#1
|
|||
|
|||
ESMA-İ HÜSNA: Mübdi'
Mübdi'
Allah (c.c.), Mübdi'dir. Yani her şeyi hiçten var eder, her şeyi yoktan yaratır, her şeyi ilk ve orijinal olarak halk eder. Varlıkları numûnesi ve örneği olmadan, eşi ve benzeri görülmemiş derecede güzel yaratır. Cenâb-ı Allah eşyayı hiçten maddeye, müddete, yere ve zamana ihtiyaç duymadan halk eder. Peygamber Efendimizin (a.s.m.) haber verdiği Mübdi' ismi Kur'ân'da fiil sîgası halinde geçer. Hâlık Teâlâ şöyle buyurur: "Onlar görmezler mi ki, Allah yoktan nasıl yaratıyor ve sonra onu tekrar nasıl iâde ediyor" Bunlar Allah'a kolaydır." Bir diğer âyette ise Cenab-ı Hak, "Göğü, kitap dürer gibi dürdüğümüz zaman, ilk olarak nasıl yarattık ise, onu tekrar iâde edeceğiz. Söz verdiğimiz gibi. Biz muhakkak yaparız" buyurur. Kadîr-i Zülcelâlin iki tarzda îcâdı bulunduğunu; bunlardan birinin �"htira ve ibdâ" ile, diğerinin "inşâ ve san'at" ile olduğunu beyan eden Bedîüzzaman, "ihtira ve ibda" ile Cenâb-ı Hakkın dilediği her şeye hiçten ve yoktan vücut verdiğini kaydeder. Bediüzzaman'a göre, varı yok etmek, yoğu var etmek Allah Teâlânın en kolay, en rahat, en dâimî ve en umûmî bir kanunudur. Her baharda, üç yüz bin çeşitten fazla mahlûkatın şekillerini, sıfatlarını, temel zerrelerinden başka her şeylerini ve her hallerini hiçten var eden bir kudrete karşı, "Yoğu var edemez!" diyen adam, yok olmalı! Bedîüzzaman'a göre bütün akıl sahipleri, eşyanın, hiç şüphesiz, Ferd-i Vâhid olan Cenab-ı Hak tarafından yaratıldığını kavramalıdır. Nitekim, eserleriyle azameti anlaşılan nihâyetsiz kudret sahibi Cenâb-ı Hak, "bir kibrit çakar gibi" her şeyi hiçten îcat etmektedir. Cenâb-ı Hak ihâtalı ve nihâyetsiz ilmiyle, her şeye mânevî bir kalıp hükmünde bir miktar tayin etmekte, ilim âyinesinde yer alan sûrete ve plâna göre, her şeyin zerrelerini o ilim kalıbı içine kolayca yerleştirmekte, bütün varlıkları muntazam biçimlerde yaratmaktadır. |