#1
|
||||
|
||||
Fotoğrafçılığa giden 10 yol
Fotoğrafçılığa Giden 10 Yol
1. Her fotoğrafa bakın: İnternette surf sırasında ya da Beyoğlu’nda yürürken bir galeride gördüğünüz fotoğraftan kaçmayın, ona bakın, birlikte biraz vakit geçirin. 2. Tarzınızı yaratın: Vizörünüzden (bakaç) yaşama bakabileceğiniz, onun belirli bir parçasını kadrajlayabileceğiniz basit bir makine edinin. Önemli olan doğanın size sunduğu kadrajı değil, kendi istediğiniz kadrajı arayıp bulmanız. Herkesin baktığı yerden değil, size doğru gelen yerden bakmaya çalışın. 3. Makine almak için acele etmeyin: Herhangi bir fotoğrafçılık kursuna başlarken makine sahibi olmanız gerekmiyor. Eğitim süresince makine temin eden kurslar var. Kurs seçiminizi yaparken bunu dikkate almanızda fayda var. Kursa başladıktan sonra, fotoğraf çektikçe ve eliniz alıştıkça hangi tür fotoğrafları çekmekten keyif aldığınızı da fark edeceksiniz, nasıl bir makineyle ve hangi aksesuarlarla çalışmak istediğinize karar verebileceksiniz. Bu seçimde eğitmenlerinizden de yardım alabilirsiniz. Böylece işinize yaramayacak aksesuarları almaktan ve gereksiz masraflardan da kurtulmuş olursunuz. 4. Analog mu, dijital mi?: Sıra makine almaya geldiğinde iki seçeneğiniz var: Analog ya da dijital bir makine. Analog makinelerde pozitif ya da negatif bir filmi alıp makineye takarsınız, çekiminizi yapıp filmi banyo ettirirsiniz, film pozitifse projeksiyon makinesinde izler, negatifse fotoğraf bastırabilirsiniz. Bütün bunlar kimyasal bir süreci gerektirir. Dijital makinede ise film kullanılmaz. Makine görüntüyü belleğine kaydeder, böylece onu bilgisayara aktarıp e-posta ile gönderebilir ya da bir fotoğraf yazıcısıyla (photo printer) baskı yapabilirsiniz. Yani her şey tamamen dijital ortamda gerçekleşir. Ancak analog makineyle çektiğiniz fotoğrafı da bir tarayıcıyla (scanner) tarayıp dijital ortama aktarabilirsiniz. 5. Ayarları siz yapın: İster analog, ister dijital olsun, fotoğraf çekmeyi düşündüğünüz bir makinede uzaklık (metraj), ışık (diyafram/aperture) ve hız (enstantane/shutter) ayarlarını makine değil, siz yapabilmelisiniz. Böyle bir imkânı olmayan makineyi bırakın anı koleksiyoncuları kullansın. 6. Her şey kontrol altında: Analog bir makineyle çalışıyorsanız makinede film olup olmadığını mutlaka kontrol edin. En pratik yol alttaki geri sarma düğmesine basmadan, geri sarma kolunu dayanıncaya kadar (filmin boşluğunu alıncaya kadar) zorlamadan geriye doğru sarmak ve fotoğraf çektikten sonra makineyi kurarken geri sarma kolunun dönüp dönmediğini kontrol etmek. 7. İyi fotoğraf iyi ışık demek: Pozometreli bir makinede filmin ışık duyarlığı (DIN/ASA) değerini mutlaka ayarlayın. Fotoğrafa yeni başladıysanız ışık kaynağını (mesela güneşi) daima arkanıza alın; güneşin tepede olduğu öğlen saatlerinde insan ve yapı resmi çekmeyin. Fotoğraf çekmek için güneşli havaları ve güneşin yumuşak ve eğimli olduğu saatleri tercih edin. Sabahları, güneşin yeni yükselmeye başladığı saatlerdir, o yüzden akşama doğru güneşin sertliğini kaybettiği anlar idealdir. Bu saatlerde renkler doygun ve sıcak tonlarla ortaya çıkar, kontrast zayıf olacağı için iyi bir sonuç alınır. 8. Tripod yoksa nişan alın: 1/60 zaman ayarı (shutter speed/enstantane) altındaki 1/30, 1/15, 1/8, 1/4, 1/2 gibi değerlerle fotoğraf çekecekseniz makineyi tripod (üç ayak) ya da masa, sandalye gibi bir eşya üzerinde sabitlemenizde yarar var. Bunların hiçbirini yapamıyorsanız tıpkı tüfekle ateş edecekmiş gibi derin bir nefes alın, sonra üçte ikisini bırakın, ayaklarınızı sağlam bir şekilde iki yana açın, nişan alın ve deklanşöre basın. İşte bu kadar! 9. Kompleks yapmayın: Gelecekte biraz daha profesyonel olursanız amacınıza göre dilediğiniz boyutta makine seçersiniz ama başlangıç için 24×36 milimetrelik görüntü çeken makineler tam size göre. Bu makineler de kompakt ve refleks olarak ikiye ayrılıyor. Kompakt makineler, sabit objektifi olan ve çekeceğiniz görüntüye objektiften değil, ayrı bir optik pencereden bakılan makineler. Nispeten daha ucuz bir sistem olduğu için amatör makinelerin tamama yakını bu kategoriye giriyor. Biri hariç: Onlarca yıldır fotoğraf tutkunları ve profesyoneller tarafından kullanılan, daha uzun yıllar boyunca da kullanılacak olan Leica’nın ünlü M serisi. Kompakt makineleri bir kenara bırakıp (Leica M hariç) refleks tipte bir makine almanız daha iyi olur. Refleks makinelerde görüntü objektiften geçip bir ayna ve prizma aracılığıyla (prizma kullanmayan kimi profesyonel makineler de var) vizöre aktarılır, yani objektif ne görüyorsa, çeken de onu görür. Fotoğrafa yapacağınız pek çok kişisel müdahaleyi (ters ışıktakiler dışında) çekimden önce vizörden görebilirsiniz. 10. Moralinizi yüksek tutun: Başlangıç aşamasında yaşayabileceğiniz hayal kırıklıklarının üzerinde durmayın, fotoğraf çekmeye devam edin. Fotoğrafçılığın bir sabır ve deneyim işi olduğunu unutmayın. |