#1
|
|||
|
|||
ESMA-İ HÜSNA: Nâzır
Nâzır
Allah (c.c.), Nâzır'dır. Yani kullarının her işini, her fiilini, her hâlini, her tarzda, her an, her yerde gören, gözeten, gözetleyen, işlerine bakan ve denetleyendir. O bütün kâinatı ve her şeyi bir anda görür ve gözetir. Hiçbir şey ve hiçbir kimse Onun görmesinden ve nezâretinden kaçamaz, hâriçte kalamaz. Onun mutlak nezâretini hiçbir şey engelleyemez, görüşüne hiç kimse müdâhale edemez. Bütün kâinat, en büyükten en küçüğe kadar, her an Allah'ın nezâreti ve murâkabesi altındadır. Hazret-i Ali'nin (r.a.) Peygamber Efendimizden (a.s.m.) rivâyet ettiği Nâzır ismi, Kur'ân'da fiil biçimiyle gelmiştir. Cenâb-ı Hak şöyle buyurur: "Sonra onların ardından, amellerinize nezâret edelim (bakalım) diye sizi yeryüzünde halîfeler kıldık." Bedîüzzaman'a göre, maddeden sonsuz derece uzak; kayıtla sınırlandırılmaktan, karanlıklardan ve noksanlıklardan yüce; bütün nûrlar ve bütün nûrâniyât Onun kutsî isimlerinin nûrlarının bir gölgesi; bütün vücut, bütün hayat, bütün ruhlar âlemi ve bütün mîsal âlemi yarı şeffaf, cemâlinin aynası; sıfatları her şeyi ihâta etmiş; isimleri bütün kâinatı kuşatmış olan Cenab-ı Allah'ın küllî irâdesi, sınırsız kudreti ve sonsuz ilmi ile sıfatlarının tasarrufundan ve fiillerinin şümûlünden hiçbir şey saklanamaz, hiçbir şey gizlenemez. Ona hiçbir iş ağır gelmez, hiçbir fert uzak olmaz, hiçbir şahsiyet külliyet kazanmadan Ona yaklaşamaz. Cenâb-ı Hak ilim ve kudretiyle her şeye nihâyetsiz yakın, hâzır ve nâzırdır. Küçük büyük hiçbir şey, kudret dâiresinden hârice çıkmaz, kibriyâsı ve büyüklüğü her şeyi ihâta etmiştir. Cenâb-ı Hakkın, Hakîm-i Mutlak, hâzır ve nâzır olduğu için, hiçbir duâyı cevapsız bırakmadığını ve her duâyı hikmetine göre kabul buyurduğunu beyan eden Bedîüzzaman, Allah Teâlânın, yalnız ve kimsesiz varlıkların vahşet ve kimsesizlik dehşetini, huzuruyla ve cevâbıyla ünsiyete ve huzura çevirdiğini, fakat insanın işgüzarca tahakkümüyle değil, terbiye edici hikmeti gereği insana, duâsının hemen ardından ya istediği aynı şeyi, ya da daha evlâsını verdiğini kaydeder. Bediüzzamn Saîd Nursî'ye göre, şehâdet ve gayp âlemleri olmak üzere, bütün kâinat her an, tek bir sayfa gibi Allah'ın nazarındadır ve huzurundadır. Îmânın altı rüknü, gayp ve şehâdet olmak üzere bütün âlemleri kuşatmaktadır. Her şeyi ihâta eden sonsuz bir ilme istinat eden Kur'ân, bütün eşyayı birden gören, ezel ve ebet ortasında bütün hakikatleri bir anda müşâhede eden Allah Teâlânın kelâmıdır. |