#1
|
|||
|
|||
Günah Erozyonu ve Müminin Tavrı
Günah Erozyonu ve Müminin Tavrı Günümüzün nesli, şimdiye kadar tarihte görülmedik ölçüde bir ahlakî erozyon yaşıyor. Televizyonlar, gazeteler, dergiler, Internet siteleri, sokaklar, çarşı ve pazarlar, günahı teşvik edici tablolarla dopdolu. Geçmiş dönemlerde bazı kavimlerin helak olmasına sebep olan günahların hemen tamamı günümüzde fazlasıyla hem de alenen işleniyor. Öyle bir atmosfer içinde yaşıyoruz ki, adeta günaha giden yollar ardına kadar açılmış, sevaba giden yollar ise kapatılmış gibi. Nereye giderseniz gidin, üstünüze-başınıza günah adına bir şeyler bulaşmasına mâni olmak bir hayli zorlaştı. Bu durum, çamurlu bir zeminde yürüyen insanın haline benziyor. Böyle bir zeminde yürüyen insan ne kadar dikkat etse de en azından paçalarına çamur tanelerinin bulaşmasına engel olamaz. İşte günümüz toplumunda yaşayan bir insanın da tıpkı çamur deryasında yürüyen bir kişinin çamurlardan uzak kalması gibi günahlardan kaçması oldukça zor. Böyle kaygan ve kaypak bir zeminde insanın ayağının kaymaması, bunlar arasından sıyrılıp hedefine varması oldukça zor.Aşağıda sıraladığımız maddelere uyulduğu takdirde bu tavsiyeler, günahlara karşı verdiğimiz savaşta bizlere yardımcı olacaktır. Günahlara karşı dikkatli olalım Böyle her şeyiyle kaypak ve zararlı bir zeminde çok dikkatli yürümek gerekir. Mayınlı bir tarlada veya amansız bir düşman beldesinde nasıl hareket edilmesi icap ediyorsa, günümüzün çarşı pazarında gezerken de aynı dikkat gereklidir. Gerilime geçmeden dışarı çıkmayalım Dışarıya çıkmadan evvel his ve duygularımızı durultacak, berrak hale getirecek ve his dünyamıza tesir edecek çarelere baş vurulmalıdır. Bu bir şeyler okuma, seyretme veya dinleme olabileceği gibi derin bir iç muhâsebesi yapmak da olabilir. Böyle bir metafizik gerilime geçmeden sokağa çıkılmamalıdır. Tek başımıza kalmayalım Kesinlikle tek başına kalınmamalıdır. Dikkatlerimizi kontrol edecek ve nasihatiyle ruh dünyamızı ayakta tutacak bir arkadaş edinerek ve mümkün mertebe dışarıya onunla beraber çıkmaya çalışmalıyız. Bizi ikaz edici materyallerimizi yanımıza alalım Giderken-gelirken ve gideceğimiz, kalacağımız yerlerde imkan ölçüsünde hayatımızla münâsebeti olan ve bizi ikâz edici havasını koruyucu bir melek gibi üzerimizden eksik etmeyen materyalleri de yanımızda götürmeye çalışmalıyız. Mesela yanımıza bir wolkmen alarak içine bize hayra çağıran bir kaset koyup dinleyebiliriz. Günahlara karşı birer perde olacak bu tür materyaller bizim iç kontrolümüze vesile olacaktır ki, böyle bir iç kontrol ile dolup taşan bir insanın günaha girmesi ender vakâlardandır. Günaha girdiğimizde hemen tevbe edelim İşlenen bir günah ve hatâ neticesinde derhal pişmanlık duyup tevbe kapısına koşulmalıdır. Zira günahın en az kalabileceği kalb, bir müminin kalbidir. Orada hatalar, gelip geçici ve güneşle aramıza perde olan bulutlar gibidir. Hemen geçip gitmelidir. Tevbede gecikme, ruhun o nispette kararmasına sebep olur. Ve o esnâda, diğer günahlarla münâsebete geçme yolları kolaylaşır. Onun için, buna meydan vermeden, hata ve günahın şekil, keyfiyet ve büyüklüğü ne olursa olsun, insan derhal kendine gelip, Allah'ın rahmetine dehâlet etmelidir. |