilmekte, hem de olası tehlikelerden kolayca kaçabilmektedir.

Balığın iki ayrı görüntü almasına olanak veren sistem ise, gözün içerisinde yer alan iki ayrı odak (bifocals)tır. Pigment içeren benekli bir doku bandı ve bunun hemen üzerinde gözle görülebilir irisler, her bir gözü su çizgisinde ortadan ikiye böler ve birisi suyun üzerinde, diğeri suyun altında olan iki adet göz bebeği oluşturur. Yukarıdan bakıldığında irisler dışarı fırlayan gözlerin içerisinde havada duran parmaklara benzemektedirler.



Dört gözlü balık, uçan böcekleri yakalayabilmek için havaya zıplayabilir veya yüzen yaratıkları avlamak için suyun dibine dalabilir. Ancak daha çok kıyıya yakın sığ sularda gezinerek kabukluları, algleri veya suyun üstündeki böcekleri yakalar.

Bilim adamları Anablepslerin avlanırken suya oranla havayı daha çok kullandıklarını tespit etmişlerdir. Bunun nedeni balıkların havada, sudaki görüş sistemine göre daha uzaktaki ve daha küçük olan nesneleri görebilmeleridir. Ancak balık aynı anda denizdeki besinlerden de faydalanmakta, ayrıca düşmanlarından da korunmaktadır. Bu nedenle sık sık suya dalmayı da ihmal etmez.

Anapleps'in Gözü Allah'ın Yaratış Delillerindendir

Şüphesiz hiçbir balığın kendi kendine suyun ve havanın fiziksel özelliklerine göre iki farklı optik sistem tasarlaması, daha sonra da bu iki sistemi, tek bir gözde uyumlu çalışacak biçimde düzenlemesi mümkün değildir. Peki bu gözler evrim teorisinin öngördüğü gibi tesadüfi gelişimlerle ortaya çıkmış olabilir mi? Yani benzeri olmayan bu optik tasarım tesadüfen bir balığın gözlerinde var olabilir mi? Daha sonra yine aynı tesadüflerle nesilden nesile aktarılarak türün bir özelliği haline gelebilir mi?

Elbette böyle bir şeyin tesadüfen olması mümkün değildir. Göz gibi organlar, iç içe geçmiş pek çok organelin bir arada çalışmasıyla oluşur. Özellikleri ise, işlev görebilmek için parçalarının tümünün aynı anda var olması ve fonksiyonlarını eksiksiz olarak yerine getirmeleridir. Gözü oluşturan parçaların sayısı azaltılamaz, hatta bu parçalardan tek bir tanesi bile devreden çıkarılamaz.

Aksi takdirde göz, hiçbir işe yaramaz. Bu da gözün zaman içinde aşama aşama oluşamayacağının bir kanıtıdır.

Bu gerçek, "Eğer birbirini takip eden çok sayıda küçük değişiklikle kompleks bir organın oluşmasının imkansız olduğu gösterilse, teorim kesinlikle yıkılmış olacaktır." diyen Darwin'in endişe ettiği gibi, evrim teorisini en temelinden yıkmaktadır.


Zaten Darwin de, gözün evrimi konusunda bir açmazla karşı karşıya olduğunun farkındaydı. Nitekim bunu kitabının "Teorinin Zorlukları" (Difficulties on Theory) adlı bölümünde itiraf etmektedir. Darwin ' in kitabını okuyan Amerikalı fizikçi Lipson, Darwin'in bu "zorlukları" hakkında şu yorumu yapar:

"Türlerin Kökeni'ni ilk okuduğumda Darwin'in genelde sunulan tablonun aksine, kendisinden pek de emin olmadığını fark etmiştim. "Teorinin Zorlukları" başlıklı bölüm, örneğin, çok belirgin bir güvensizlik yansıtmaktadır. Bir fizikçi olarak, gözün nasıl ortaya çıkmış olabileceği yönündeki yorumları karşısında şaşkınlığa düştüm."


Henüz bir gözün ortaya çıkışını dahi açıklayamayan evrimciler, "dört gözlü balığın" kökenine dair de hiçbir açıklama getirememektedirler. Dört gözlü balık, suyun dışını bir insan kadar, suyun içini de bir balık kadar iyi görebilmektedir. Dört gözlü balığın kökenine ilişkin söylenebilecek tek şey vardır, o da herşeye gücü yeten ve bütün canlıları yaratan Allah'ın bu canlıyı mükemmel bir sistemle, örneksiz ve kusursuz olarak yaratmış olduğudur.

Evrimcilerin bu kadar açık olmasına rağmen gerçekleri görememeleri ve ısrarla hala bir safsataya inanmaları ise üzerinde düşünülmesi gereken önemli bir konudur. Bu safsataya inanmaya devam etmenin altında bir kavrayış eksikliği ve taraflı bir bakış açısı yer almaktadır.

Bu derin kavrayış eksikliği, Allah'ın varlığını kabul etmemeleri dolayısıyla bu kimselere verilmiş bir karşılıktır. Allah bir ayetinde bu bakış açısına sahip olan insanların durumunu şöyle haber vermektedir:

"Kendileri Allah'ı unutmuş, böylece O da onlara kendi nefislerini unutturmuş olanlar gibi olmayın. İşte onlar, fasık olanların ta kendileridir." (Haşr Suresi, 19)

Alıntı ile Cevapla
 




Saat: 22:43


Telif Hakları vBulletin® v3.8.9 Copyright ©2000 - 2024, ve
Jelsoft Enterprises Ltd.'e Aittir.
gaziantep escort bayan gaziantep escort
antalya haber sex hikayeleri aresbet giriş vegasslotguncel.com herabetguncel.com ikili opsiyon bahis vegasslotyeniadresi.com vegasslotadresi.com vegasslotcanli.com getirbett.com getirbetgir.com
ankara escort ankara escort ankara escort bayan escort ankara ankara escort çankaya escort ankara otele gelen escort eryaman escort adana escort eryaman escort kızılay escort çankaya escort kızılay escort ankara eskort

Search Engine Friendly URLs by vBSEO 3.6.0 PL2