|
|
LinkBack | Seçenekler | Stil |
#1
|
|||
|
|||
Canlı Aleminde Görülmemiş Bir Yöntemle Yavrularını Koruyan Splash Tetra Balıkları
Splash tetra balıkları yumurtalarını bırakmak için suyun içi yerine neden bir yaprağı tercih etmektedir?
Erkek splash tetra balığı neden üç gün boyunca yaprak üstündeki yumurtalara 15 dakikada bir kuyruğuyla su sıçratır? Bu balık türü, Darwinistlerin “içgüdü” iddiasını nasıl geçersiz kılmaktadır? Bilimin henüz ilerlemediği, canlılar üzerinde detaylı incelemelerin yapılamadığı zamanlarda, hayvanların insanları hayrete düşürecek özellikleri bilinmiyordu. Bilimin ve teknolojinin ilerlemesi ile bu özellikler keşfedilmeye başlandı. Günümüzde bilim, şaşırtıcı keşiflerde bulunmaya devam etmektedir. Hatta bu keşifler öylesine olağandışıdır ki, bir hayvanın milyonlarca yıldır var olan bu özelliklerini gördükçe, bilim adamları bunların birer “mucize” olduğunu dile getirmek durumunda kalmaktadırlar. Ancak canlılık, hala keşiflerin yapılmaya başlandığı ilk günkü kadar şaşırtıcıdır. BBC televizyonunda yayınlanan 'Tuhaf Doğa' belgesel serisi,(BBC Weird Nature, Bizzare Breeding) canlıların olağanüstü özelliklerini gözler önüne sermektedir. Belgeseli hazırlayan John Downer karşılaştığı canlılar hakkında, 'bilimin, efsanelerden bile daha fazla ilginçliklerle dolu olduğu'nu söylemiştir. John Downer'i hayrete düşüren canlılardan biri de, 'splash tetra' balıklarıdır. Splash Tetra Balıkları Türlerini Nasıl Devam Ettirir? 4 cm uzunluğundaki splash tetra balığı, Güney Amerika'da yavaş akıntılı nehir kenarlarında yaşar. Erkek splash tetra suyun üstüne doğru eğilmiş uygun bir yaprak bulup bir dişinin gelmesini beklemeye başlar. Erkek ve dişi balığın amacı, türlerinin devamını sağlamak için suyun dışında bulunan yaprağa yumurtalarını yerleştirmektir. Dişi geldiğinde yan yana mükemmel bir uyum içerisinde yükseğe, suyun dışına doğru birlikte zıplarlar. Bu zıplama esnasında bedenlerini birbirlerine bastırır ve yaprağın üzerine konana kadar birbirlerinden hiç ayrılmazlar. Üstelik bu zorlu hareketi, atletlerin dahi yapamayacağı bir ustalıkla gerçekleştirirler. Adeta bir akrobasi gösterisi olan sıçrayışın ardından iki balık yaprağa yapışır. Bu sırada dişi balık, yaprak üzerine 6 ila 8 arasında yumurta bırakır ve böylece üreme işlemi başlamış olur. Daha sonra iki balık suya geri atlar. Bu işlem, yumurta miktarı 200'e varıncaya kadar defalarca tekrar eder. Splash Tetralar Yumurtalarını Neden Suyun İçerisine Bırakmıyorlar? Bu sorunun cevabı; neslin devam etmesi için balıkların, yumurtalarını tehlikeli bir ortamdan uzak, en korunaklı mekanda muhafaza etme isteğidir. Eğer bu zorlu hareketleri gerçekleştiren söz konusu canlı insan olmuş olsaydı, bu cevap bazı bilim adamlarına son derece normal görünecekti. Ancak bu işlemi 4 cm'lik bir balığın gerçekleştirmesi bilim dünyasında hayretle karşılanmıştır. Bilimsel Olarak Cevaplanmayan Sorular
Erkek Splash Tetra Yavrularını Büyük Bir Fedakarlıkla Korur Yumurtaların döllenmesi tamamlandıktan sonra dişi balık ortamdan ayrılır. Ancak erkek Splash tetra yumurtaların bulunduğu yaprağın altında tam üç gün boyunca kalır ve her 10-15 dakikada bir yumurtaları kuyruğu ile sürekli olarak ıslatır. Bu üç günün sonunda yavru balıklar yumurtadan çıkarak hemen altlarındaki suya düşerler. Erkek splash tetra üç gün boyunca 15 dakikada bir kuyruğu ile yumurtaları ıslatmasa ne olurdu? Elbette ki yumurtaların hepsi güneşte kurur ve yavrular ölürdü. Ancak böyle bi şey olmaz ve splash tetra balıkları, erkek balıkların bu fedakarlığı ile türlerini devam ettirirler. Küçük bir balığa fedakarlık, sabır, çalışkanlık, azim gibi özellikleri ilham eden Yüce Allah'tır. Bu balık türünde olduğu gibi diğer tüm canlılarda da görülen ve evrimci bilim adamlarının açıklama getiremedikleri bu gibi özellikler, Allah'ın sanatının, gücünün, ilminin, rahmetinin ve merhametinin benzersizliğini açıkça gözler önüne sermektedir. Rabbimiz olan Allah canlı-cansız tüm varlıklar üzerinde çeşitli sıfatları ile tecelli etmektedir. Splash Tetra Balıkları Darwinistlerin İçgüdü iddialarını Geçersiz