#1
|
|||
|
|||
Ticaret Unvanı / Ticaret Hukuku
Ticaret unvanı, her tacirin işletmesine ilişkin işlemleri yaparken ve işletmesi ile ilgili senet ve sair evrakı imzalarken kullanmakla yükümlü bulunduğu addır. Ticaret unvanı, tıpkı gerçek kişilerin öz ad ve soyadında olduğu gibi, tacirleri, yani ticari işletmelerin sahiplerini birbirinden ayırmaya yarar. İşletme adı, işletmenin sahibini göstermeksizin iki işletmeyi birbirlerinden ayırt etmeyi olanaklı kıldığı halde, ticaret unvanı somut bir işletmenin hangi gerçek ya da tüzel kişiye ait olduğunu gösterir.
TK m. 20, f. 1 uyarınca her tacir bir ticaret unvanı seçip kullanmaya zorunludur. Bu ilke TK m. 42’de de tekrar edilmiş ve tacirin işletmenin açıldığı günden itibaren 15 gün içinde ticari işletmesini ve seçtiği ticaret unvanını, işletme merkezinin bulunduğu yer ticaret siciline tescil ve ilan ettirmekle yükümlü olduğu açıklanmıştır. Bütün ticaret unvanları çekirdek ve ek denen iki kısımdan oluşur. Çekirdek her ticaret unvanında bulunmasını yasanın zorunlu kıldığı bölüm, ek ise duruma göre bu çekirdeğe isteğe bağlı olarak ya da bazen zorunlu bir biçimde yapılan ilavelerdir. Unvanın çekirdek kısmı, tacirin gerçek ya da tüzel kişi olmasına ve hatta tüzel kişi tacirlerin de niteliklerine göre farklılık gösterir. TK m. 43 uyarınca gerçek kişi bir tacirin unvanı TK m. 48’e göre yapılabilecek olan ekler bir yana bırakırsa, tacirin kısaltılmadan yazılacak ad ve soyadından oluşur. Ne var ki, yasa ticaret unvanına aynı sicil dairesindeki daha önce tescil edilmiş olan unvanlardan açıkça ayırt etmeye yarayacak eklerin yapılmasını zorunlu kılmıştır. Örneğin aynı sicil dairesinde iki tane Ahmet Tecimen varsa, bunların unvanları kural olarak ad ve soyadlarından oluşacağı için, üçüncü kişiler, hatta kamusal makamlar karışıklılığa düşebilecektir. Bu nedenle yasa, unvanını ikinci olarak, yani sonradan tescil ettirmek isteyen Ahmet Tecimen’e ek yaptırmak görevini yüklemiştir. Bu tür eklere zorunlu ekler denir. Fakat tacir unvanına, hüviyeti, işletmenin genişlik ve önemi ya da mali durumu hakkında üçüncü kişilerde yanılgıya yol açmayacak gerçek ya da hayali ekler yapabilir. Bunların ahlâk ya da adaba aykırı olmaması gerekir. Aynı şekilde tek başına ticaret yapan bir gerçek kişi tacir ticaret unvanına bir ortaklığın varolduğu sanısını uyandırabilecek ekler yapamaz. Nihayet tacirin bazı ekleri yapabilmesi izin almasına bağlıdır. Ticaret unvanına Türk, Türkiye, Cumhuriyet ve Milli kelimeleri ancak Bakanlar Kurulu kararı ile konulabilir. Kişi ortaklıkları olan kollektif şirketlerdeunvanın çekirdek kısmı, bütün ortakların ya da hiç olmazsa içlerinden birinin adı ve soyadı ile şirketi ve türünü gösteren bir ibareyi içerir. Örneğin Ahmet Tecimen ve Ortakları Kollektif Şirketi gibi. Adi ve sermayesi paylara bölünmüş komandit ortaklıklarda ise, unvanda komandite ortaklardan hiç olmazsa birinin adı ve soyadı yer almalıdır. Bu tür ortaklıkların unvanında sınırlı sorumlu ortak olan komanditerlerin adının yer alması yasaktır. Fakat sınırlı sorumlu ortak olan komanditerlerin adı her nasılsa ticaret unvanına yazılmışsa, bu onun sorumluluğunun sınırsız (komandite gibi) hale dönüşmesine neden olur. Konu unvanları diye de nitelendirilen anonim ve limited ortaklıklarda ise unvan serbestçe saptanabilir. Fa kat bu unvanlarda iştigal konusuna gösterilmesi ve “limited şirket” ya da “anonim şirket” ibarelerinin yer alması gerekir. Anonim ve limited ortaklığın ticaret unvanında bir gerçek kişinin adı da bulunabilir. Fakat bu durumda ortaklığın türünü gösteren ibarelerin rumuzlu ya da kısaltılmış olarak, örneğin A.fi. ya da Ltd. Şti. olarak yazılması mümkün değildir. Ticari işletmeye sahip olan dernek ve diğer tüzel kişilerin ticaret unvanları ise adlarının aynıdır. Donatma iştirakinin ticaret unvanı müşterek donatanlardan hiç olmazsa birinin ad ve soyadını veya deniz ticaretinde kullanılan geminin adını içerir. Soyadları ile gemi adı kısaltılamaz. Donatma iştirakinin unvanında ayrıca iştiraki gösterecek bir ibare de bulunur. TK tek kişi unvanlarını sadece aynı sicil dairesinde koruduğu ve başka sicil dairesinde daha önce tescil edilmiş olan aynı ad ve soyadını ihtiva eden bir ticaret unvanı sahibine ancak haksız rekabet kuralları uyarınca (TK m. 56) müdahale