Kılar Evrimciler, canlılardaki bu gibi yaşam şekillerinin ya da fedakar davranışların, sözde canlıların içlerinden gelen bir dürtüyle oluştuğunu iddia ederler. Ancak bu dürtünün nasıl bir şey olduğunu kendileri de açıklayamazlar. Darwinistler aslında canlıların davranışlarına büyük bir "gücün" etki ettiği gerçeğini kabul ederler, canlılar arasındaki fedakarlığın, iş bölümünün ve mükemmel organizasyonun kaynağını bir gücün yönlendirmesine bağlarlar. Ancak bu güce yalnızca "içgüdü" adını verip konuyu kapatırlar. İçgüdü dedikleri gücün gerçek sahibini de, "tabiat ana" adını verdikleri, hiçbir gerçekçi anlamı olmayan bir deyimle açıklarlar (Allah'ı tenzih ederiz). Oysa “tabiat ana” dedikleri, taştan, topraktan, yağmurdan oluşan maddeler bütününden başka birşey değildir. Darwinistler içgüdü iddiaları ile kendi oyunlarına kendileri düşmektedirler. İçgüdülerin, evrim teorisinin bütününü yıkacak bir gerçeği ortaya koyduğunu ilk olarak ifade eden isim ise şaşırtıcıdır. Çünkü bu kişi, teorinin kurucusu Charles Darwin'dir. Darwin kitabında bu konuda şunları yazmıştır: "İçgüdüler Doğal Seçmeyle kazanılabilir ve değişikliğe uğrayabilir mi? Arıyı büyük matematikçilerin buluşlarını çok önceden uyguladığı petek gözlerini yapmaya yönelten içgüdü için ne diyeceğiz?" "İçgüdülerin birçoğu öylesine şaşırtıcıdır ki, onların gelişimi okura belki teorimi tümüyle yıkmaya yeter güçte görünecektir" ( Evrim teorisinin açmazlarından biri olan içgüdü problemi, Darwin'den bu yana sürmektedir. Canlılardaki hayranlık uyandırıcı davranışları sözde “içgüdü” olarak niteleyip bırakmakla hiçbir şey açıklanamamaktadır. Darwinistlerin yapmaları gereken şey, içgüdünün kaynağını anlamaya çalışmaktır. Bu yapıldığında görülecektir ki, eğer bir canlıda içgüdü varsa, ona neler yapması gerektiğini gösteren, ilham eden bir güç var demektir ve açıktır ki bu güç, evrenin tek sahibi ve hakimi olan Allah'tır. Evrimci bilim adamlarının içgüdü olarak nitelendirmeye çalıştıkları davranışlar, Allah'ın canlılara ilhamıdır. Unutulmamalıdır ki bir insan gözünü çevirip baktığı her yerde üstün güç sahibi Rabbimiz olan Allah'ın varlığının delillerini görebilir. Allah sonsuz aklını, merhametini ve esirgeyiciliğini tüm canlıların üzerinde tecelli ettirmektedir. Allah, hayvanlarda insanlar için ibretler olduğunu Kuran'da şöyle bildirmektedir; “Sizin için hayvanlarda da elbette ibretler vardır…” (Nahl Suresi, 66) Gerçekten hayvanlarda da sizin için bir ders (ibret) vardır... (Müminun Suresi, 21) Fizik Kanunlarını Bilen ve Buna Göre Hareket Eden Bir Balık Işık, bir ortamdan farklı bir ortama geçerken kırılır. Bu da su altındaki görüşte bazı değişikliklere sebep olur. Suyun içindeki cisimlerden yansıyan ışınlar, göze ulaştıklarında kırılır. Dolayısıyla cisimler, karada olduğundan farklı yerde algılanırlar. Ayrıca farklı algılamaya neden olan etkenlerden biri de su içerisindeki hareket, yani karmaşık akıntılardır. Normalde splash tetra balığının suyun dışındaki bir yaprağa atlamak istediğinde, her seferinde ışığın kırılmasından dolayı yaprağın yerini yanlış belirlemesi ve hedefine ulaşamaması gerekirdi. Ancak durum asla bu şekilde gerçekleşmez. Splash tetra asla hedefini şaşırmaz. Su dışındaki bir cismin yerini doğru tespit edebilmek için yapılması gereken ışığın suda tam olarak kaç derecelik açı ile kırıldığını bilmektir. Splash tetra balığının suyun altında iken dışarıdaki cismin yerini mükemmel bir açı hesaplaması yaparak doğru tahmin etmesi tabi ki olağanüstü bir durumdur. Bu balık, ışığın kırılma açısını hesaplamayı bilmemektedir. Neler yapacağını bu canlıya ilham eden her şeyi yoktan var eden Yüce Allah'tır. Splash tetra balığında olduğu gibi, Allah pek çok canlıya fedakarlık, azim, sabır gibi duyguların sonucunda gerçekleşebilecek davranışlar ilham etmektedir. Yavrularını zorluk ortamlarında asla terk etmeyen, onların korunmaları için kendilerini feda edebilen pek çok canlı bulunmaktadır. Zorluğa, zahmete, kimi zaman aşırı soğuğa, kimi zaman açlığa rağmen, asla yavrularını terk etmeyen bu canlılarda insanlar için önemli bir örnek vardır. |