etmek imkânını verdiği halde (TK m. 43 f. 2), tüzel kişi tacirlerde ticaret unvanına Türkiye’nin herhangi bir sicil dairesinde daha önce tescil edilmiş bulunan diğer bir unvandan ayırt edilmesi için gerekli olduğu takdirde ek yapılmasını zorunlu kılmış, yani tüzel kişi tacirlerin ticaret unvanlarına Türkiye genelinde koruma sağlamıştır. TK ticaret unvanının oluşumunda gerçeklik ilkesini kabul etmiş, başka bir ifadeyle özellikle gerçek kişi tacirlerde ve kişi ortaklıklarda unvanın olanaklar oranında işletmenin gerçek sahibini göstermesini zorunlu kılmıştır. Ne var ki, bazı hallerde üçüncü kişilerin ve daha çok ticari işletme ile bağlantı içinde bulunan müşterilerin yanılmalarını önlemek amacıyla iş sahibi tacirin değişmesine rağmen, unvanın aynı kalmasına da izin vermiştir. Gerçekten TK m. 49 uyarınca ticari işletme sahibinin ya da bir ortağın ticaret unvanına dahil bulunan adı kanunen değişir ya da yetkili makamlar tarafından değiştirilirse, unvan olduğu gibi kalabilir. Daha önce bekâr olan bir kadının evlenerek soyadının değişmesinde durum böyledir. Aynı şekilde kollektif ya da komandit ortaklığa ya da donatma iştirakine yeni ortaklar girmesi halinde unvan eski şekliyle kalabilir. Bu ortaklıklarda ortaklardan biri ölür ve bunun mirasçıları ister şirkete miras payları ile devam etsin, ister etmesinler, miras bırakanların adının bundan sonra da unvanda yer almasına izin verirlerse, ticaret unvanının değiştirilmesine gerek yoktur. Nihayet kollektif ve komandit ortaklıklarda, şirketten ayrılan bir ortak adının da ticaret unvanında yer almasına izin verilir. TK şube unvanlarını ayrıca m. 50’de düzenlemiştir. Buna göre şube kendi merkezinin ticaret unvanını şube olduğunu belirterek kullanmak zorundadır. Bu unvana şube ile ilgili ekler yapılabilir. Merkezi yabancı bir ülkede bulanan bir işletmenin Türkiye’deki şubesinin ticaret unvanında, merkezin ve şubenin bulunduğu yerlerin ve şube olduğunun gösterilmesi gerekir. Bu konuda TK m. 42, f.3’de uygulanır. Bunun dışında TK m. 42 bütün ticaret unvanlarında uygulanacak diğer bazı hüküm ve zorunluluklar da öngörmektedir. Her şeyden önce bütün tacirler kullanacakları ticaret unvanını ve bunun altına atacakları imzayı notere onaylattırdıktan sonra ticaret siciline tescil ettirmekle yükümlüdür. Tacir tüzel kişi ise unvanla birlikte onun namına imzaya yetkili kişilerin imzaları da notere tasdik ettirilerek sicil memuruna verilir. Merkezleri yurt dışında bulunan ticari işletmelerin Türkiye’deki şubeleri kendi ülke yasalarının ticaret unvanı hakkındaki hükümleri saklı kalmak koşulu ile yerli işletmeler gibi tescil olunurlar. Bu gibi şubeler için merkezi Türkiye’de bulunan tam yetkili bir mümessilin atanması zorunludur. Bunların birden fazla şubesi varsa, ilk şubenin tescilinden sonra açılacak şubeler yerli ticari işletmelerin şubeleri gibi tescil olunur. TK’da ticaret unvanının işletmeden ayrı olarak üçüncü kişilere devredilmesine izin verilmemiştir. Bir işletmenin devri aksi açıkça kabul edilmiş olmadıkça, unvanın da devredildiğini gösterir. Öyleyse unvan işletmeden ayrı olarak devredilememekle birlikte, tacirin unvanını koruyarak sadece işletmesini devretmesi mümkündür. Usulen tescil ve ilan edilmiş olan ticaret unvanı üzerinde sahibinin tekel halinde kullanma hakkı vardır. Unvanı yasaya aykırı olarak üçüncü bir kişi tarafından kullanılan kişi, bunun önlenmesini ve haksız biçimde kullanılan ticaret unvanı tescil edilmişse, bunun sicilden silinmesini, nihayet zarar görmüş ise ve diğer taraf kusurlu ise bu zararın tazminini de isteyebilir. Ticaret unvanının müşterilerde yarattığı izlenimin önem ve değerini göz önüne alan yasa koyucu mahkemenin davayı kazanan tarafın istemi üzerine hükmün gazete ile yayınlanmasına da karar verebileceği öngörmüştür. (TK m. 54) TK m. 52 tescilsiz ya da kanuna aykırı ticaret unvanı kullanıldığını öğrenen mahkeme üyeleri ve memurları ile, ticaret ve sanayi odalarını ve noterleri durumu savcı lığa ihbar etmekle yükümlü kılmışlardır. Bunun dışında yasa hükümlerine aykırı davranan tacirler hakkında cezai yaptırımlar da öngörülmüştür. Sermaye Piyasası Kanunu m. 36’da menkul kıymetler yatırım ortaklıkları ile menkul kıymetler yatırım fonunun unvanları bakımından özel bir düzenleme getirilmiştir. |